Bir partinin dostluk kriterleri

Emin GÜNEŞ

Dost dediğin hain olacak, fırsat kollayacak, yüzü dost kalbi düşman olacak, silahlı olacak, fırsatı bulduğunda havadan, denizden, karadan vuracak. Dost dediğin sen barış elini uzatmışken; dağa taşa bir gün lazım olur diye cephanelikler stoklayacak. Dost dediğin darbeci olacak, hem de defalarca darbe planlamış olacak yetmedi teşebbüsleriyle bunu ispatlamış olacak. Dost dediğin arkadan vuracak, seni vururken mali desteğini tüm masraflarını sana ödetecek. Senin yanına kadar sokulmuş ve senin ihdas ettiğin kadrolarla vuracak. Dost dediğin kandıracak, aldatacak, ama asla güven vermeyecek, yani tek kelime ile güvensiz olacak.

Dost olmanız için hain olmanız yetmez. Ayrıca sırtınızı dayadığınız ezeli bir hain olmalı. Ecdada ihanet etmiş, cennet vatanımızı işgal etmiş dostlarınız varsa endişelenmeyin sizden bize dost olur. Çanakkale'de beş yüz bin kardeşimizi şehit eden devletlerden en az biriyle bile dost değilseniz dostluğunuza güven olmaz. Hiç değilse Kafkaslarda Sarıkamış'ta binlerce kardeşimizi katleden yüzbinleri muhacir eden Moskofu arkana alamıyorsanız uzak durun sizden bize dost olmaz.

Bu vasıfları haiz iseniz hiç endişe etmeyin! Ne isterseniz esirgemeyiz. Zayıf iseniz güçlendiririz. Çevrenizi dikensiz gül bahçesine çevirmek boynumuzun borcu olsun. Size düşman olanları düşman beller, sizin onlarla başlattığınız mücadeleyi emanetiniz gibi kabul eder mücadelenizi kaldığı yerden biz sürdürürüz. Hiç endişeniz olmasın, onları tıktığınız zindanlarda çürütmeye devam ederiz.

Bunların hiç biri yoksa en ufak bir ihaneti aklınızdan dahi geçirmiyorsanız uzak durun! Sizden dost olmaz. İçiniz dışınız bir ise, ne kandırmaya ne kandırılmaya geliyorsanız, ilkeli iseniz ve ilkelerinizden taviz vermiyorsanız uzak durun, sizden dost olmaz.

Bu parti ihanete uğradığında yapacağı şey mevcut dostuyla dostluğa bir virgül koyup eski bir düşmanını dost edinmek, ne zamana kadar mı? Eski düşman palazlanıncaya ve ilk fırsatta ihanet edinceye kadar.

Bu nasıl bir parti, böyle parti mi olur derseniz? Evet oluyor işte.

Ve işin ilginç tarafı bu parti giderek büyüyor, güçleniyor. Bu nasıl açıklanmalı; acaba büyümek için hainlerle işbirliği bu işin olmazsa olmazı mı? Bu profesyonel, çağdaş, modern siyasetin gereklerinden midir?

Eğer öyleyse bu bizim aklımızın ermediği bir siyaset. Bu siyaset beraberinde büyüme getirse de güç getirse de bize yabancı bir siyaset. Bu yolla büyümede bir keramet göremiyoruz. Bu bir nevi istidraç gibi geliyor bize.

Allah ve Resulüne düşmanlıktan çekinmeyenlerle dost olunmayacağına inanıyoruz. Dostluklar her şeyden önce Allah İçin olmalı. Dost dediğin “Halili” vasıflar taşımalı, ihaneti aklından geçirmediği gibi kendini dostu için feda etmeyi göze almalı. Dostu dara düştüğünde âmâsız fakatsız ve acilen yardımına koşmalı.

Biz bu kriterlere sahip partiye: “bu güne kadar hep aldandık aldatıldık demeniz halk nezdinde kabul görmüş olabilir. Ancak vallahi “Hak (cc)” nezdinde kabul görmeyecektir. Adeta rehbersiz, kılavuzsuz gibi yol almanız sizi eninde sonunda uçuruma götürecektir” diyoruz.

Büyük Şeytandan kaçarak küçük şeytanın yanında konumlanmanız sizi asla şeytanın şerrinden korumayacaktır. Şeytanın hilesi tuzağı büyüktür. İlmiyle gücüyle sizi aldatması onun asli vazifesidir. İnanın Ahirette “o bizi aldattı” demeniz buradakine benzemez. Şeytan orada size nanik yapacak, kolunuzu mu büktüm diyecek. İktidar ve güç hevesine kapıldınız, benden aldığınız güç sizi sarhoş etti. Uyarıları dikkate almadınız. Kendime faydamın olmadığı bu günde size yardımcı olamayacağım, diyecek. Bizden hatırlatmak.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.