Hayatın hemen hemen her alanında Cami İmamları topluma hizmet etmek zorunda kalıyorlar. Evet, hizmet etmek zorunda diyoruz çünkü toplum, camii imamından ciddi beklentiler içindedir. En basitinden sünnet düğünlerinde, düğünlerde, taziyelerde, defin işlemlerinde, ölen kişinin kırk gün sonra ardından okutulan mevlidlerde, yeni doğan çocuğa isim verme ve çocuğa ezan ile kamet okuma gibi birçok geleneğimiz imamlar tarafından icra edilmek zorunda. Yani vatandaş mahallenin imamından çok şey bekliyor.
Mahallenin camisinde görev yapan herhangi bir imamın gerçekten de çok ciddi yükümlülükleri var. Şu an birileri nikâh kıyma yetkisi niçin müftülüklere verilmiş dese de aslında bu coğrafyanın insanı hiçbir zaman dini nikâhtan vaz geçmedi ki? Velev yasalar imamlara bu yetkiyi vermese de Türkiye toplumu dini nikâh olmadan evlenmez. Müftülüklerin bu yetkiyi yasal olarak kullanması gayet doğaldır. İslam düşmanlarının her konuda olduğu gibi bu konuda da çatlak ses çıkarması da gayet normaldir. Aslında bu sesleri duymamak ve duyurmamak lazım ki gündem olmasın. Yani herkes bilir ki Cami imamlarımız nikâh kıyıyor. Hem de İslami kurallara göre… Mihri soruyor, mihri belirliyor. Kıza razı oldun mu diyor? Keşke kadının güvencesi olan mihr de yasalarca güvence altına alınabilse? Yani boşanan çiftler İslam'a göre nikâh kıymışlarsa, devlet erkekten kadının hakkı olan mihri alsa! Bu konuyu uzatmayayım…
İmamların en önemli görevlerinden birisi de yaz aylarında çocuklara ders vermektir. Mahallenin yüzlerce çocuğuna hafta içi her gün 9 ile 12 arası yazın sıcağında ders vermek zorunda. Ayrıca her yaş grubundan olan bu çocuklara Kur'an alfabesini öğretmesi gerekli… Bu da yetmez bir de dini bilgileri, namaz dualarını öğretmelidir. Vay babam vay! Okula giden çocuk bir yılda zor bela okuma yazmaya geçiyor camide ise 9 haftada bu işin öğretilmesi isteniyor. Peki, soruyorum ey Diyanet! Ey Türkiye Cumhuriyeti! Sen bu kadar görev yüklediğin bu adamcağızlara ne eğitimi verdin? Çoğu imamımız İmam hatip lisesi mezunu değil mi? Ula hani formasyon, hani lisans, hani hizmet içi eğitimlerin? Elektrik kaçağı kullanmış yaşlı adam diyor ya hani kablo ula hani saat? Biz de sormak istiyoruz bu kadar önemli görevler icra eden bir imamın hani eğitimi? Hani donanımı?
Şimdi, Türkiye cumhuriyetini eskiden yönetenlerin mantığı zaten belliydi. İmam hatip liselerini açalım da imamlar ölü yıkasın, defin işlemleri yapsın da halkın sesi çıkmasın. Tamam, bu mantığın sahiplerinin icraatları ortada, fikirleri belli, zihinleri belli… Ama İslami söylemleri olan bir hükümetin İmam yetiştirmek ve imamların donanımlarını arttırmak için yeterli adımları atmamış olması üzücü…
Üniversitede Topluma Hizmet dersi diye bir ders vardı. Bu derste final notu için toplumsal bir proje hazırlamamız istenmişti. Biz de ‘'Toplum mühendisliği diye bir bölüm kurulsun. Bu bölüme İlahiyat, Eğitim Bilimleri ve sosyoloji dallarından oluşturulacak bir müfredat hazırlansın ve yukarıda saydığım imamların gönüllü olarak yaptığı bu hizmetler, bu fakülteden mezun olan ihtisas yapmış adamlarca yapılsın. Bu vesile ile her camiye, imam ve müezzinden hariç bir de toplum mühendisi diye adlandırdığımız bu kişiler atansın.'' diye bir proje sunmuştuk.
Açık söyleyeyim ama imam arkadaşlarımız, iş yükü altında eziliyor. Özellikle yaz Kur'an kurslarında istenilen hizmet verilemiyor. Bunun sorumlusu imamlarımız değildir. Üstün bir özveri ile her konuda kendini yetiştirip topluma hizmet ettiklerini görüyoruz. Allah bütün imam ve müezzinlerimizden razı olsun. Devlet memurları 5 gün çalışıp 2 gün tatil yaparken imam kardeşlerimiz 6 gün hatta 7/24 Allah'ın evine hizmet ediyorlar.
Sözü uzatmadan bu toplumun öncüsü olan, imamı olan kardeşlerimizin eğitimi konusunda yeni bir düzenleme şart. Sadece imam hatip lisesinden mezun olmak yetmez. Lise diploması ile görev yapan imamlarımıza ve müezzinlere çok ciddi bir hizmet içi eğitim vermek şarttır. Bizden birkaç satır öneri, gerisi Devletin mülkü kendisine verilmiş yetki sahibi insanlarda. İnşallah ufku geniş, ümmetçi olacak bir Diyanet işleri başkanı gelir de bu konuları düzeltir. Görmez Hoca gerçekten de çok çalıştı. İmamların misyonunu düzeltti. Eğer emekliye ayrılmasaydı inanıyorum ki bizim söylediğimiz bu eksiklikleri düzeltecekti. Ki bu konularda birçok adım yarıda kaldı. Her neyse… Selam ve dua ile