İnsanlar, ilk günden kendileri ve çevreleri ile ilgili haberleri anlatmaya, yazmaya ve dinleyip okumaya ihtiyaç hissetmişler. Zamanla haberler merak ve abartı öğesiyle beslenerek daha dikkat çeken bir çerçeve kazanmıştır. Haber/medyanın toplumsal etkisini ve dönüştürücü gücünü görenler kendi beklentileri; ilgili güçlerin güçlendirilmesi veya zayıflatılması amaçlı sansasyonel ve dezenforme haberleri daha öne çıkarmışlardır.
Onlarca yalanın ve yanlışın toplumun zihnini, algısını, umudunu, korkusunu yıllarca nasıl etkilediğini bilen bizlerin bir yayın ağına, doğrular safını güçlendirmek için ne kadar ihtiyaç duyduğu ortadadır.
Haftalık olarak bu misyonu imkânı nispetinde yerine getirdiğine inandığımız gazetemiz Doğruhaber, günlük olmakla bu sorumluluğu daha da artmıştır. Bu sorumluluk adına bir gazete olarak bazı duruş ve ilkelerimizin de bilinmesi lazımdır.
Doğruhaber ailesi olarak aşağıdaki hususları önemsiyor/önemsenmesini de istiyoruz:
Ümmetin olarak etnik yapılardan mezheplere, cemaatlerden gruplara farklılıklarımız normal ve fıtridir; ama bütünün birer parçası olarak farklılıklarımız ortak çerçevede yansımalıdır.
Ayetler ve hadislerin dili ve ışığında bir vahdet gerekli olduğuna göre bu birliğe hizmet etmek ve halel getirmemek gereklidir.
Aykırı düşünmek doğaldır. Aynı bütünün içinde iki zıt uç da bulunabilir; ama bu doğallık aynı bütünlük içinde herkesin kendi doğrularını yaşama, öne çıkarma, savunma fırsatını vermez. Ortada ABD, AB, Rusya, israil gibi mutlak düşmanlar varken farklılıklar rahmettir düşüncesi unutulmamalı ve aynılık olan binlerce noktayla hareket edilmelidir. Önemli olan, gazete ve yayınlarımızla uçlar arasında köprü olmak ve vasat bir noktada kalabilmektir.
Ümmetin içinde olduğu parçalanmışlık, yıkılmışlık, kültürel ve fiili işgal karşısında muhtaç olduğumuz en önemli nokta şu an birlik ve beraberliktir. Birlik ve beraberlik güç doğurur. Güç de birilerinin hesabını sana göre yapmayı doğurur. Haliyle dost ve düşman da hesabını buna göre yapar.
Emperyalist kirli akıl, bugün bütün planlarını Müslümanları Kur'an ve sünnetten uzaklaştırmak üzerine yapmaktadır. İlgili projeleri yüksek bütçelerle desteklemektedir. Suriye işgali ve 15 Temmuz darbe girişimi arka planıyla irdelendiğinde bu vaziyet açık bir şekilde belirecektir. İşgaller, tezyifler, ayrıştırmalar… Önemli olan bu oyuna alet olmamaktır.
Yardımlaşma, dayanışma ve İslam penceresinden kardeşlik, insani paralelden aynılık ve adalete sarılmak yaşantımızda, ilişkilerimizde, yazılarımızda öne çıkmalıdır.
Eleştirilerimiz yapıcı ve insaflı olmalıdır.
Gazetedeki haber, yazı ve resimlerimiz muhakkak farklı yorumlar alır ve belki de hiç ummadığımız tarafa çekilebilir. Önemli olan bir taraflara çekilebilecek nitelikte de olsa yazı ve haberlerimizin hakkaniyet, nasihat ve düzeltme amaçlı olmasıdır. Elbette taraflardan biri haklı diğeri haksızdır; ama birileri haksız olduğu için karşısında değil, haktan dolayı hakkın yanında ve haksızlıktan dolayı haksızlığa karşı olacağız…
Rabbim, çizgimizi söylediğimiz ve söyleyemediğimiz doğruluk ölçülerinden bizleri ayırmasın!