Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında başörtülüler hakkında çirkin sözler sarf eden Fikri Sağlar, darbe imasında bulunan İlker Başbuğ ile felaket çığırtkanlığını yapan Can Ataklı hakkında Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu.
Suç duyurusunun ardından Bitlis Adliye Sarayı'nın önünde düzenlenen basın açıklamasını okuyan AK Parti Bitlis İl Başkanı Engin Günceoğlu, faşizmin en ilkel, en karanlık, en nobran söylemleri ve eylemleriyle millete, milletin değerlerine, tarihine, kültürüne saldıran köhne zihniyetin mensuplarıyla mücadele etmenin, herkesin en başta gelen sorumluluğu olduğunu belirtti.
Günceoğlu, "Yakın tarihte 28 Şubat’tan 15 Temmuz’a kadar uzanan nice acı hatıraları hâlâ hafızasında canlı olan milletimiz, faşist zihniyete karşı gösterdiği ilkeli ve güçlü duruş sayesinde, ülkemizin en büyük kalkınma ve demokrasi atılımının partimiz vasıtasıyla gerçekleştirilebilmesini sağlamıştır." dedi.
"Tabii bu süreçte, eski Türkiye’de kaldığını ümit ettiğimiz faşist zihniyetin, bulduğu her fırsatta adeta hortlamasının yol açtığı tedirginliği de hep birlikte yaşıyoruz." diyen Günceoğlu, şunları söyledi:
"Kimi zaman milli iradenin tecelligahı olan Meclis’in mehabetini bozan, kimi zaman medya mecralarını kirleten, kimi zaman eskiden mensubu oldukları kurumların saygınlığına zarar veren bu zihniyet sahipleriyle hukuk önünde hesaplaşmakta kararlıyız. Bu örneklerden biri, CHP’nin resmi yayın organı olan bir televizyon kanalında, 'Başörtülü bir hâkimin tarafsız olamayacağını ve adil yargılama yapamayacağını' söyleyen eski milletvekili ve bakan Fikri Sağlar’ın ortaya koyduğu tavırdır. Türkiye’nin artık geride bırakmış olması gereken, büyük acıların çekildiği ve bedellerin ödendiği bir meseleyi yeniden gündeme getiren bu kişi, CHP’nin demokrat yaldızı altındaki faşist yüzünü bir kez daha sergilemiştir. Gazeteci kimliğiyle yaptığı bir sosyal medya paylaşımında ise Can Ataklı, Cumhurbaşkanımızın seçimle gitmeyeceğini, ordunun darbe kabiliyetinin kalmadığını, artık tek ümidin ülkenin halkta öfkeye yol açacak büyük bir felakete uğraması olduğunu söyleyebilecek kadar derin bir sefalete düşmüştür. Darbe ve felaket çığırtkanlığı yapan bu zihniyet, ülkemiz için bizatihi bu tehditlerin kendisi kadar tehlikelidir. Aynı şekilde, Genelkurmay eski başkanlarından İlker Başbuğ’un, 27 Mayıs darbesinin, şayet rahmetli Menderes erken seçim kararını ilan etseydi olmayabileceği, böyle bir durumda da iktidarın zaten CHP’ye geçeceği yönündeki açıklamaları, zihinlerin gerisindeki darbe sevdasını açık etmiştir. Sadece bu üç örnek dahi Türkiye’nin 97 yıllık Cumhuriyet tarihinde elde ettiği milli iradenin üstünlüğünü esas alan kazanımları hala hazmedemeyenlerin, vesayet ve darbe dönemlerinin özlemiyle yanıp tutuştuğunu göstermeye yeterlidir."