Başbakanlık Toplu Konut İdaresi tarafından Rahva Ovasına inşa edilen ve kentin buraya taşınması için alınan bütün kararların kentte yaşamayanlar tarafından alındığını belirten Bitlis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Tezcan, “Bitlis’in kaderi, Bitlis’i tanımayanlar tarafından belirleniyor.” dedi.
Bitlis’in gelişimi için Rahva’ya taşınmasının şart olarak gösterildiğini ancak bazı dengelerin gözetilmediği kararda, kent merkezinde bulunan mahallelerin varoşa dönüştürüldüğünü ifade eden Tezcan, bu nedenle özellikle gençler arasında uyuşturucu kullanımından kötü alışkanlıklara kadar birçok alışkanlıklarda artış yaşandığına dikkat çekti.
Bitlis'in Rahva'ya taşınmasını eleşiren Tezcan, “Geçmiş dönemlerde üniversite ayarında olan 7 adet medresenin bulunduğu Bitlis’in bugün geldiği nokta içler acısıdır. O dönemde yaşayan alimler bile Bitlis’in vadi içerisine kurulmasına müsaade etmiş, daha düz ve geniş olan Rahva bölgesini tavsiye etmemişlerdir. Rahva bölgesini iklim şartları ağır, yaşanılması zor yer olarak tabir etmişler.”dedi.
“Şehri Rahva’ya taşımakla, zenginle fakir arasındaki denge bozuldu”
2004 yılında Başbakanlık Toplu Konut İdaresi tarafından yaptırılan konutlarla bir anlamda taşınmanın fitilinin ateşlendiğini belirten Tezcan, “Bununla birlikte parası olanlar mahallelerden TOKİ’ye taşınarak, bir anlamda parası olmayan fakir insanları mahallelerde bıraktı. Bu da mahallelerde varoşlaşmaya neden oldu. Bu dönemde sonra merkezdeki mahallelerde gençler arasında uyuşturucu kullanımı arttı. Kötü alışkanlıklarda da önemli derecede artış yaşandı.” diye konuştu.
Bitlis'in Rahva'ya taşınmadan önceki sosyal durumuyla ilgili bilgi vererek karşılaştırmada bulunan Tezcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehrimiz Rahva denen alana taşınmadığı zamanlarda bizim mahallelerimiz vardı. Bunun altını çizerek ve gururla söylüyorum. Ülkede şiddet olayları olduğu halde Türkiye’de en huzurlu 5 ilden biri Bitlis’ti. Huzurlu olmanın sebepleri vardı. Kendi gelenek, göreneklerimiz, kültürümüz, birlikte yaşama alışkanlıklarımız vardı. Bütün mahallelerimizde esnaf, işçi, köylü, bürokrat çocukları birlikte yaşarlardı. Aynı okullarda okurlardı. Aynı alanlarda birlikte oynarlardı. Hep birlikte arkadaşlık yaparlardı. Acı ve tatlı günlerini birlikte yaşarlardı. Bir tane varoş mahallemiz yoktu. Hepsinin kendisine has güzellikleri ve özellikleri vardı. Bir mahalle futboluyla ön plandaysa, öteki mahalle kayak sporuyla, öbürü folkloruyla ama aralarında tatlı bir rekabet vardı. Şimdi şehri 15 kilometre öteye taşıdılar. Vadiden çıkarıp düzlüğe taşıdılar. Bizler başından beri çeşitli uyarılarda bulunduk. ‘Bu şehri taşırsanız, mahallelerimiz varoşlaşacak’ dedik. Vadinin içinde bulunan eski Bitlis 70-80 bin nüfusa hitap edebilecek genişliktedir. Ama onlar bunun tam tersi yaptılar. Düz alana çıkaracağız dediler. Düz alan dedikleri Rahva’nın iklim şartları ortada. Zengin fakir ayrımı yaptılar. Mahallelerimizi varoş hale getirdiler. Geçmişin güzelliklerinin üzerine sünger çektiler.”
