Bingöllüler 'Müslüman Tutsaklar’ için meydanlara inildi

Bingöl’de Bilgi ve Düşünce Derneği tarafından 28 Şubat Darbesi’nin yıldönümünde hukuksuzluklarla cezaevlerine atılan ve ülke dışında yaşamaya mecbur bırakılanlara özgürlük için basın açıklaması yapıldı.

Bingöl’de bugün, 28 Şubat zorbalığının yıl dönümünde dönemin brifingli yargısı eliyle yaşatılan mağduriyetlerin, aradan geçen 18 yıla rağmen giderilmemiş olmasına, darbeyi yapan kadroların yargılanmasına rağmen, darbeye maruz kalanların hala cezaevlerinde tutulduğu bu hukuki çelişkiye dikkat çekmek için basın açıklaması yapıldı.

 

Yapılan basın açıklamasına Hür Dava partisi(HÜDA PAR) Bingöl İl başkanı Hamdullah Tasalı ve çok sayıda STK temsilcisi ile kalabalık bir vatandaş topluluğu katıldı.

 

Bingöl Dörtyol Saat Kulesi önünde başlayan etkinlikte,  eğitimci Hamdullah Dargın’nın 28 Şubat darbe sürecinin adım adım nasıl hayata geçirildiğini anlatan kısa bir konuşmasıyla başladı.

 

“Şeyh Said kıyamından sonra baş gösteren zulümler, 28 Şubat darbesiyle devam etti”

Dargın konuşmasında, “Büyüklerimiz, Şeyh Said kıyamından sonra bu bölgede baş gösteren zulümleri hâlâ anlatırlar bize. 90 yıl önce olan hadiseler, bu toplumun hafızasında hala canlı olarak yerini koruyor. Bugün, burada konu edineceğimiz olayın 20 yıllık bir geçmişi var. Dolaysıyla, burada bulunan belli bir yaş üstü kardeşlerimizin hafızasında, canlılığını koruyor. Bu zulmün Türkiye’deki yakın tarih versiyonu olan 28 Şubat’ın temeli, 1989 komünizm bloğunun çökmesi sonucu, ABD’nin düşman kategorisine İslam’ı ve Müslümanları koymasına dayanıyor. ABD’nin ekseninde olan ülkeler  de bu planı hemen devreye kondu.” ifadelerini kullandı.

 

“28 Şubat darbesi halka düşmanlığının bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz”

Hamdullah Dargın’ın konuşmasından sonra Basın açıklamasını Yusuf okudu.

Boğatekin konuşmasında, “Bugün, bundan tam 18 yıl önce icraya konulan bir hukuksuzluk, zorbalık ve zulüm sürecinin ilan edilişinin, 28 Şubat darbesi adı verilen militarist kalkışmanın yıldönümü. İslami kimlik ve taleplere duydukları kini, öfkeyi açık, sistematik bir militarist dayatma ‘1000 yıl sürecek’ şeklinde dışa vuran bu kadroların halkı korkutma, sindirme ve istedikleri doğrultuda yönlendirme hesaplarının bir kere daha iflas etmiş olduğunun ayan beyan ortaya çıkmış olması, gayet sevindirici bir gelişme ve hamd etmeyi gerektiren bir sonuçtur. Aynı şekilde epeyce bir gecikmeyle de olsa cuntacı kadrodan hesap sorulma aşamasına geçilmesini de zorbalıkla yüzleşme ve adaletin tesisi adına çok hayırlı bir gelişme olarak görmekteyiz.”diye konuştu.

 

“28 Şubat davası sanıklarının tahliye edilmelerinin çok ciddi bir hukuki garabet oluşturduğuna inanıyoruz”

 

Boğatekn konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Tam da bu noktada, elbette darbecilerden hesap sorulmasına sevinmekle birlikte, 28 Şubat zorbalığının yargı düzleminde yaşanan iki temel çelişkinin görmezden gelinmemesi gerektiğinin de altını çiziyoruz. Öncelikle 28 Şubat yargılamalarının sadece darbenin askeri ayağı ile ve BÇG adlı yapılanma içinde yer almış isimlerle sınırlandırılmış olmasının ciddi bir zafiyet ve vahim bir yanlış olduğunun bir kere daha altını çiziyoruz. 28 Şubat adlı zorbalık şüphesiz askerlerce planlanmış olmakla birlikte, siyasetçilerden sermayeye, akademi dünyasından medyaya kadar geniş bir yelpazede görev almış kadrolarca icra edilmiştir. Daha fazla vakit geçirilmeden darbenin tüm bu resmi-sivil aktörlerinden de hesap sorulmalıdır. Ayrıca da Ergenekon-Balyoz davaları sürecinde de yaşandığı üzere, 28 Şubat davası sanıklarının da tümüyle tahliye edilmelerinin ve yargılanmalarının tutuksuz sürdürülmesinin de bu kişilere isnat edilen suçla birlikte düşünüldüğünde, çok ciddi bir hukuki garabet oluşturduğuna dikkat çekiyoruz.

