CHP'nin genel kongre öncesi yaptığı kongrelerini il il takip ettim.
Muhabbetten veya meraktan değil bir şenliği izlemenin hazzıyla…
Her ilin kongresi, bir sonraki ilde olacakların habercisi…
İzmir kongresinde on sekiz yaş altındaki çocukların salonda bulunmasından dolayı RTÜK tarafından ceza gelir sanıyordum ancak Mehdiliğe soyunmuş şarlatanın her gün ekranlarda gösterime sunduğu hayvan belgeselini hatırlayınca RTÜK'ten umudu kestim.
Adrenalinin en yüksek olacağı kongrenin İstanbul il kongresi olacağını düşündüğümden günler öncesinde bu kongreye göre programımı yaptım.
‘Genel kongre öncesi güzel bir şölen bizi bekler' diyordum… Ancak kongre şirin görünmek amaçlı sahte birkaç tebessümle başladı. Yüzlerde yapmacık bir gülümseme… Sonra kokoşlardan bağırtı, yetmişe merdiven dayamış birkaç kişinin ağzından saçılan köpükler… Sonra Atatürk'ün partisi falan filan söylemleriyle kongre bitti.
Kongrenin çıkışında da herkesin dilinde benzer sözcükler: Atatürk, ata, at…
Anlayacağınız aksiyon filmi beklerken kısa bir aksiyon sahnesi olan monoton bir film izledik.
Salonda olanların farkına benim gibi varamayan yabancıların yüzünde bir şaşkınlık ifadesi vardı.
Taşkınlık bekleyenlerin şaşkınlık ifadesi bir mana vermek mümkün değildi.
Bu merak duygusu birkaç saat sonra gerekçelendi. Yeni seçilen başkanın dosyası açıldıkça ne kadar dişli olduğu ortaya çıktı.
Kadın sosyal medyada nefret kusmuş… Meydanlarda elindeki taşlarla poz vermeyi marifet bilmiş. Vandalizmin dibine vurmuş. Arkasında bir terör ordusu…
Domuzun kemiklerini gösterip “beş dakika önce bu tabakta çeyrek domuz vardı” diyen bir kocanın “bak sonunuz bu olur, ne din biliriz ne iman” iması…
Hakaretini bini bir para…
Küfürleri bırakın bir kadının ağzına yakıştırmayı, bir insanın evladının ağzına alınamayacak cinsten…
Söylemlerine bakılırsa Kandil'in sözcülüğünü yapıyor dersiniz.
Ne HDP'li Ertuğrul Kürkçü ne Ziya Pir ne Erol Dora ne de Mithat Sancar bu söylemleri ifade etmeye cesaret eder.
Bütün bunları yan yana koyunca bir örgüt temsilcisinin diğerlerini köşeye kıstırdığını, dahası pıstırdığını söyleyebiliriz.
“Mustafa Kemal'in askerleriyiz” sloganı yerini “Mustafa Kemal'in sevenleriyiz ayol” sloganına bıraktı.
Dinsizin hakkında imansız gelir sözü ilk defa bir anlam ifade etti.
İstanbul kongresini reklamarası sayarsak CHP İzmir Kongresi, genel kongrenin bir fragmanı olarak kabul edilebilir.
Şubatın ilk haftasında yapılacak genel kongrenin gişe rekorlarını kıracağını söyleyebiliriz.
Öngörüme – siz buna tecrübe de diyebilirsiniz - güvenerek programınızı yapmanızı öneririm…
Bu konuda mütevazı olmaya gerek yok.
Bu alanda ciddi bir deneyimim var.
“Mustafa'nın askerleri ile Musto'nun neferleri”nin kapışacağı bir kongre olacak.
*****
CHP'de kongre sözcüğüyle beraber Mustafa Sarıgül'ün masalar üzerinde koşarak Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen'in suratının ortasına indirdiği yumruk ağır çekimde gözümün önünde canlanır.
Ne zaman kongre sözcüğü dilimin ucuna gelse CHP'li Muharrem İnce'nin kalınlaşan sesi kulaklarımı tırmalar.
Ne zaman kongre sözcüğünü düşünsem kendi içinde bile kutuplaşan CHP'lilerin arkadaşlarına kükreyişlerini duyar gibi olurum.
Bu parti mi ülkeyi yeönetecek?
Zelzelecinin Herzeleri
Haber Türk'te geçen gün prof titriyle bir zelzele uzmanı ekranlara çıkarıldı.
Ancak adam zelzele uzmanı değil resmen halk azmanı kesildi.
Zelzele Ahmet'in herzeleri sadece bir kinin kusulması değil jakoben zihniyetin pusulası niteliğindeydi.
“Yoksul insanlar kime oy vereceğini bilmez.” diyen bu zihniyetin fikir babaları yirmi üç yıl boyunca ikinci bir partinin kurulmasına müsaade etmedi. En yakın arkadaşlarının kurduğu partiyi kıytırık gerekçelerle kapatan bu zihniyetin öncüleri, tek partiyle seçim yaparak milletin aklıyla dalga geçtiler. Tek partiyle yaptıkları seçimlerde sandığa gitmeyenleri cezalandırdılar. Oylamayı açıktan yapıp tasnifi gizli yaptılar.
Midesinden başka bir düşüncesi olmayan ve çöp kutusu vazifesini yüklenmiş bu zatın “Yoksul insanlar açlıktan veya şehit olma gazıyla ölüyor.” sözünü doğal karşılamak gerekir.
Manayı bilmeyen biri her şeye madde gözüyle bakar ve madde ile mide arasındaki yemek borusu, varlık sebebi olur.
“Ülkede diktatörlük var, Atatürk'ten başka cumhurbaşkanına saygım yok.” diyen seviyenin dip noktası… Prof titriyle gençlere saygıyı(!) öğretecek.
Saygısı olmayanın saygınlığı olur mu? Diktatörlükte diktatörün yaverine secde ettirirler zelzele Ahmet! İnanmıyorsan doksan yıl kadar geriye sar kaseti.
Sahi bu zelzeleciler hep saçmalamak zorunda mıdır?
AYM'nin Kararı
AYM'nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkındaki kararının bir karardan ziyade bir teşhis olduğunu ve nihai kararın ancak bölge mahkemesi tarafından verilmesi gerektiğini bilmek gerekir.
Bunu AYM yetkilileri de Şahin Alpay ve Mehmet Altan'ı almaya giden Hasan Cemalgiller de bilir.
Çıkmayacaklarını bile bile Cemalgiller, “almaya gidiyoruz” ifadesiyle algı oluşturmaya çalıştılar ve başarılı da oldular.
Benim anlayamadığım, çeyrek asırdır zindanda varlıkları unutulan mütedeyyin insanların yeniden yargılanması ile ilgili AYM'nin bir görüşü, kararı, teşhisi veya ne bileyim bir sözü olmaz mı?
Hak ve hukuk ihlali kavramları AYM için ne anlam ifade ediyor?