Sağlık uzmanları, antibiyotiklerin grip veya soğuk algınlığı gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar için bir çözüm olmadığını, yalnızca bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkili olduğunu ve tedavide gerekli olup olmadığı konusunda doğru kararı yalnızca doktorların verebileceğini söylüyor.
Delta, İngiliz ve Güney Afrika varyantına göre Omicron varyantı çok hızlı derecede bulaşıcı olduğunu belirten Prof. Dr. Şenyiğit, "Genelde boğaz ağrısı, boğazda kaşıntı, yüksek ateş, birkaç gün süregelen halsizlik, takatsizlik gibi üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde meydana gelir. Ancak şu anda birçok kişi test yapmadığı için omicron veya covid-19 olduğunu bilmiyor, bundan dolayı antibiyotik kullanıyor, bu da çok yanlıştır. Virüslerin tedavisinde antibiyotiğin yeri yoktur. Ateş 39 santigrat dereceği geçmediği müddetçe antibiyotik almanızın bir anlamı yoktur, sadece kendi vücudunuza zarar verirsiniz. Eğer boğazınız ağrıyorsa ve kaşınıyorsa, ateşiniz, vücut ağrınız ve halsizliğiniz varsa büyük ihtimalle omicron olmuşsunuzdur." şeklinde konuştu.
Bilinçsiz antibiyotik kullanımı erken dönemde vücuda zarar verebilir
"Uzun süreli yüksek dozda alınan antibiyotiklerin böbreklere ve karaciğere zarar verir"
Şenyiğit, "Omicron hafif seyreden bir suçtur. Genellikle altmış yaş altı kronik hastalığı olmayanlarda herhangi bir şey yapmıyor. Altmış yaş üstü kronik hastalığı olanların Omicron'dan çekinmeleri lazım. Çünkü yoğun bakımda yatanların çoğu bu hastalık grubundadır maalesef. Dolayısıyla bu dönemde böyle bir şeyiniz varsa antibiyotik almayın, ateşininizin 39 santigrat dereceye yükselmesi sizin bakteriyel bir enfeksiyon geçirdiğinizi göstermez, muhtemelen gribal enfeksiyon geçiriyorsunuz, gripsinizdir belki infirensanızdır belki de omicronsunuzdur. Her üçünde de antibiyotik kullanmanıza gerek yok. Onun için gereksiz antibiyotik kullanıp direnç oluşturmaya mahal vermeyelim." ifadelerini kullandı.
Bilinçsiz antibiyotik kullanımı erken dönemde vücuda zarar verebilir
Antibiyotiklerin hem insan vücuduna zararları olduğunu hem de sonradan oluşturabilecekleri zararları da sıralayan Şenyiğit şöyle konuştu:
"Çünkü siz bir antibiyotik aldığınız zaman ya böbrekten ya da karaciğerden atılacaktır. Uzun süreli yüksek dozda alınan antibiyotiklerin bunlara zarar verdiğini biz çok iyi biliyoruz. Antibiyotiklerin uzun süreli yan etkileri de vardır. Mesela Fransa, Danimarka gibi... antibiyotik dirençleri çok fazla olunca oralarda antibiyotikler belirgin derecede kısıtlandı ve şu an antibiyotik direncinde belirgin bir düşüş var. Bizde de şu an herkes gidip de kendi başına eczaneden antibiyotik alamaz bu Sağlık Bakanlığının çok güzel bir uygulaması oldu. Yavaş yavaş bu dirençlerin düşmesini bekliyoruz. Bir kişi antibiyotiği boşuna alırsa yani bakteriyel enfeksiyon olmadığı halde eğer öyle bir şey yoksa vücudundaki bakteriyellerde direnç gelişebilir. Bu dirençli bakteriyel o antibiyotiği tanır, o antibiyotiğe yanıt vermez. Dolayısıyla ne yapılması lazım? gereksiz antibiyotik alamamak gerekiyor, erken dönemde kendi vücudumuza zarar veririz geç dönemde ise direnç oluşturarak bütün hastalara zarar veririz." dedi. (İLKHA)