Eski Başbakanlardan Konya Milletvekili Profesör Doktor Ahmet Davutoğlu, "Duruş Konuşmaları Bilgi, Bilinç, Ahlak" konulu konferansta katılımcılara konuştu.
Batman İl Kültür Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlenen konferansa, Batman Valisi Ahmet Deniz, Eşi Olcay Deniz, Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu, Batman Milletvekili Ataullah Hamidi, siyasi parti başkanları, STK temsilcileri, akademisyenler ve vatandaşlar katıldı.
Konferansta bir konuşma yapan eski Başbakanlardan Profesör Ahmet Davutoğlu, "Biz bu tarihin nesnesi değiliz. Bütün bir insanlık tarihi buralarda şekillendi. Hasankeyf kadar eski, tarihi, küçük bir şehre Avrupalılar sahip değildir. 2013’te Diyarbakır’da verdiğim konferansta şunu demiştim; Diyarbakır’a doğunun Paris’i derler. Paris ne ki! Diyarbakır şehir iken Paris köy bile değildi. Biz de o tarihe giden bir ilham var. O tarihin hepsini üzerimizde hissedeceğiz. Yüreğimizde, omuzlarımızda hissedeceğiz. Bu tarih bilincini ayağa kaldıracağız. Tarihin öznesi olacağız, ilkemiz budur." dedi.
"Bilgiyi doğrudan kaynağından almak lazım"
Bilginin bir nimet olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Bilgi tüketilecek bir nesne değil Rabbimizin bize lütfettiği insan olmaktan kaynaklanan bir nimettir. İnternet üzerinden elde edilen bilgiler malumattır bilgi değildir. Doğruluğu veya yanlışlığı tespit edilmemiş bir malumat yığınıdır. Malumat eğer içselleştirilirse özümsenirse bilgi olur. Eğer bilgi içselleştirilirse bilinç olur. Eğer bilinç davranışa yansıtılırsa bu da duruş olur. Ve bilgi tüketilecek bir nesne gibi değil, bir değer olarak görülmeli. Tarihte çok bilgi harmanlanması oldu. Milattan önce 5-6’ıncı yüzyılda, İslam Medeniyeti altında, modernite döneminde ve şimdi de küreselleşme döneminde yeni bir bilgi harmanlanmasıyla karşı karşıyayız. Hepimiz, bilginin asıl kaynağı üzerinde durmak durumundayız. Doğrudan kaynaklarından bilgi edinmek durumundayız." ifadelerini kullandı.
"İnsanın eşrefi, akıl edebilme yeteneğiyle ilgilidir.” diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle bitirdi:
“Akıl edebilme yeteneğini devretmiş kaybetmiş birisi Eşref-i Mahlûkat özelliğini kaybeder. Kur'an-ı Kerim'de 'hiç akledenlerle akletmeyenler bir olur mu?', 'Akleden kalpler' ifadeleri geçer. Çünkü Allah bize bir nimet vermişse hesabını sorar. Buradan da kastettiğim şey budur.
İLKHA