Nefroloji Uzmanı Dr. Davut Akın, Türkiye dahil birçok ülkede, hem sağlık uzmanları hem de toplum sağlığı kuruluşlarının diyette yüksek oranda tuz tüketimi ile hipertansiyon, serebrovasküler inme ve diğer kardiyovasküler komplikasyonlar arasındaki ilişkiyi endişeyle izlemeye başladıklarını belirtti.
Böbreklerin vücudun filtre görevini gördüğünü belirten Dr. Akın, "Böbrekler bir günde yaklaşık 200 litre kan temizler. Üre ve kreatinin gibi zehirli atıkların idrar yolu ile dışarı atılmasını sağlar. Böylece vücuttaki mineral dengesi kurulmuş olur. Böbrek fonksiyonlarında herhangi bir nedenle azalma olduğunda böbrek yetersizliğinden söz edilir.
Böbrek yetmezliği oldukça tehlikeli bir hastalıktır. Akut böbrek yetmezliğinde hastalık bir anda nükseder ve çeşitli belirtiler ile kendini gösterir. Akut böbrek yetmezliğinde tedavi şansı büyüktür ve böbrekler eski sağlığına kavuşur. Ancak böbreklerin yavaş yavaş iflas ettiği kronik böbrek yetmezliklerinde hastalık son evrelerinde teşhis edilebildiği için böbreklerin eski sağlığına kavuşmaları söz konusu değildir. Kesin tedavi yöntemi böbrek naklidir. Böbrek nakli bekleyen hastalar bu süre zarfında diyalize bağlı olarak yaşarlar. Ancak bu süre zarfında beslenme ve diyet çok önemlidir. Özellikle de tuz tüketiminden kaçınmak gerekir" dedi.
TUZ AZALTILIRSA HİPERTANSİYON AZALIR
Böbreklerin az çalışmasının vücuttaki tüm dengeleri alt üst ederken, çalışmamasının hayatın sona ermesine neden olduğunu vurgulayan Nefroloji Uzmanı Dr. Davut Akın, "Antropologlar, günümüzde Kalahari Çölü'ndeki Busmenler, Avustralya yerlileri ve Güney Amerika'da Amazon yağmur ormanlarında 20 - 30 bin yıldan beri taş devri koşullarında yaşadığı anlaşılan Yanomamo yerlileri üzerinde yapılan çalışmalar ile bu toplulukların sıfır tuz alımıyla yaşadıklarını doğrulamıştır.
Yanomamo yerlilerinin hiç tuz almadıkları ve bu toplumun bireylerinde hipertansiyon olmadığı gösterildi. Kronik böbrek hastalığına yol açan nedenlerden birisi hipertansiyon, diğeri ise şeker hastalığıdır. Tuzu azaltırsak hipertansiyon da azalır, hipertansiyon azalırsa böbrek yetmezliği azalır" diye konuştu.
GÜNLÜK TUZ ALAMI 18 GRAMA ULAŞTI
Son yıllarda, Türkiye de olduğu gibi birçok gelişmiş ülkede günlük tuz alımının 18 gram düzeyine ulaşmış olduğunu belirten Dr. Akın, bu tuzun büyük bir kısmının ekmek, peynir, ev yapımı salça, hazır aperatif, soğuk etler gibi gıdalardan kaynaklanmakta olduğunu belirtti. Bu gıdaların alımından kaçınılması gerektiği uyarısını yapan Nefroloji Uzmanı Dr. Davut Akın, "Daima taze ve tuz eklenmemiş besinler tercih edilmeli, hipertansiyon problemi olanlar, mutlaka satın aldıkları hazır ürünlerin etiketlerini okumalı ve tuzsuz ya da tuzu azaltılmış besinleri tercih etmelidirler.
En basit bir şekilde sofrada tuzluk kullanmamakla tuz alımı yüzde 15 azaltılabilir. Artık yemeklerin tadına bakmadan tuz kullanma alışkanlığından da vazgeçilmelidir. Baharat ve maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen gibi aroma sağlayıcılar, tuz yerine tercih edilmelidir. Ayrıca tuz tüketimini kısarken, su tüketimi de vücut ağırlığına ve terlemeye göre ayarlanmalıdır. Normal kiloda erişkin bir kadın günde 1,5-2 litre, erkekler ise günde 2-2,5 litre su içmelidir.
Çay, meyve suyu ve soda gibi içecekler günlük tüketimin dışında tutulmalıdır. Çok terleyenler ise içtiği su miktarını arttırmalıdır. Tabii çok su içmek de az su içmek kadar zararlıdır. Günde 4-5 litre su içildiğinde böbreklerin idrarı konsantre etme yeteneği zorlanıyor. Bu da vücutta sodyum oranını azaltıyor. Düşük sodyum oranları da beyin fonksiyonlarının bozulmasına yol açıp hayatı tehdit ediyor. Bu yüzden günlük su içme oranı da iyi hesaplanmalıdır" ifadelerini kullandı.
DİYALİZ HASTALLARINDA TUÇ ALIMI
Nefroloji Uzmanı Dr. Davut Akın, diyaliz hastalarının günlük tuz alımının 2-3 gramı geçmemesi gerektiği ve günlük 2 litre su tüketmeleri gerektiğini ifade etti. Diyaliz hastalarının sıkı kilo kontrolü yapması gerektiğini sözlerine ekleyen Dr. Akın, şunları söyledi:
"Diyaliz hastaları sıkı tuz kısıtlaması yapmalıdırlar. Böylelikle tansiyon ilaçlarını kullanmalarına da gerek kalmaz. Yemek pişirme ve yeme sırasında hiç tuz ve ev salçası kullanmamalıdırlar. Varsa, tuzsuz ekmek, tuzsuz peynir-zeytin tüketmeli ve hazır gıda tüketiminden kaçınmalıdırlar. Ayrıca diyaliz hastaları günlük 2 litre su tüketmelidirler.
Ancak, 2 diyaliz arasında 2,5 kilodan fazla su alınmaması gerekir. Tuzlu yiyen ve çok su içen diyaliz hastalarında, seanslar sırasında tansiyon düşmesi yaşanır ve kas kasılmalarına rastlanır. Bu durum geriye kalan böbrek işlevlerinin daha da azalmasına ve uzun vadede hasta ömrünün kısalmasına neden olur."
Dünya Bülteni