PKK’li tutuklu yakınlarının kurduğu TUHAD-FED isimli derneğin başkanı Zübeyde Teker isimli kadın, PKK'nin Hizbullah cemaati hakkında bilinen yalan propagandalara dayalı karalamalarını yine tekrarladı. Hangi sıfat ve kritere göre AKP’nin “akil” insan olarak belirlediği belli olmayan bu kin küpü kadının, Dicle Üniversitesi olaylarında açık açık yalan söylemesi, faillerinin herkesçe PKK yandaşlarının olduğunu bildiği bir olayı saptırıp Hizbullah’ın üstüne yıkmaya çalışması, ancak PKK kültüründen beslenen birisinin yapabileceği bir ahlaksızlıktır. Bilindiği gibi Marksist Leninist ideolojiden beslenen PKK, Lenin’in “amaç için her şey mubahtır” ilkesinden hareketle karşıtlarına karşı iftira, yalan ve her türlü ahlaksız propaganda yollarına başvurmaktan çekinmemektedir.
Binlerce Kürd’ün katili olan PKK ‘ye mensup bu kadının, Hizbullah cemaatini Kürtlere karşı ciddi suçlar işlediğini iddia etmesi de, herhalde aynaya bakarak söylediği bir zırvadır. Kürdistan'da çoluk çocuk demeden köylerde evleriyle beraber yakan, köy yollarına koydukları mayınlarla kendilerine göre suçlu suçsuz demeden insanları paramparça eden, masum insanları işyerlerinde bombalayan PKK ve onun lideri Öcalan’ın, kendilerine karşı olanlara yönelik “tavuklarına kadar öldürün” talimatını gözden kaçırmaya çalışan bu zavallı kadına doğrusu söylenecek söz bulamıyoruz. Bugün kalkıp masum ve mazlum pozuna giren bu vampirlerin, işledikleri cürümleri gizlemeye çalışmaları, devekuşu misali başını kuma sokup gizlenmekten başka bir şey değildir!
Artık bu saçmalıklarını dinlemekten gına geldi. Ama bunlar bu yalanları söylemekten bıkmadı, usanmadı. Utanma dersen yüzlerine bakın utanacak bir taraf kalmış mıdır? Haya perdelerini yırtanlar, hayatlarını yalan, iftira ve her türlü düzenbazlık üzerine kuranlar, verdikleri mücadelede hiçbir kural kaide tanımayanlar için söylenebilecek fazla da bir söz yoktur.
Bu bayana şunu da hatırlatmak istiyoruz; Derin devleti de sen ve senin gibilerin seroku olan Öcalan daha iyi biliyor! PKK'yi Öcalan'a kurduran yüzbaşı pliot Necati, Öcalan'ın kayınbabası ve MİT'in kadrolu elemanı Ali Yıldırım'a sorsanız derin devletin ne olduğunu size çok güzel anlatırlar. Ankara'nın karanlık dehlizlerinde MİT tarafından kurdurulan PKK'nin, sol kökenli olanları dahil, Kürd cemaat ve örgütlerinin başına nasıl musallat ettiklerini, saldırtıklarını, Kürd halkını nasıl perişan ettiklerini ve şimdi de yine MİT'in eliyle nasıl tasfiye edilmek istendiğini, görmek istemeyen idrakı körelmiş kör gözlere neyi anlatsan boştur!
Hizbullah cemaati, içinde bulunduğunuz sözde barış sürecinde olmayı da, senin gibilerin kararıyla olmasını zül addeder. Hizbullah cemaati sizin neyinize güvenecek! İnsanların yüzüne başka, arkasında başka şeyler konuşursunuz. Yalan, iftira sizin için vak’ayi adiye haline gelmiş. Güvenirlilik, emin olma sizin yanınızda aptallığın göstergesidir. Velhasılıkelam sizin benzeriniz de kaypak, ahdu soz nedir bilmeyen, yalan makinası gibi çalışan bir örgüt, anlayış dünyada yoktur ve gelmeyecektir de!
Söz konusu kadının a haber’de yayınlanan Hizbullah’a yönelik küstahça sözleri…
DİCLE ÜNİVERSİTESİ'NDE YAŞANANLAR HİZBULLAH İLE DERİN DEVLETİN PROVAKASYONU, HİZBULLAH KÜRTLERDEN HELALLİK İSTESİN!
Dicle Üniversitesi'nde yaşananlar bir provokasyon. Ama bu Kürt gençlerinin provokasyonu değildir. Hizbullah ile derin devlet içerisinde olan güçlerin ortak çalışması olarak değerlendiriyorum. Hizbullah bu noktada Kürt halkına karşı çok ciddi suçlar işlemiştir ve Kürt halkının affedebileceği bir noktada değildir. Önce hakikaten bu sürece doğru özeleştiri ile yaklaşsın, Kürt halkından bir helallik istesin. Onsan sonra sürece dahil olur olmaz o ileriki tartışma.