Muhammed Abdulhafız Hüseyin…
Darbeci Sisi yönetimindeki Mısır’da, hakkında idam kararı bulunuyordu.
Somali üzerinden Türkiye’ye geldi. İstanbul Atatürk Hava Limanı’nda, Mısır tarafından istenilen suçlular arasında olduğu tespit edildi. Siyasi sığınma talebinde bulunsa da talebi kabul edilmeden darbeci Mısır kuvvetlerine teslim edildi.
İhvan’ın resmi sitesinin haberine göre Muhammed Abdulhafız Hüseyin Türkiye’den Mısır’a gönderildikten sonra kendisinden haber alınamıyor.
Allah aşkına birileri bu olayı izah etsin. Suçu birkaç görevli polis memuruna yükleyerek mesele kapatılmaya çalışılmasın. Bilakis konu ile ilgili kimin ihmali veya dahli varsa kamu vicdanını tatmin edecek şekilde adımlar atılsın.
Konu ile ilgili soruşturma açılıp çok yönlü araştırma yapılması beklenirken, muhacirin fotoğrafını çekip sosyal medyada yayınladığı iddiasıyla bir vatandaş tutuklandı. Neymiş, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” etmiş.
Bu mudur sizin hukuk anlayışınız? Buna hukuk falan denilemez, buna ihmal de denilemez. En basit haliyle bunun adı zulümdür. Peki, zulmü duyurmanın adı ne zaman “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme ” olmuş.
Neyse ki duyarlı çevrelerce konu gündeme getirildi ve sosyal medyada yoğun olarak işlenince tutuklu kardeşimiz serbest bırakıldı.
Hadi muhacir kardeşimizi Firavun Sisi kuvvetlerine teslim etmenize, birkaç görevlinin ihmali dediniz. Ya bu skandal tutuklamaya ne diyeceksiniz. Sakın buna da bir savcının işgüzarlığı demeyin.
Şimdi soruyorum;
Nerede kaldı muhacirlere ensâr olma durumumuz?
Nerede kaldı mazlumlara güvenli liman oluşumuz?
Nerede kaldı Amr bin Âs’ın isteklerine karşı Necaşice duruşumuz?
Madem muhacir kardeşimize ensar gibi davranmadık, güvenli liman olamadık ve Necaşice bir duruş sergileyemedik, o halde hatamızın idrakine varıp tövbe edelim ve aynı hataya düşmemek için tedbirler alalım.
Kim ne bahaneler uydurursa uydursun muhacir kardeşimizin darbeci Sisi yönetimine iade edilmesinin ne hukuki ne de vicdani hiçbir izahı yoktur.
Herkes imkânı dâhilinde tepki göstermezse benzer olaylar daha çok yaşanacak gibi görünüyor.
Neredesiniz ey mazlumların hamisi olduğunu iddia edenler! Mazlum Hüseyin zalim Sisi’nin insafına terk edildi.
Neredesiniz ey kurttan kuzunun hesabını soracak olanlar! Kurtlarınız ümmetin kuzusunu Firavun’a teslim etti.
Neredesiniz ey yaldızlı cümlelerle “ümmet” edebiyatı yapanlar! Ümmetin emaneti emansız bırakıldı.
Neredesiniz ey adalet namına nutuk atanlar! Adaletiniz her zamanki gibi yine sınıfta kaldı.
Neredesiniz ey vicdan sahibi bilumum çevreler! Bu vicdansızlık arşı alayı titretti.
Niçin sesiniz çıkmıyor? İşlenen cürümlere karşı neden üç maymunları oynuyorsunuz?
Bilmeliyiz ki göz göre göre ölüme gönderilen Muhammed Abdulhafız Hüseyin, hepimizi Allah’a şikâyet edecek ve suskunluğumuzdan ötürü yevm-i mahşerde hepimizden hesap soracak.