Dün Amerika ve israilin barağına secde eden ve İslam Ümmeti’nin düşmanlarını dost edinen hainlerin bu sloganı bizi şaşırtmadı. “Yedi Kocalı Hürmüz” zihniyetine sahip olanlar için her gün yeni bir “serok” bulunabilir. Bu slogan, aslında HDPKK’nin zihinsel kodlarının deşifresinin fotoğrafıdır. Bu sloganla, Amerika’ya hazır kullanılacak nefer olduklarının mesajı veriliyor. Kurulduğu günden beri hep birileri tarafından kullanılan ve yalandan emperyalist karşıtı gözüken, rakiplerini Amerikan ajanı olmakla suçlayan Apocular, artık Amerika’nın kanatları altında olduklarını izhar etmekte herhangi bir beis görmüyorlar.
Her halleri ile Amerika’nın piyadesi ve gönüllü erleri olduklarını deklare ediyorlar.
Bütün bunlardan sonra bölgede son dönemlerde yaşanan olayları anlamak zor olmasa gerektir. Söylem ve pratikleri ile Amerika başta olmak üzere, tüm dünya istikbarına karşı olan İslami kesim, Amerika’nın şimşeklerini üzerlerine çekmiş bulunmaktadır. Hazır emirlerine ram olan gönüllü piyadeler var iken, İslami kesim ile hesaplaşmak isteyen Amerika, bu bölgesel kaos ortamında birden fazla hesabı bir arada görmek istiyor.
Önderleri yakalandığı zaman, “ben, devlete bir hizmet yapmak istiyorum”, diyen bir örgütün bu kaypak stratejisi bizi hiç şaşırtmadı. İlkesizliği, ana ilke olarak kabul eden bir yapının yapacağı her türlü ilkesizlik beklenen bir adımdır.
Kobani’de Amerikan askerlerinin ve paramiliter güçlerinin savaşmasının elbette bir karşılığı olacaktır. Amerika, binmeyeceği eşeğin önüne ot atmaz ve önüne ot attığı eşeğin sırtından da inmez. Kobani’nin bombalanması ve karadan da ABD güvenlik şirketi Black Water’ın katillerinin savaşması karşılığında Kürdistan’da İslam’ın silinmesi ve Müslümanların imha edilmesi ihalesi HDPKK’ye verildi.
O halde Müslümanlar bilmelidirler ki, bu gün cephemiz geniştir. Ön saflarda PKK çeteleri olsa da, asıl savaş Amerika iledir.
Bu gün, “biji serok Obama” diyenler, yarın “biji serok Espinoza” diyeceklerdir.
Herkese köle olmaya alışmış bir yapının efendileri bitmez.
Aslında bu slogan, bu melun güruhun gerçek liderlerinin ABD kumandalı olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bu gün Türkiye Müslümanları stratejilerini belirlerken bu gerçeği göz önünde bulundurmalıdır.
Artık Kürdistan’daki saldırıların adını koymak lazımdır. Bu günden sonra tüm Müslümanlar buradaki durumu, “İslam Ümmeti’nin Kürdistan cephesi” olarak müşahhaslaştırmalı ve vahdet zemininde bir araya gelerek ortak cephe oluşturmalıdır. Artık sözlerin ötesinde pratik zeminde atılacak adımların müzakere edilmesi gerekir. Emperyalistlerin gönüllü av köpeklerine karşı direnen Müslümanlar yalnız bırakılmamalıdır. Ne olursa olsun, Kürdistan’da İslam’ın son kalesi düşmemelidir. Haçlıların saldırıları karşısında İslam siper olmayı hayatlarının temel amacı olarak belirleyen Selahaddin Eyyubilerin torunlarının yanında yer alma zamanıdır. Bu kavga ve mücadele hepimizindir.
Safları sıklaştırmalıyız. Farklı eğilimlerdeki Müslümanlar, teferruatları bir kenara bırakıp Ümmetin bu asli meselesine odaklanmalıdırlar. Ortadoğu’da satranç hamleleri inceliğinde adımların atıldığı bu zeminde, edilgenliği tercih etmek yerine süreci yönlendiren bir aktör olmak en isabetli yaklaşım olacaktır.
Kobani’ye gitmek üzere yola çıkan peşmergenin üniformasının üzerinde Amerika bayrağının ve Amerikan Ordusu ibaresinin bulunması da gözden kaçmaması gereken bir ayrıntıdır.
“Unutmayalım ki gâvurun ekmeğini yiyen kılıcını sallar.”