Bingöl Üniversitesi İslami Gençlik Platformuna bağlı kulüplerin düzenlediği etkinlikte ilahiyat Arap dili Edebiyatı bölümü öğrencilerinden Muhammed Demir kısa bir konuşma yaptı. Yapılan etkinliğe öğrenciler ilgi gösterirken Kur'an bülbülleri tarafından okunan Allah’ın kelamı kampüs alanında manevi bir atmosfer yaşattı.
“Kur'an-ı Kerim, vahşi ve bedevi bir topluluktan Asr-ı saadet topluluğunu oluşturdu”
Etkinlikte konuşan Arap dili edebiyatı bölümü öğrencisi Muhammed Demir, “Aliya İzzetbegoviç’in dediği gibi Kur'an-ı Kerim bir edebiyat kitabı değil, bir hayat kitabıdır. Bizler de bu hayat kitabını hayatımızda uygulama ve bilinç oluşturma adına bu etkinliği yaptık. Kur'an-ı Kerim Hz. Muhammed Aleyhisselma indirildiği zaman o dönemdeki toplum bedevi, cahil ve vahşi bir toplumdu. Bu vahşet, bu cehalet ve köleleştirme zihniyetinin var olduğu bir dünyada Kur'an-ı Kerim yeryüzüne gönderildiği zaman o vahşi ve bedevi topluluktan Asr-ı Saadet dediğimiz topluluğu oluşturdu. Bu, Allah’ın kelamıyla oldu. Yine Aliya İzzetbegoviç’in dediği gibi Yer yüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğretmeni olmak lazım. Ashabı kiram da bunu bizlere en güzel bir şekilde göstermiştir. Bizler de bu Kur'an-ı Kerim'e kulak verip dinleyelim. Yeryüzünde öğretmen olabilmek için gökyüzünün talebesi olalım.” ifadelerine yer verdi.
“İslam ümmetinin içerisinde bulunmuş olduğu durumdan kurtulmanın tek çaresi ve yegâne reçetesi Kur'an-ı Kerim'e dönmektir”
Alanda Kur'an tilaveti yapan Bingöl Üniversitesi Tefsir bölümü yüksek lisans öğrencisi hafız Ömer Uçan, “Öncelikle bu programı düzenleyen üniversite gençliğine teşekkür ediyorum. Çünkü Kur'an-ı Kerim ile aramızda ciddi bir mesafe var, bu bağı kuvvetlendirmemiz lazım. Nitekim Kur'an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz, ‘siz Kur'an'ı hiç düşünmüyor musunuz’ ve ‘yoksa kalplerinizde kilit mi var’ buyurmaktadır. Dolayısıyla Kur'an'ı anlama, yaşama ve anlama açısından bir gayreti olmayan insanın kalbi kilitlidir. O yüzden İslam ümmetinin hali hazırda içerisinde bulunmuş olduğu durumdan kurtulmanın tek çaresi ve yegâne reçetesi Kur'an-ı Kerim'e yani öze dönmektir. Bu programı düzenleyen kardeşlerime teşekkür ediyorum, Rabbim devamını nasip etsin.” şeklinde konuştu.
“Helal ve harama uymamak da Kur'an'ı terk etmek gibidir”
Bingöl Üniversitesinde yüksek lisans öğrencisi Suriye uyruklu Ali Hüseyin, “Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de bir ayette şöyle buyurmaktadır, “Ya Rabbi bu kavmim Kitabı terk etti” buyurmaktadır. Zaman zaman bizler Kur'an'ı terk ediyoruz. Kur'an'ı terk etmek ve onunla amel etmemek faydalı olmaz. Kur'an'daki helal ve haramlara dikkat etmeliyiz. Helal ve harama uymamak da Kur'an'ı terk etmek gibidir. Kur'an'ı düşünmeli ve üzerinde tefekkür etmeliyiz. Geçmiş kavimlerin kıssalarına bakmalıyız. Kur'an-ı Kerim hem geçmiş kıssalardan haber vermekte hem de gelecekte olacak olanlara işaret etmektedir.” dedi.
“Rabbim gençliği Kur'an nesli eyleyip Kur'an'dan ayırmasın”
Bingöl Üniversitesi ilahiyat bölümü öğrencilerinden Hafız Hatip Muhammed Sait Tasalı ise, “İslami gençlik Platformu kulüpleri çok güzel bir program düzenlediler. Gerçekten okunan ayeti kerimeler bizleri çok etkiledi. Okunan bir ayet şöyleydi, ‘Peygamber kıyamet günü dedi ki, Allah’ım kavmim bu Kur'an'ı terk edilmiş bir şekilde bıraktı.’ Bizle bu ayeti kerimeyi duyduğumuz zaman tüylerimiz ürperdi. Çünkü insanlar artık pek Kur'an'a bakmıyor ve maalesef pek okumuyor. Aliya’nın da dediği gibi yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak gerekiyor ve okunan surenin sonunda şöyle bir ayet geçti, ‘eğer dualarınız olmasaydı Rabbinizin katında ne ehemmiyetiniz olurdu’ diye. Bu ayetler beni gerçekten çok etkiledi. Çok güzel bir program oldu. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. Rabbim gençliği Kur'an nesli eylesin ve Kur'an'dan ayırmasın. Bu programların devamının gelmesini temenni ediyoruz.” şeklinde konuştu. (İLKHA)