Ramazan ayının gölgesi üzerimize düşmek üzeredir. İnşallah Ramazan sayesinde gönlümüz, hanemiz, mahallemiz, şehrimiz ve ülkemiz yeniden huzura kavuşacak mutluluk ve sevinçle dolacaktır. Her mümin bu aya gönül hoşluğu ve hazırlıklı olarak girmelidir. Zira bu Ay, çok hayırlı ve bereketli bir aydır. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellemin bir hadisi şeriflerinde bu husus şöyle özetlenmiştir: “Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş tüm günahları bağışlanır.” (Buhari, Müslim)
Ramazan ayına “on bir ayın sultanı” denilmiştir. Bu ayın diğer aylardan farklı bir takım yönleri ve özellikleri vardır. Üstad Elmalı'lı Hamdi Yazır, bu ayın özelliklerini şöyle sıralar:
1- Kur'an-ı Kerim'de ismi açık olarak geçen tek ay Ramazan ayıdır. Zira Kur'an-ı Mubin, bu ayda indirilmiştir; “Ramazan ayı öyle bir aydır ki, insanlara doğru yolu gösteren, hidâyeti ve hakkı batıldan ayırmayı açıklayan Kur'an, bu ayda indirildi.” (Bakara, 185)
3-Kur'an-ı Kerim'de, “bin aydan daha hayırlı olduğu belirtilen Kadir gecesi, bu ay içerisindedir.
4-Dinimizin beş temel esaslarından biri olan ramazan orucu, bu ayda üzerimize farz kılınmıştır: “Sizden kim bu aya şâhid olur, yetişirse onda oruç tutsun. Kim de o anda hasta olur veya yol üzerinde bulunursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık diler, zorluk istemez.” (Bakara, 185)
5- Fıtır sadakası: Fıtır sadakası vermek, bu aya mahsus bir ibâdettir. Nasıl ki malları temizlemek için ondan zekât çıkarılır, öyle de beden sadakası vardır. Bu da ömründe bir kere ramazanın sonunda verilir.
6- Teravih namazı da bu aya mahsus ibadetlerimizdendir. Bu konuda bir hadisi şerif rivâyeti şöyledir: “Kim inanarak ve sevabını umarak Allah rızâsı için teravih namazı kılarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhari)
7- İtikâfa girmek: Ramazan ayının son on gününde itikâfa girmek sünnettir. “Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem, Ramazan ayının son on günü girince elini eteğini toplar, ev halkını uyandırır ve geceyi mescitte ihya ederdi.” (Buhari) Yine Hz. Âişe (r.a.)'den şöyle rivâyet edilmiştir: “Hz. Peygamber, Ramazanın son on gününde vefatına kadar itikâfa girdi. İrtihalinden sonra da zevceleri itikâfa devam ettiler.” (Buhari)
8- Ramazan ayında çokça Kur'an-ı Kerim'i okumak: Cebrail aleyhisselam Ramazan ayı çıkıncaya kadar her gece Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile buluşur, ona Kur'an'ı arzeder (okur)du. Rasulüllah, Cebrâil ile buluştuğunda insanlara rahmet getiren rüzgârdan daha cömert, daha faydalı olurdu.” (Buhari)
9- Ramazan Ayında her zamankinden daha fazla hayır ve hasenatta bulunmak: İbn Abbas'tan (r.a.) şöyle rivâyet edilmiştir: “Rasulüllah sallallahu aleyhi vesellem, insanların en cömerdi idi. Onun bu cömertliği Ramazan ayı girip de kendisiyle Cebrâil aleyhisselam karşılaştığı zaman daha da artardı.” (Buhari ve Müslim)
Enes bin Malikten (r.a.) şöyle rivayet edilmiştir: “Şaban ayının son günü Allah'ın Rasulü ashaba şöyle hitap buyurdu: “Ey insanlar! Büyük ve bereketli bir ay gölgesini üzerinize saldı. Bu ayda bin aydan daha hayırlı olan bir gece (Kadir gecesi) vardır. Allah bu ayın orucunu farz kıldı. Gecelerini ibadetle geçirmeyi öğütledi. Allah'ın sevgisine ermek için kim bu ayda bir hayır yaparsa Ramazanın dışında yetmiş farz yapan kişi gibi sevap kazanır. Kim de bu ayda bir farz yaparsa bu ayın dışında yetmiş farz yapan kişi gibi sevap alır. Bu ay sabır ayıdır. Sabrın mükâfâtı ise cennettir. Bu ay, mü'minlerin rızıklarının arttırılacağı aydır. Kim bu ayda bir oruçluya iftar verirse, bu onun günahlarının bağışlanmasına ve nefsinin Cehennemden kurtulmasına vesile olur. Ayrıca, oruçlunun sevabından bir kısmı eksiltilmeksizin ona oruçlunun mükâfâtı gibi mükâfât verilir.” (Et-Terğib vetterhib, II/94)
“Bu ay, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennemden kurtuluş olan bir aydır. Her kim, yönetimi altında bulunan kişinin işini azaltırsa Allah onu bağışlar ve onu Cehennemden kurtarır. Bu ayda dört ameli çok yapınız. İkisi ile Rabbinizi râzı edersiniz. İkisini yapmaya ise daima muhtaçsınız. Rabbinizi râzı edeceğiniz iki amel Allah'tan başka hiçbir ilâh olmadığına şehâdet (etmeniz) ve O'ndan affınızı dilemenizdir. Yapmaya muhtaç olduğunuz iki amel ise, Allah'tan Cenneti istemeniz ve Cehennem ateşinden O'na sığınmanızdır. Her kim oruçluya su içirirse, Allah ona benim havzımdan su içirir ve o Cennete girinceye kadar bir daha susamaz.” (Hayâtu's-Sahâbe, 3/384)