Türkiye'deki partilerin çoğu Makyavelist'tir, yani çıkarcı, benmerkezci yapılardır. Siyasetten çok politika yaparlar, parti çıkarlarını her şeyin üstünde tutarlar. Bu yüzden onlardan ilkeli duruş beklemek çoğu defa imkânsızıdır. Dost ve düşman tanımları sürekli değişir. En büyük amaçları partilerini büyütmek, güçlendirmek ve ne pahasına olursa olsun iktidar olmaktır.
Bu tür partiler iktidar olabilmek için kendi düşünce, inanç ve değerleriyle çelişse bile birçok pratiği mubah görürler. İktidarın nimetlerinden faydalanmak için uzlaşmacı bir politikayı tercih ederler. Varlık gayelerine aykırı çoğu uygulamaya boyun eğer, fincancı katırlarını ürkütmemek için birçok olumsuzluğu sineye çekerler.
Aslında bu anlayış Batıdan, Avrupa'dan gelmedir bize. Batı menşeli, Batı zihniyetli, Batılı değerlerden beslenen, Batılı ideolojileri referans alan partilerin hemen hepsi de Makyavelist ve Oportünist yapılardır. Çünkü Batı kelimenin tam anlamıyla mutlak manada çıkarcı, faydacı bir uyarlığın sahibidir. Batılı devletler için ilkeler yoktur, çıkarlar vardır. Batı çıkarları için her türlü yolu, her türlü aldatma ve sahtekârlığı mubah görür. Batı dünyasının bugünkü lideri konumunda olan büyük şeytan Amerika'nın İslam ülkeleriyle ilişkileri bu yaklaşıma çok iyi bir örnektir.
İşte bugün ülkemizde politika yapan partilerin çoğu da ne yazık ki Batılı zihin dünyasıyla aynı kodlara sahiptir. O yüzden halkı aldatmak, kendilerine çekmek, büyümek, güçlenmek için ne gerekiyorsa yapmaktan çekinmezler.
Bu anlamda HÜDA PAR diğer partilerden ayrılmaktadır. HÜDA PAR bir grup mümin insanın, bir grup erdemli insanın dinlerine, ülkelerine, halklarına yararlı olmak için bir araya gelip kurdukları bir parti, bir erdemliler hareketidir. HÜDA PAR ilke sahibidir, kırmızıçizgileri vardır. Kendi partisel çıkarlarına aykırı da olsa ilkelerinden, kırmızıçizgilerinden taviz vermeye yanaşmaz.
HÜDA PAR İslami bir oluşum olduğu için ilkelerinin çoğu İlahi kaynaklıdır. O, Allah'ın rızasını her şeyin üstünde tutar. Allah'ın helal ve haram konusunda koyduğu sınırları çiğnememek konusunda azami bir titizliğe sahiptir. Ahlaki bir altyapısı vardır. Yüzde yüz kazanacağını bilse bile harama, günaha bulaşmaz, iyiliği emredip kötülükten men etme konusundaki vazifesinde savsaklamaya gitmez. Büyümek, güçlenmek, iktidarın nimetlerinden faydalanmak uğruna halkını aldatma, yalana, hayali vaatlerde bulunma yoluna başvurmaz.
HÜDA PAR'ın yolu peygamberlerin, velilerin, sadıkların yoludur. Bu yolun önünde engeller, zorluklar çoktur. Tarih boyunca bu yolun mensupları, taraftarları hep korkunç algı operasyonlarıyla, yalan ve iftiralarla mağdur edilmeye çalışılmışlar, güçsüz ve zayıf bırakılmak istenmişlerdir. Çoğu defa insanlar onları anlamamışlar, anlamak istememişler, yanlış tanımışlar ya da yol ve hedeflerini imkânsız ve uçuk bulmuşlardır.
Ama erdemli insanlar nezdinde, Allah'ın rızasını kazanmak için ve halkların dünya ve ahiretlerinin mutluluğu için bu yolun dışında başka bir yol da bulunmamaktadır. Bu yüzden bu yolun gönüllüleri, sahipleri, muhipleri karşılaştıkları zorluklar, halk tarafından yeterince benimsenmeme musibeti, çoğu sefer azınlıkta kalma durumu karşısında asla ümitsizliğe, gevşekliğe, öfkeye kapılmamalı, doğru bildikleri bu yolda sabır ve sebatla ilerlemeli ve son nefeslerine kadar hep bu hal üzere olmalıdırlar.
Bu yolun sahipleri için yenilgi söz konusu değildir. Dünyevi ölçülere göre, niceliksel olarak yenilgi gibi görülen durum kesinlikle yenilgi değildir. Son durağı cennet olan bir insan için yenilgi nasıl söz konusu olabilir.
Halkın erdemli insanlara ihtiyacı var. Halk bu ihtiyacı er geç anlayacak ve yüzünü erdemli insanlara çevirecektir. Erdemli insanlara düşen görev o zamana kadar sabırla mücadele ve çabasını sürdürmektir.