Bir buçuk milyar izzetli mü’min ve mazlum Filistin

Filistin’in yeni hükümetini kurarak İsmail Heniyye başbakanlığında fiilen göreve başladı.

Filistinde son yapılan seçimlerden ezici bir çoğunlukla çıkan Hamas, 30 Mart’ta Filistin’in yeni hükümetini kurarak İsmail Heniyye başbakanlığında fiilen göreve başladı. Dış baskılar ve grupların şahsi menfaatleri özellikle sol grupların ideolojik şartlanma, içine girdikleri basit hesaplardan dolayı Hamas baştan beri kurmayı tasarladığı “Ulusal İttifak Hükümetini” kuramayarak tek başına hükümeti kurmak zorunda kaldı. Dünya genelindeki demokrasi seçimlerinden tek başına hükümeti kurabilecek çoğunluğu elde eden bir parti, hiçbir şekilde iktidarı başka partilerle paylaşmaya yanaşmaz ve tek başına iktidar olur. Çoğunluğu elde edemeyen partiler bile azınlık hükümetini kurmanın yollarını ararken Hamas’ın iktidarı diğer parti ve güçlerle paylaşmak için gösterdiği çaba takdire şayandır. Bu çabalarıyla makam-mevki, iktidar düşkünü olmadıklarını, Filistin, Mescid-i Aksa ve mazlum Filistin halkının haklarının elde edilmesi davasında ne kadar samimi olduklarının kanıtıdır. Oysa daha önce hükümet olan FKÖ, böyle birşeyi bırakın yapmayı seçimlerden hemen önce -seçim sonuçlarını tahmin etmiş olacak ki- meclisin yetkilerini kısıtlayan, devlet başkanı Mahmut Abbas’ın yetkilerini artıran yasaları yangından mal kaçırırcasına ardarda çıkarmıştı.

Hamas’ın meclis içerisinden ve dışından katılımla kuracağı “Ulusal İttifak Hükümeti” ile kendi şahsında Filistin halkına karşı kurulan kuşatmayı kırmayı, başta İsrail ve Amerikanın planlarını bozarak, işgale ve zulme karşı direnen yek vücut bir Filistin halkını meydana getirilmeyi amaçlamakta idi. Mahmut Abbasın emrinde ve çoğunluğu el-fetih üyesi olan yetmiş bin kişilik güvenlik güçlerinin ıslah edilerek Filistin halkının emrinde, topraklarının savunucusu, emanetçisi olan bir ordu kurulacak; bozulmuş, kokuşmuş devlet mekanizması yeniden yapılandırılacaktı. Vergilerle halktan alınan ve dışardan gelen paralar, şahsi çıkar ve menfaatler için değil halkın ihtiyaçlarının karşılanması, ülkenin imarı ve bağımsız bir filistin ekonomisi oluşturulması yönünde adımlar atılacaktı. Böyle bir duruma İsrail ve Amerika’nın seyirci kalması elbette beklenemezdi. Başta FKÖ ve diğer gruplara karşı baskı ve tehditler yapılarak kurulacak hükümette yer almamaları istendi ve şimdilik bunda başarılı da oldular. Görünürde Hamas, gerçekte ise Filistin halkı cezalandırılarak ekonomik ambargo ve tecrit politikaları devreye sokuldu. Güya Amerika, Ortadoğuya demokrasi getireceğini va’d etmekte halkları diktatörlüklerden ve kokuşmuş krallıklardan kurtararak halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkının tanınacağını söylemektedir. Buna göre Hamas’ı tebrik ederek her açıdan destekleyeceğine hedef tahtasına oturtup terörist ilan etmektedir. Bu çifte standardın alasıdır.

Filistin seçimleri, Amerika ve birçok batılı ülkede yapılan seçimlerden daha adilane ve şeffaf olmuştur. George Bush’un başkan seçtirildiği seçimlerdeki şayialar hepimizin malumudur. Şu nokta iyice anlaşılmalıdır ki, Amerika ve avanesinin gözünde; demokratik seçimleri kazanmak, halkının menfaat ve çıkarlarını savunmak, insan haklarına saygılı, uluslararası hukuk ve ahlaki kurallara uymakla meşruiyyet kazanılmaz. Ancak ve ancak, Amerikanın emir ve direktiflerini harfiyyen yerine getiren, onu memnun eden hükümet ve düzenler meşruiyyet kazanabilir. Amerikanın emirlerini yerine getirdikten sonra ister kral, ister diktatör ister ceberrut ol ne yaparsan yap önemli değildir.

Durum böyle olunca baştan beri siyonizm ve zulme karşı izzetli bir duruş sergileyen Hamas’ın hükümet olduktan sonra Amerika ve İsrail’in gözünde meşruiyyet kazanması elbette beklenemez. Ekonomik ve mali olarak dışa ve İsrail’in insafına bırakılmış bir Filistin ekonomisinin dışardan yardım almadan kısa ve orta vadede ayakta kalması çok zordur. 140 bin kamu görevlisinin maaşı ancak AB den gelen paralar ile ödenebilmektedir. Bunun 70 bini el-fetih üyelerinden oluşan ve direk Mahmut Abbas’a bağlı olan güvenlik güçlerinden oluşmaktadır. Maaşları ödenmediği taktirde iç ve dış tahrikler karşısında nasıl davranacaklarını tahmin etmek zor olmasa gerek. Demokrasi ve insan haklarını savunarak kriterler oluşturan, bunu başka ülkelere dayatan AB, Filistin’e yardımı keserek gerçek yüzünü de göstermiş oldu. Aynı şekilde Amerika, Hamas’ın İsrail’i tanımaması ve isteklerine olumlu cevap vermemesinden dolayı va’d ettiği 300 milyon doları ödemeyeceğini açıkladı. Hamas, hükümeti 1.2 milyar dolar dış borçla devraldı. Bu ekonomik boykot ve tecrit daha da ağırlaşarak devam edecektir.

