Kurulduğu günden beri BM'nin bir gerçek, bir de kağıt üzerinde misyonu vardır. Güya İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, dünya barışını korumak üzere BM kuruldu. Ama BM'nin kuruluş tarzına ve işleyiş biçimine bakıldığı zaman, aslında niçin kurulduğu açık bir şekilde görülür. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yeni dünya düzeninin emperyalist devletlerin çıkarlarına uygun bir tarzda şekillenmesini temin etmek maksadıyla böyle bir yapı oluşturuldu. BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi, başka bir deyişle dünyanın başına musallat olan şer 5'lisi, dünyanın efendisi kılınmak istendi. Bütün dünya, bu emperyalist devletlere hizmet etmek üzere hizaya getirildi. Kağıt üzerindeki misyon, edebiyattan ibaret kaldı. Sahada ise tamamen başka bir görüntü ortaya çıktı. Kurulduğu günden beri BM'nin, dünya halklarına, mazlumlara ve fakirlere bir faydası olmamıştır. “Dostlar pazarda görsünler” kabilinden bazı kıymetsiz projeler uygulandıysa da bu projeler; büyük talan, yağma ve sömürü operasyonlarına makyaj olması, hedef saptırılması ve halkları kandırılması için yapıldı. Bu gün BM'nin gerçek misyonu, başta ABD olmak üzere, uluslararası şer güçlerin işgal ve talanlarına yasal kılıf bulmak, işgallere ve katliamlara yasal meşruiyet kazandırmaktır. Tüm sömürü ve katliamlar, bu çatı altında aklanmaktadır. Eğer israil vb. gibi ülkeler aleyhinde bir gündem oluşursa, çoğu zaman veto edilir. Bir kınama kararı bile çıkarılamamaktadır. Nadiren bile olsa israil gibi devletlerin aleyhinde herhangi bir karar çıktığı zaman, bu kararlar uygulanmamaktadır. BM'nin bu konuda hiçbir etkisi ve yaptırımı söz konusu olmamaktadır. Eğer ki söz konusu olan bir İslam ülkesi ise, acilen karar çıkarılır ve NATO devreye sokularak Haçlı seferi başlatılır.
Sadece son on yılda BM'nin öncülüğünde çıkarılan kararalar neticesinde başlatılan Haçlı seferlerinde, milyonlarca Müslüman şehit edilmiştir. Uygulanan bu tarihi katliam, yağma ve talanların kurumsal çatısı BM olmuştur. Bu terör dalgasının hedefi olan, katledilen, yurdunu ve mukaddesatını savunurken şehit olan insanlar da, haramilere karşı izzetlice bir direniş ortaya koydukları için “terörist” olarak yaftalanmışlardır.
BM'ye bağlı olan kurumların bünyesinde çalışanların çoğu başta ABD olmak üzere, şer beşlisi ülkelerin ajanlarıdır. Yaptıkları keşiflerden elde ettikleri bilgileri, kendi ülkelerinin istihbarat örgütlerine aktarmaktadırlar. ABD'nin Irak işgalinden önce kimyasal silah denetleme bahanesi ile başta askeri kurumlar olmak üzere, Irak'ın stratejik öneme haiz bütün bilgilerinin ABD'ye aktarıldığı ve yapılan denetimlerin gerçek nedeninin işgale hazırlık olduğu ortaya çıktı. Bu uygulama ve kontrollere karşı çıkan zamanın Irak yönetimi, askeri operasyon ile tehdit edildi. Irak her türlü denetime razı olduğu halde işgal yine de gerçekleşti.
Birçok ülkeye “insani yardım” adı altında öncü operasyonlar yapılmaktadır. Bu durum fark edilip doktor ve yardım görevlisi kığındaki ajanlar infaz edilince de, bu sefer suçüstü yakalanmışlık hali bile propagandaya çevrilmekte ve bu işi yapanlar insanlık düşmanı olarak nitelendirilmektedirler. Somalililerin organlarını çalan doktor kılıklı haydutlar hava alanında yakalanmış ve infaz edilmişlerdi. Bu durum, basına, kendisini insanlığa hizmete adamış doktorların vahşice katledilmesi olarak yansımıştı. Bu faaliyetlerin BM bünyesinde yapılan “insani yardım” adı altında icra edildiğinin altını çizelim.
Bu gün bir yerde BM'nin insani yardım faaliyetleri varsa, mutlaka bu programların çok dikkatli bir şekilde incelenmesi lazımdır. Görünenden başka, gizlenen bir maksadın olduğu muhakkaktır. Eğer bu gizli dip akıntısı mesabesindeki operasyon bitmiş ise, BM oradaki yardım faaliyetlerini garip bir şekilde ve basit gerekçelerle sonlandırmaktadır. Çoğu zaman yapılan sözde insani yardımlar, siyasi şantaj malzemesi yapılmaktadır. İnsanlar açlıkla terbiye edilmeye çalışılmaktadır. Yardımlara mukabil, insanların köleleştirilmesinin projeleri yürütülmektedir.
En son, BM, Suriyeli mültecilere yaptığı cüz'i yardımları askıya aldığını duyurdu. Gerekçesi ise, son derece ilginç. Kaynak yokluğu gerekçe gösterildi. Her türlü kirli operasyonlara kaynak bulan BM, açlıkla pençeleşen Suriyeli mültecilere yardım için para bulamamış(!). Beldelerimizi harap eden ve yüz binlerce insanımızı katletmek için kullanılan bombalar için para bulan BM, insani yardım için para bulamamış. Anlaşılan buradan yapılan tasarrufla bu sefer bu mazlumların tepelerine bombalar yağdırılmaktadır. Önce biraz ekmek, sonrasında ise gani gani bomba... İşte Batı'nın ve onun kurumsal yüzü olan BM'nin maskesiz gerçek yüzü...
Suriye'deki iç savaş başladığında, mültecilerin masrafları konusunda yapılan vaatler yerine getirilmedi. Barındırılan mülteciler komik bir rakam ile sınırlı kaldı. Türkiye, Suriyeli mültecilere 5 milyar dolar civarında bir harcama yaparken, Batı ülkelerinin tamamı sadece birkaç yüz milyon dolar harcadı. Yani dağ fare doğurdu.
Zaten Batı'dan başka ne beklenebilir ki?
İslam Ümmeti ve mazlum milletler, 5'li şer ittifakının tekelini kırarak kendi BM'lerini inşa etmeliler. Mazlumlar ve mahrumlar, 5'li emperyalist haramiden daha güçlü olduklarını bilmelidirler.