Coğrafyam her gün yeni bir kâbus ve yeni bir kaosa uyanıyor. Dünyanın bütün vampir ve yamyamları buralarda kan kokusu almış cirit atıyorlar. Vahşi hayvanlara rahmet okutan bu işgalci müstemlekeler ne kural tanıyorlar ne de kaide. Bir de bunları besleyen yerli işbirlikçiler/hainler vardır. Bazen işbirlikçi kocayınca bir numara ile onu devirip yerine daha itaatkâr genç bir hain getirdikleri de olmuyor değil.
Bu güne kadar işgalci/sömürgeci emperyalistler ve işbirlikçi hainlerin bu ilişkisi dışında bir sürece tanıklık ettiniz mi? Bu zalim Batılıların ve hain Doğuluların başka bir amaca hizmet ettiğini gördünüz mü? Bir tek hayırlı bir gelişlerini bilen varsa Allah için söylesin de biz de iddiamızdan vazgeçelim. Bizi sömürmekten, işbirlikçilerini de semirmekten başka bir iş yaptılar mı?
ABD Suriye'den çekilecekmiş! Al sana gündem! Başlar analistler masal anlatmaya. “bir varmış bir yokmuş…” Bir tek ABD mi var? Rusya, Fransa, İngiltere, İtalya, Almanya, İran, Suud, Türkiye fiilen orda var. Dolaylı olarak olanları saymak için de “ülkeler ismi” hafızanız süper olmalı. Peki nasıl geldiler? Niye geldiler? Başlar bizim derin analistler/kalemşorlar derin ve ince analizler yapmaya. Vay be! Ne de her şeyi ince ince biliyorlarmış dersiniz. Televizyon kanallarının her bir oturumunda akademik kariyer yapmış on adam! Hepsi de aynı adamlar. Değişmez. Ve her birinin analizi diğerini tutmaz. Gazete köşelerini işgal etmiş her bir kalemşorla birlikte belgesel anlatır gibi Ayı'nın coğrafyamdaki her bir hareketini/tahribatını kendilerince yorumluyorlar. Belgesel edasıyla ve kısık sesle; “Ayı şimdi sinirlenecek! Ayı avına kilitlendi! Ayı bu defa fena dağıtacak! Ayı bal kokusuna yöneliyor!..”
Ayı bu ulan! Ayı! Kısık sesle ayının Ayılığını anlatıyorsun. Bağırıp çağırsana! Ayı'yı ürkütsene! Komşuya haber versene! Eline bir taş alsana! Hatta mümkünse Ayı'ya o taşı atsana! Çırpınsana! Didinsene! Bu ayı bir gün bana da zarar verir desene! Ayının bağımızda/bahçemizde ne işi var desene! Bir daha gelmemesi için nasıl bir birlik kurulabileceğine kafa yorsana! Maraş'ın işgaline verilen tepkiyi azıcık olsun yâd etsene!
Ama hayır! Irak işgal edilir, bizim bulunmaz “Hint Kumaşı analistler” arz-ı endam ederler. Halkı suçlarlar. Libya talan edilir bizimkiler! yine sahnede. Düşmanın tahribatını ve manevra kabiliyetini anlatırlar. Suriye viran olur onlar alırlar haritayı ve kalemi, kimin payına ne düşeceğini çizerler. Mısırda işbirlikçi hain, “kardeş” avına çıkar, bir günde beş bin “kardeş” öldürür. Bizimkilerin “matematiksel olasılık bilgisi” zirve yapar. Yine Yemen'de Ayı ve İşbirlikçi Hain'in eliyle her gün açlıktan ölen, derisi kemiğine yapışmış yüzlerce çocuğun ölümü sayesinde bizim “Ortadoğu uzmanlığı” tavan yapmış “mezhep” analistlerinin maaşı da tavan yapar.
İşgalcinin nerde ne kazanacağını iyi tahmin ederler. Sonra kafalar karışır. Ardından saflar karışır. Ardından namlular çalışır maalesef. Oysa biraz gündemi takip edip biraz da kulakları kabarık olan her kes rahatlıkla şu bizim “Ortadoğu uzmanları” kadar tahminde bulunabilir. Mesela ben. Uzman falan değilim. Ama çoğu kez Ayı'larının bir sonraki adımını tahmin ederim. Veya Ayı'larının bizim mahallede kimleri sevip kimleri sevmediğini iyi bilirim.
Zira ben ilkokul mezunu rahmetli Ali Amca'yı çok dinledim. Gençlerle oturmaktan keyif alır, ümmetin sorunlarını konuşmayı önemserdi. Bizim “emperyalist” deyişimize de çok kızardı. “Bu ifade de onlara ait. Halk bu dili ne anlasın oğul! Siz “emperyalizm” diyerek aslında onların ekmeğine yağ sürmüş oluyorsunuz. Onlara Gavur deyin. Onlara katil deyin. Onlara vahşi deyin. Onlar katil, vahşi, talancı, işgalci ve zalimlerdir. Bir de onlarla işbirliği yapan hainlerimiz vardır; kalleşlerimiz vardır; sapkınlarımız vardır. Halkın malını, tahtını, namusunu ve onurunu bu Gavur'lara peşkeş çekerler. Gavur'lar da onları halkın tahtına oturturlar. Kim ki bunları ifşa etmez ve bu ateşe karınca misali su taşımazsa hain değilse bile gafildir” derdi.
Bence gerisi laf-ü güzaf.