Katliam, suikast, sürgün ve her türlü zorbalıkla davalarından döndürülemeyen yiğit insanlar, açlık-yokluk, ekonomik boykot ve uluslararası arenadan tecrit edilerek diz çöktürülmeye zorlanmaktadır. Amerika, İsrail ve batı dünyasının bu tavrı sadece Hamas, Filistin halkına karşı değil tüm İslam Dünyası ve Müslümanlara karşı bir tavırdır. “Eğer isteklerimizi yerine getirmezseniz sizleri böyle aç bırakır ve uluslararası arenadan tecrit ederiz” diyerek mesaj vermektedir.

Gerçekten de Müslümanlar bu kadar aciz midir? Bu kadar güçsüz müdür? Amerika ve İsrail bu kadar güçlü ve yenilmez midir? Hayır asla ... Onları bu denli güçlü yapan Müslümanların bölük-pörçük, birlik ve beraberlikten yoksun olmalarıdır. Vicdan sahibi bir insanın bir halkın topyekün aç bırakılmasına seyirci kalması bu durumu onaylaması mümkün değildir. Kaldı ki, bir Müslümanın; İslam ve Müslümanların onuru ve izzeti için canlarını, malllarını feda eden böylesine onurlu kardeşlerinin zalimlerce aç bırakılarak cezalandırılmasına seyirci kalması düşünülemez. Şuna inanıyoruz ki, değil devlet bazında, Müslümanlar arasında mevcut konfor ve rahatından taviz vermeden, sıkıntıya girmeden Filistin halkının ihtiyaçlarını tek başına ödeyebilecek derecede zengin olanlar var. Filistin’e yatırım yaparak işsizliği sıfıra indirecek, Filistin ekonomisinin ayakları üstünde durmasına vesile olabilecek düzeyde ve aynı zamanda İslami anlayışa sahip nice yatırımcılar var. İslam devletleri el ele vererek Filistin ve Ümmet bazında çekilen bütün sorunları çok rahat bir şekilde çözebilirler. İran ve Katar ilk etapta 50 milyon, Suudi Arabistan 92 milyon dolar yardımı va’d etti. Suriye’de devlet başkanı Beşşar ESAD’ın emriyle yardım kampanyası başlatıldı. Diğer İslam Ülkelerinde de hayır kuruluşları ve İslami cemaatler yardım kampanyaları başlattılar. Bunları diğer islam ülkelerinin takip etmesini ümit ediyoruz. Bu yardımların verilmesi bir yana oralarda bazı olumsuzlukları gözönüne alarak, yatırım ve iş alanlarının arttırılmasına çalışılması çok daha önemli olsa gerektir.

Bunlardan önemlisi, dünya genelindeki Müslümanların kardeşlik ahlakına yaraşır bir şekilde birbirleriyle yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olmasıdır. Maddi durumu ne olursa olsun etinden tırnağından keserek Peygamberimizin emrettiği şekilde bir hurma tanesiyle de olsa Müslüman kardeşlerimize yardımda bulunmalıyız. İslam Ümmetinin nüfusu bir buçuk milyarı aşmaktadır. Her Müslüman bir dolar verse bir buçuk milyar dolar birikir. Her Müslüman bir gün oruç tutarak o günkü yemek parasını Filistinli kardeşlerine gönderse milyarlarca dolar birikecek ve böylece Filistinli kardeşlerimizin Emperyalizm ve Siyonizmin tasallutundan kurtulmasına vesile olacaktır.

Ğani, yerin ve göğün hazinelerinin sahibi olan Allah’u Teala, kendi yolunda mücadele eden, sıkıntılara maruz kalanları çaresiz, yardımsız bırakacak değildir. İmtihan gereği çeşitli belalarla sınar. Varlık ve yoklukla imtihan eder. Mevlidlerle Kutlu Doğum Geceleriyle ve çeşitli etinliklerle doğumunu kutladığımız Muhammed Mustafa’ya layık bir fert ve ümmet olmamız, dünya ve ahiret saadetini elde etmemiz, Müslüman kardeşlerimizin dertleriyle dertlenmemiz ve derman olma yolunda çaba içerisinde olmamızla mümkün olacaktır.

Allah’u Teala küfre ve zulme karşı mücadele eden tüm kardeşlerimize, hasseten Filistinli kardeşlerimize yardım etsin. İstikametlerini hak yol üzere muhafaza etsin. Amin...

İnzar Dergisi

İslam Kuran Haberleri

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İslam Ve Kuran Haberleri

Yılbaşı kutlamaları ve şans oyunları haramdır
2025 hac kayıtları 15 Kasım'a kadar yapılabilecek
"Gıdada haram ve helale dikkat edilmemesi toplumsal çöküntüye neden olur"
Kazasının olup olmadığıyla ilgili şüphesi bulunan kimsenin durumu
Kurban edilen hayvan kanının alna sürülmesi doğru mudur?