Vaktiyle kulağımdaki tehlikeli fısıltılar
Zihnimde yersiz ve yabancı düşünceler
Ufuk çizgisinde gezinen gözler
Sahipsiz, kimsesiz ve acınası kelimeler
Bir yol gösterin bana yaşamak adına
Sevinçleriyle coşturan, hüznüyle ağlatan
Yoksulluğun zirvesinde en zengin olan
Hükümlerin boynuna hükümsüzlük vuran
Bir yol gösterin yaşamak adına
Vakitsiz dara düştüğünde yürekler
Tutacak bir el olun ey düşüncelerim
Kimsesiz kaldığında masum yetimler
Başlarını okşayın ey düşüncelerim
Umutsuz kalan yığınla insana
Bir umut olun yaşamak adına
Dinle yüreğim…
Vakti gelmişken anlatayım sana yaşamayı
Çağdaşlık adı altında bağnazlığı
Bir parça modernlik uğruna barbarlığı
21.yüzyılda var olmak adına yok olmayı
Modern bir ürperti sarar bedenimi
Her bahsimde yaşamanın ağırlığını
Cahillikleri ile tanınıp bilgin gösterilenler
Haddi aşıp hadsizliği moda bilenlerle
Edebi bırakıp edebiyatını yapanlar ile
Aynı zaman dilimindeyiz yaşamak adına
Pervasızca edilen sözlerden sonra
Duy beni yüreğim, perde ardından yâda yakından
Kulak ver bana yaşamak nedir şu dünyada
Göz boyamadan ibaret yaşadığın şu para etmez dünya
İnsanı insanca anlamak mümkün mü?
Anlamların kaydığı cümlelerle
Entrikalar üzerine kurulan bu düzene
İtirazım var suçlu ilan ediyorum kendimi
Örneksiz ve izahlardan yoksun kelimelerle
Kapatıp şu cağın kepenklerini
Yol almak gerek, engin Ufuk’a
Uzakların ve ıssızlığın hayalini
Yeniden yeni cümleler ile kurmaya.
Söz&Kalem | Furkan Dağ