“Taşınmayla bitlikte uyuşturucuda artış başladı”
Bitlis’in Rahva’ya taşınmasının gençleri olumsuz etkilediğine ifade eden Tezcan, Türkiye’nin en huzurlu 5 ilinden biri olan Bitlis’in Rahva’ya taşınması ile birlikte uyuşturucu kullanımı ve kötü alışkanlıkların da arttığı söyledi.
Rahva mevkiine taşınıncaya kadar Bitlis’te uyuşturucu kullanımı olmadığını, gençlerin uyuşturucu maddeleri tanımadığını belirten Tezcan, "10 yıl önceye kadar Bitlis’te uyuşturucu olduğuna inanmıyorum. Rahva’ya taşınmayla birlikte varoşlaşan mahallelerde uyuşturucu kullanımı da artı. Bizler o zaman da kendilerine ‘Bu mahallelerimizi varoş haline getirirseniz, mahallelerimiz İzmir’deki Kadifekale, Mersin’deki Kurtali, Ankara’daki Çinçin Mahallesi gibi olur, kimse giremez buralara’ demiştik. Tabi bunun kararını burada yaşamayanlar veriyor. Bitlis’in kaderini Bitlis’i bilmeyen, hiçbir aile ferdi Bitlis’te yaşamayan, buranın coğrafi şartlarını, ekonomik durumunu, sosyolojik yapısını bilmeyenler belirliyor.” şeklinde konuştu.
“Kenti dört parçaya böldüler”
Rahva’daki yapılaşmayla birlikte kentin bölündüğünü dile getiren Tezcan, şunları söyledi: “Bu gün resmi kurumların binalarını taşıyarak veya daha büyük binalara kavuşturulmasının Bitlis ekonomisine bir katkısı olmayacaktır. Bitlis'i düzlüğe çıkarmaya çalışmak birilerine rant kapısını açmaktır. Bundan dolayı Rahva bölgesi bir fiyaskodur. Oradaki arsalara yazık oldu. Nüfus azalmasına rağmen şehri dört parçaya böldüler. Bitlis şehir merkezi denilen bir şey kalmadı. Rahva rant alanına dönüştü. Şimdi rantları da düştü. Çünkü nüfus yok. Bunun mutlak surette yeniden ele alınması lazım.
Yeniden Bitlis’te yaşayan dinamiklerin bir araya gelerek bu sorunlara ve çözümsüzlüklere el atması lazım. Burada yaşayanlar bu ortamı oluşturmak zorundadırlar. Bunu sadece halk tek başına değil, devletle birlikte masaya yatırarak çözebilir. Keşke şehrin taşındığı Rahva bölgesine bir bulvar, bir cadde yapsalardı. Günün koşullarına göre binalar yapsalardı. Maalesef 10 yılda yapılan binalar hepsi demode olmuş dökülüyor. Bunlar hepsi göz önündedir. Yapılan yeni binaların yarısı güneş görmüyor. Resmi kurumlar inşa edilmiş. Bunlar tamamen suçtur."
Rahva'da okulların neredeyse E-5 karayolunun sıfır metresine yapıldığını ifade eden Tezcan, "Okullar normal caddelerde bile bir iki arka sokaklarda olur. E-5 uluslararası karayolunun sıfırında yapılan onlarca okulda ses ve gürültüden dolayı ders bile işlenemiyor." ifadelerini kullandı.
Rahva'da çarpık kentleşmeye gidildiğini savunan Tezcan, "18 uygulamasıyla halkın arsalarına el konuldu. Orada yaşayan vatandaşlar mağdur edildi. Adamın haberi olmadan arsasından yol götürüldü. Bilgisi olmadan yol kenarındaki arsasına cami inşa edildi. En azında 18 uygulamasını durdurmaları lazım. O bölgeyi öyle bir hale getirmişler ki artık bir yapılaşma dahi yapılamıyor. Yetkilileri burası için yeniden bir planlama yapmaya davet ediyorum.” diyerek sözlerini tamamladı. (Şükrü Tontaş - İLKHA)