 

 “Akıl almaz kararlarla sayısız insanın, maruz kaldığı mağduriyet yıllardır sürmektedir”

Öte yandan 28 Şubat hukuksuzluğuna dair hukuk cephesine yansıyan çok daha vahim ve can yakıcı bir zulüm uygulamasının ise, yıllardır adeta unutulmaya terk edilmiş oluşunu, görmezden gelinmesini ibretle izliyoruz. Öyle ki, bir yandan darbeciler yargılanırken, diğer yandan darbe sürecinde kotarılan hukuksuz yargılamalar neticesinde mahkûm ve mağdur edilenlere ilişkin olarak ise, hala hiçbir düzenlemenin yapılmamış olması büyük bir çelişki, tam bir tutarsızlıktır!

Hiç kuşkusuz bu süreçte pek çok kişinin haksız biçimde cezalandırılmış olması, 28 Şubat darbecilerinin toplumda yol açtıkları çok boyutlu ve derin sorunlar arasında öne çıkan, hala kanayan bir yara konumundadır. Karanlık sürecin düşmanlaştırdığı İslami kimlikli kişilere yönelik takibat ve yargılamalar neticesinde verilen ağır cezalar nedeniyle, hala pek çok kişi cezaevlerinde tutulmakta ya da ülke dışında yaşamak durumundadır. Hukuksuzluğun zirve noktasını teşkil eden ‘brifinglendirilmiş yargı’ marifetiyle bu süreçte verilen akıl almaz kararlarla sayısız insanın, aileleri ve yakınlarıyla birlikte maruz kaldıkları mağduriyet yıllardır sürmektedir.

İslami örgüt suçlamasıyla açılmış pek çok davada verilmiş kararlar nedeniyle yıllardır cezaevinde tutulan ve aynı şekilde bu davalarda isimleri geçtiği için ülke dışında yaşamaya mecbur tutulan pek çok kişinin darbecilerin hukuksuzluğunun mağdurları oldukları, bugün her açıdan anlaşılmış, açıklığa kavuşmuştur. Ne var ki, uzun bir zamandır bu konuyla ilgili tartışmalar sürmesine rağmen, hala bu mağduriyetleri sonlandırma adına yargı bazında somut bir adım atılmamıştır. 

Şu hususun altını çiziyoruz: Eğer brifing hukuka uygunsa, darbe soruşturmasına konu olması yanlıştır; yok hukuksuz olduğu kabul ediliyorsa, o zaman da buna bağlı olarak yaşatılan mağduriyetlerin telafisi için çaba göstermemek hukuksuzluktur, adaletsizliktir.

 

“28 Şubat darbe süreci mağdurlarının acilen tahliye edilmelerinin hukukun ve adaletin gereğidir”

Özetle, 28 Şubat sürecinde hukuk dışı yöntem ve dayatmalarla haklarında açılmış soruşturma ve yürütülmüş yargılamalar neticesinde mağduriyetleri hala sürmekte olan kişilerle ilgili olarak acilen yeniden yargılama yolunun açılmasını talep ediyoruz. Ve bu sürecin daha fazla haksızlık ve zulme sebep olmaması için de 28 Şubat darbe süreci mağdurlarının acilen tahliye edilmelerinin hukukun ve adaletin gereği olduğunun altını çiziyoruz.”    (Nihat Kanat-İLKHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Bingöl Haberleri

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Emiroğlu, Bingöl'deki ulaşım sorununa dikkat çekti
Bingöl İLİM İRFAN Medresesi icazet ve mezuniyet programı düzenledi
Bingöl'de açık alanda kitap okuma etkinliği düzenlendi
​Bingöl’de İTTİHADUL ULEMA'nın yetiştirdiği talebeler icazetlerini aldı
Bingöl Devlet Hastanesinde "Organ Bağışı" standı açıldı