Sağlıksız beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam, fazla kilolar, yeterli miktarda sıvı alınmaması ve aşırı tuz tüketiminin böbrek taşı oluşumuna zemin hazırlayan önemli faktörler olduğunu belirten uzmanlar, önemli tavsiyelerde bulundu.
Erkeklerin yüzde 12’sinde, kadınların ise yüzde 6’sında görülen böbrek taşları, tedavi edilmediğinde böbrek fonksiyonlarını bozarak yaşamı tehdit edebildiğini ifade eden Memorial Diyarbakır Dicle Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Mehmet Yariş, böbrek taşı oluşumuna neden olan faktörlerin ortadan kaldırması için önerilerde bulundu.
Obezitenin böbrek taşı oluşum riskini artıran en önemli faktörlerden olduğunu belirten Yariş, bu nedenle kilo problemi yaşayan bireylere kişiye özel beslenme programları ile ideal kilo seviyelerine ulaşması gerektiğini söyledi.
Yariş, böbrek taşlarından korunmada günlük egzersizler de kilo alımını engellediği için etkili rol oynadığını belirterek, "Bu doğrultuda sağlıksız diyetlerden özellikle de kilo vermeye yardımcı olduğu düşünülen protein diyetlerinden özellikle kaçınmak gerekir. Yüksek tansiyon da hastalar için taş oluşum riskini artırır. Kan basıncı yüksek hastaların ilaçlarını düzenli olarak kullanmaları ve tuz alımlarını sınırlandırmalıdırlar." dedi.
Taş oluşumuna karşı bol bol su tüketilmesi gerektiği önerisinde bulunan Yariş, "Günlük olarak alınması gereken sıvı miktarı, kişiye ve iklime göre değişiklik gösterir. En doğrusu, vücuttan günde 2 litre idrar çıkışını sağlayacak miktarda sıvı tüketimidir. Ancak sıvı alımı günün her saatine yayılmalı, özellikle belli bir zamanda fazla tüketilmemelidir. Her saat başı bir bardak su içmek pratik ve ideal bir yöntemdir." ifadelerini kullandı.
Yariş, önerilerine şöyle devam etti: "Evde yapılan limonata ve taze sıkılmış portakal suyu, böbrek taşı oluşumunu engelleyecek içeceklerdir. Bu içeceklerde taş oluşumunu engelleyen inhibitör denilen ve sitrat yönünden zengin bir madde vardır. Vücutta sitratın eksik olması taş oluşma riskini artırır. Bu nedenle bu tür içeceklerin bolca tüketimi çok önemlidir. Ancak hazır ve kutulanmış olarak sıkılan meyve suları ile greyfurt suyu önerilmemektedir. Günlük yiyecekler çeşitli olmalıdır. Tek bir besinin fazla tüketiminden kaçınılmalıdır. Lif içeriği yüksek besinler tercih edilmelidir. Çünkü lifli besinlerden fakir olan beslenme sonucu oluşan kabızlık, taş oluşumunu da hızlandırmaktadır. Lif oranı yüksek sebzeler, meyveler ve kuru baklagiller gibi besinler kabızlığı engeller. Lifli gıdalar, besinlerin bağırsaktan geçiş sürecini kısaltır ve dolayısıyla oksalat emilimini azaltır."
"Protein içerikli besin tüketimini sınırlayın"
Hayvansal protein tüketiminin azaltılması gerektiğine de dikkat çeken Yariş, "Kırmızı et, sakatat, tavuk gibi hayvansal besinlerin vücuda fazla miktarda girişleri, özellikle böbreklerde taş oluşumunda koruyucu görev yapan sitrat miktarını azaltarak taş oluşumunu artırır. Bu nedenle protein alımı, bireysel olarak doğru hesaplanmalıdır. Günlük beslenme programında hayvansal ve bitkisel protein tüketimi dengelenmelidir. Bir öğünden fazla miktarda hayvansal protein tüketilirse, diğer öğünde sebze tercih edilerek denge sağlanmalıdır. Genel olarak bireylerin protein kısıtlaması yoksa 70 kilo olan bir birey, günlük 70 gram protein tüketebilir." dedi.
Fazla tuz tüketiminin taş oluşumunu hızlandırdığını belirten Yariş, "Gün içinde tüketilen yiyecekler az tuzlu olmalıdır. Fazla tuz tüketimi, idrarda kalsiyum ve oksalat atımını artırıp, taş oluşumunu hızlandırır. Bu nedenle çok tuzlu gıdalar tüketilmemelidir. Genetik olarak taş oluşumuna yatkın bireylerin günlük tuz tüketimi 3-5 gram (yaklaşık bir çay kaşığı) olmalıdır. Günlük beslenmede; sebze, meyve ve ekmekte tuz olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle sebze yemekleri ekstra tuz ilave edilmeden hazırlanmalıdır." ifadelerini kullandı.
Yariş, böbrek taşı hastalarının uzak durması gerektiği besinleri şöyle sıralayarak bilgilendirmesine son verdi: "İçecekler: Çay, kahve ve alkol. Sebzeler: Ispanak, pazı, pancar, bamya, mısır, taze fasulye, patates, domates, soya, maydanoz, dereotu, ebegümeci, roka, tere otu. Meyveler: İncir, ahududu, kırmızı erik, çilek, böğürtlen, kuş üzümü. Kuruyemişler: Ceviz, fındık, badem, yer fıstığı. Diğer besinler: Susam, çikolata, kakao, hardal, soya."
İLKHA