BAE'nin, işgal rejimiyle vardığı normalleşme anlaşması ile üyesi olduğu İslam İş Birliği Teşkilatı'nın (İİT) kuruluş amaçlarını yok saydığını, bir asırdan fazladır sürdürülen Filistin ve Kudüs davasına ihanet ettiğinin altını çizen Kır, düzenledikleri basın açıklamasıyla BAE'yi kınadı.
Yazılı basın açıklamasında Kır, "Birleşik Arap Emirlikleri'nin israil ile normalleşme anlaşmasına varması; israil'in Filistin'e ait olan Batı Şeria, Ürdün Vadisi ve Gazze Şeridinde işgal ettiği yasadışı yerleşim alanlarını, Birleşik Kudüs'ün israil'e başkent edilmesini, Filistin halkına karşı işlediği savaş suçlarını, Filistin halkının 73 yıldan beri verdiği meşru mücadeleyi, 6 milyon Filistinli mültecinin geri dönüş haklarının ellerinden alınmasını meşrulaştırma anlamı taşımaktadır. BAE, altına imza attığı 'Normalleşme Anlaşması' ile israil lehine, Filistin aleyhine şeytani tuzakları bünyesinde barındıran sözde 'Yüzyılın Antlaşması'nın uluslararası platformda hayata geçirilmesinin önünü açmakta, 23-25 Eylül 1969'da Fas'ın Rabat şehrinde kuruluş kararı alınan ve Mart 1970 yılında BM'de temsil edilen 57 İslam ülkesi tarafından Cidde'de kurulan ve kuruluş amacı Kudüs ve Filistin olan; coğrafi alan, ekonomik durum ve bir milyar 700 milyonluk nüfus yoğunluğu ile Birleşmiş Milletlerden sonra dünya üzerinde İslam alemi tarafından kurulan İslam Konferans Örgütü (İslam İş Birliği Teşkilatı) kuruluş amaçlarını yok saymaktadır." dedi.
"Filistin ile birlikte israil'e karşı bağımsızlık mücadelesi veren İİT üyeleri devletler, israil lehine, Filistin'in aleyhine kararlar almaya başlamıştır"
Kral Faysal tarafından kurulan İslam Konferans Örgütü'nün kuruluş amacının İslam ülkelerinin iş birliği ve dayanışma içinde yaşamalarını sağlamak, Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı esaretten kurtarmak olduğunu dile getiren Kır, açıklamanın devamında şunları aktardı:
Gelinen noktada İslam İş Birliği Teşkilatına üye ülkelerin; içeride kendi vatandaşları, dışarıda teşkilata üye ülkelerin birbirleri ile didişmeleri ve savaşmaları yüzünden İslam dünyasının hak ve çıkarlarını korumak, devletler arasında dayanışmayı sağlamak şöyle dursun ne kendilerine karşı yapılan dış müdahaleleri önleyebilecek ruhu ne de kendi içlerinde sulhu sağlayabilecek güçleri kalmıştır. İşin daha garibi; 1948'de, 1967'deki 6 gün, 1973'te Yom Kippur savaşlarında Filistin ile birlikte israil'e karşı bağımsızlık mücadelesi veren Suudi Arabistan, Mısır, BAE, Bahreyn, Umman gibi sözde İslam ülkeleri BMGK'da israil'in sorgulandığı birleşimlerde ya toplantıya katılmamak ya israil'in lehine oy kullanmak ya da çekimser kalmak suretiyle israil lehine, Filistin'in aleyhine taraflarını belirleyecek noktaya gelmişlerdir. Teşkilat şu anda birbirleri ile dayanışan değil, birbirleri ile savaşan, birbirlerinin ortak hak ve menfaatlerini değil, düşmanlarının hak ve menfaatlerini koruyan, hatta teşkilat üyesi komşu devletleri yok etmek için silahlanan sözde birliğe dönüşmüştür. Böyle bir teşkilatın adının hala İslam İş birliği Teşkilatı olarak anılması ne teşkilat ne de birlik ruhuyla bağdaşmaktadır.
"Birleşik Kudüs'ün israil'e başkent yapılması kararından vazgeçmesi için derhal ültimatom verilmeli"
Açıklamasının sonunda Kır, "Başta İslam İş Birliği Teşkilatının kuruluşuna ev sahipliği yapan Suudi Arabistan olmak üzere; Birleşik Arap Emişrlikleri, Bahreyn, Mısır, Umman gibi İslam ülkelerinin sözde 'Yüzyılın Barış Antlaşması' çalışmalarına ev sahipliği yapmaları, son olarak da Birleşik Arap Emirlikleri'nin israil ile normalleşme adı altında güya Batı Şeria'nın ilhakına mâni olmak gibi bir kılıf ile anlaşma yapmaları israil ve ABD lehine, Filistin ve İslam ümmeti aleyhine işbirlikçiliktir. FKÖ, Hamas ve İslami Direniş Hareketi gibi Filistin yönetimlerinin israil'in hukuksuzluklarına karşı birlikte verdikleri direnişe nifak sokma ve baltalama hareketidir. Gelinen noktada İslam İş Birliği Teşkilatının kendileriyle yüzleşme, teşkilatın kuruluş amaçlarını yeniden gözden geçirme, amaçları dışında hareket eden ülkeleri birlikten çıkarma ve israil-Filistin politikalarını yeniden gözden geçirilmelidir. israil'in Batı Şeria, Ürdün Vadisi gibi yasa dışı işgallerini ilhaka dönüştürme, Birleşik Kudüs'ün israil'e başkent kararından vaz geçmesi için derhal ültimatom verilmeli. Geri adım atmaması durumunda bölgeye İslam ülkeleri tarafından barış gücü askeri gönderme kararı alınmalıdır. 'İsrail'in terörist devlet olduğu', 'Filistinlilere Soykırım Uyguladığı' kararları yanında, 'Başkenti Birleşik Kudüs olan, 1967'deki sınırlarını esas alan 'Bağımsız Filistin Devleti'nin tanınacağı kararı üye ülkelerin kendi meclislerinde alınmalıdır." ifadelerine yer verdi.
İLKHA