Doğu ve Güneydoğu’nun kalkınmasını istemeyenler var. Birileri gerginlikten besleniyor. Tahtını kavga -dövüşün üstüne kuruyor. Yolları kesiyor. Araçları yakıyor. Yüzlerce şoförün araç kontağını elinden alıyor. Belediye otobüslerini yolcularla doluyken yakıyor. İşyerlerini sahibinin kimliğine bakmaksızın kundaklıyor. 13-14 yaşındaki çocukları acımasız birer militan olarak yetiştirmek için dağa kaçırıyor. Bu çocukların annelerinin feryatlarına kulak asmıyor. Militan yapmak üzere kaçırdığı çocukların annelerine hakaret ediyor. Zabıtalarına dövdürtüyor.
Eskiden eşkıya dağlarda aranırdı. Şimdilerde eşkıya şehre inmiş. Her türlü eşkıyalık sergileniyor. Mani olması gereken devlet-hükümet yetkilileri ise seyrediyor. Birileri sanki özel olarak 90’lı yıllara dönmek istiyor. Olaylardan bir nebze nefes alan halkın soluklanmasını istemiyor. Halkın kanı dökülsün. Kadınlar dul, yavrular yetim kalsın istiyor. Halk zarar görmüş, can mal kaybına uğramış umurlarında değil.
1990- 2000 yılları arasında yüzlerce köy yakıldı. Halk köylerinden sürüldü. Evler yakıldı. Bağlar bahçeler sahipsiz kaldı. Köylerinden ayrılmak istemeyenlere saldırıldı. Direnenler cezalandırıldı.
Memleketin dağlık bölgelerine yolların yapılmasına engel olundu. Devlet yolları kalekol inşa etmek için yaptı. PKK ise dağlarda daha iyi barınmak için yolları yapan araçları yaktı. Şantiyeleri basıldı. İş makineleri yakıldı. Arada mağdur olanlar ise halk oldu.
Gercüş ve Dargeçit yöresinde Site dağları çevresinde ulaşımın ne kadar zor olduğunu ancak buralarda yaşayanlar ya da bir sebeple oralara yolu düşenler bilir. Dargeçit’e giden yolun ne kadar kötü olduğunu yoldan Dargeçit’e gidenler iyi hatırlar. Şimdi Ilısu Barajı sebebiyle Dargeçit’e çok güzel bir yol götürülmüş. En uç köylerin dibinden aracını 100 KM hızla sürebileceğiniz yollar yapılmış. Ulaşım kolaylaşmış. Gidilemeyen dağ köylerine gidilebiliyor. En uç ve sarp noktalara ulaşılabiliyor.
Ulaşımın rahat olması, bir yörenin kalkınması için çok büyük bir faktördür. Yaşanmasına ve gidilmesine sebeptir. Dargeçit köylerinden Kurucu ve çevre köyleri alanına giren pirinç tarlaları güvenlik, ulaşımın zorluğu ve köylerin boşaltılması nedeniyle senelerce ekilemedi. Yerden göletin içinden kaynayan bir kazan gibi fokurdayarak çıkan su sahipsiz kaldı. Bir piknik alanı için mükemmel bir saha olan pirinç tarlalarının yakınındaki ziyaret ve çevresi tenhalaştı. (Yöre halkı Gulbiş’in pirincinin ne kadar lezzetli olduğunu iyi bilir.)
Gercüş’ün köylerinin çoğuna ulaşımın zorluğu, güvenlik ve köylerin boşaltılması nedeniyle bağ ve bahçeler ekilemedi. Bağlar bağken dağlaştı.
Şimdi ulaşımın kolaylaşması, olayların bir nebze yatışması nedeniyle bu köylere dönen birkaç aile eliyle buralar tekrar mamur hale getiriliyor. Bağ ve bahçeler işleniyor. Senelerdir insan eli değmemiş bağlar budanıyor. Tarlalar sürülüyor. Verimli toprağın bereketinden faydalanılmaya çalışılıyor.
Belli ki birileri hiçbir şekilde bölgenin mamur hale gelmesini, yolların yapılması ve ulaşımın kolaylaşmasını, köylere dönenler eliyle bağ ve bahçelerin işlenmesini istemiyor. Dargeçit’te Mehmet Uğurtay’ın şehit edilmesi, Dicle’de HÜDA PAR İlçe Başkanının kaçırılması ve en son Lice olayları bunun en bariz örneğidir.
Olaylar Doğu ve Güneydoğu bölgelerine çok zarar veriyor. Halkı birbirine düşürmeye ve toplumsal ayırımcılığa sebep oluyor. Kardeşliği kaldırıyor. Akrabalık bağlarını koparıyor. Fitne ateşini körüklüyor.
Bölge 30 bini aşkın insanını kaybetti ve eski günlere dönmek istemiyor. Yakılan yıkılan köyünü, bağını, bahçesini imar hale getirmek istiyor. Memleketinin serin sularından içmek istiyor. Gulbiş’in pirincini doyasıya yemek istiyor. Canına, malına, ırzına, köyüne, bağına ve bahçesine uzanan ellerden kurtulmak istiyor.
Mevla’mızdan temennimiz, huzur ve emniyet içerisinde memleketimizin en uç bölgelerine kadar her karışında rahat bir şekilde dolaşabilmemizdir. Huzur ve kardeşlik içerisinde bir yaşam süren bir topluma sahip olmamızdır.
Selam ve dua ile Allah’a emanet olun.