Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun. Günler, haftalar, aylar, yıllar geçer ve böylelikle değişir tarihler. Her değişim bir anla başlar; her değişim bir anlamayla… Her devir bir öncekinden farklı özellikler barındırır.
Tarih boyunca “Devir değişti.” sözünün kullanılmadığı bir devir olmamıştır. Geçmişe değil de yakın tarihimize ve günümüze baktığımızda, değişen devirle birlikte en değişmeyen varlığın biz Müslümanlar olduğunu görürüz. Evet, değişmemek bazen iyidir ama bazen de önü alınmayacak hasarlara sebep olur. Değişen değerler, bozulan ahlak anlayışı karşısında binlerce yıl önceki Yusuf(as) gibi değişmemek, Musa(as) gibi taviz vermemek, Meryem (as) gibi iffette sabit kadem durmak elbette en güzel davranıştır. Ancak değişen devirle birlikte kendimiz için değilse bile çocuklarımız ve sonraki neslimiz için hazırlık yapmamak, kıyamete kadar nesillerin bozulmasına göz yummak demektir. Sözü nereye getireceğiz?
Teknoloji ve bilimle tanışan çocuklarımızın İslamî manada daha çok materyale ihtiyacı var. Uzay bilimlerini astroloji ve burçlar kafasıyla anlatan, Allah’ı bilmeyen, bilse de tanımayan bilim adamlarının çıkardığı yayınlar ve yaptığı programlarla o tertemiz dimağlar kirletilmemeli. Tarihte bilimin temelini atmış, trigonometrinin, uzay biliminin, havacılığın ve daha birçok alanın öncülüğünü yapmış bilim adamlarımız olmuş. Ancak şu anki bilimsel gelişmeleri çocukların diliyle bile anlatacak bir ekibimiz yok. Her camianın bir başkasının yapmasını bekliyor gibi bir hâli var.
Yapılan her icadı, anlaşılan her hakikati Kur’an-ı Kerîm’den bulup “Baaak! Bu zaten bizim Kitap’ta vardı.” deme ezikliğinden ne zaman kurtulacağız? Ne zaman bizler de Müslümanlar olarak bir şeylerin ucundan tutacağız? Radyo icat edildiğinde herkes çok şaşırmış. Bizim ilçenin müftüsü ise hiç şaşırmamış ve demiş ki: “Bu ne ki? Kur’an’da alameti var; daha bunun resimli olanını yapacaklar. İçinde adamlar gözükecek.” Daha bir sürü icat söylermiş de kimse inanmazmış. Belki birilerine ulaşsaydı, iletişim şimdiki gibi kolay olsaydı daha o zamandan neler üretilirdi ve Müslümanlar dünyanın gözdesi olurdu. Çocuklarımızı eğitecek sahih bilim merkezleri kurulmalı ve sahih yayınlar basılmalı.
Bilinmesi iyi olabilir, Mars’a gidip orda ezan okumak isteyen çocuklarımız var bizim. Oksijen tüpüne ihtiyaç duyurmayacak icatlar yapıp uzayda istedikleri yere gitme hayalleri kuran ufaklıklar var. Bilim dergileriyle büyüklerden çok ilgilenen ve onlardan daha iyi anlayan küçükler var. Ama ne var ki o tür dergilerin çoğu ateist kafayla yazılmış. İş Allah’a gelip de tıkandı mı, “Konu burada kapanmıştır.” diyen bir zihniyet… Çocuklarımızı bunların eline mi bırakacağız?
Bilim başta olmak üzere daha birçok alanda İslami çalışmalar yapmak zorundayız. Ama nasıl? Rabbim zorlukları bize kolaylaştırsın, evlatlarımızı batıl ideolojilerin ağına düşmekten muhafaza buyursun. Âmîn.