Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı işsizlik rakamlarına göre ülkenin en işsiz kentleri Mardin, Batman, Şırnak, Siirt… Bu illerde her yüz kişiden otuzu işsiz…
Yani bölge illeri hala işsizlikte ön sırada… İşsizlik ne yazık ki azalmıyor. Gün geçtikçe daha da artıyor. Hükümetin pansuman tedbirleri işe yaramıyor. Bölge gerçekten sahipsiz… Hamasi nutuklardan ve havada kalan vaatlerden başka bir şey yok. Bu seçim arifesinde bölge illeri siyasilerden, devlet yetkililerinden geçilmiyor. Sözler, vaatler birbirini takip ediyor. Ama somut bir şey yok. Sadece konuşuluyor. İşsizlik oranında hiçbir düşüş yok. Köklü çözümler ve tedbirler yok.
Devlet bölge halkını oyalıyor. Her birkaç ayda bir birkaç bin insan geçici işçi statüsüyle alınıyor. Altı ay, sekiz ay asgari ücretle çalıştırılıyor, sonra da kaderine bırakılıyor. Kahveler, sokaklar işsiz gençlerle dolu. Üretim durmuş, var olan iş yerleri, fabrikalar da iş yapamaz, üretim yapamaz halde.
Çünkü geçen seneki büyük yıkımdan sonra başlatılacağı söylenen kalkınma bir türlü hayata geçmiyor. Bölge insanı sıkıntılı, pek bir umudu da kalmamış. Esnaf çoğu zaman siftahsız dükkânını kapatıyor.
Hepimizin bildiği gibi PKK etrafında örgütlenen Kürt milliyetçileri, ulusalcı Kürtler, Amerika ve diğer şeytani güçlerin projesi olduğu kesin olan çukur siyasetini Kürdistan halkına dayattılar. Ak Parti hükümeti de ilk önceleri bu siyasete göz yumdu. PKK'nin bölgede güçlenip şımarmasına, küstahlıkta haddi aşmasına, barış süreci adı altında sessiz kaldı. Çukur siyasetini hazırlayan en önemli etkenlerden biri de PKK'nin hızla silahlanıp azmasına göz yumulmasıydı.
PKK'nin adeta savaşa hazırlanmasına, tüm bölge illerini birer cephaneye çevirmesine sessiz kalan iktidar, iş çığırından çıkınca müdahale etti. Ama olan bölge halkına oldu. Şehirler yakıldı, yıkıldı, yağmalandı. Kürdistan harabeye döndü. Kürt halkı belki de yüz yıldır görmediği büyük bir yıkımla karşılaştı. Birçok Kürt şehri boşaldı. İlçeler, kasabalar terk edildi.
PKK'yi şimdilik geri püskürtmeyi başaran hükümet bölgede büyük bir kalkınma hamlesi başlatacağını söyledi. Bölge illerini ziyaret eden Başbakan müjde üzerine müjde verdi. İş adamları, esnaf, halk büyük bir umuda kapıldı. Ama aradan aylar geçti. Ufukta ne yazık ki ciddi bir kalkınma yok. Gözle görülür önemde bir fabrika bile açılmış değil. Üretime yönelik hiçbir gelişme yok.
Çatışma döneminde yıkılan Sur, Cizre, Şırnak, Mazıdağı, Derik ve daha birçok yerleşim biriminde yeniden inşa süreci çok ağır ilerliyor. İnsanlar evsiz, barksız, perişan… Bölge insanı adeta unutulmuş.
Bölge insanı, makûs talihinin iyi yönde değişeceğine dair umudunu korumak istiyor. Ama ne yazık ki bu umut gün geçtikçe azalıyor.
Bir asırdır ırkçı rejim tarafından üvey evlat muamelesi gören, bilinçli olarak geri bırakılan, şehirleri kocaman birer köy görünümünden kurtulmayan bölgenin, Türkiye'deki diğer bölgeler gibi insanca bir yaşama kavuşmaya hakkı yok mu? Bu bölgenin emperyalist projelerin uygulama sahası olması istenmiyorsa, ciddi bir kalkınma hamlesi başlatılması lazımdır.
Sadece maddi anlamda değil, siyasi ve kültürel haklar konusunda da Kürt halkının mağduriyeti sona ermeli. Gün geçtikçe milliyetçi söyleme daha çok sarılan ve bir asırdır haklarından mahrum bırakılmış Kürtlerin temel haklarını verip, onların da bu ülkenin öz evlatları olmasını sağlaması gerekirken bu konuda ilgisizliği artan hükümet, yanlışından bir an önce dönmeli; bu mazlum ve mağdur halkı emperyalist güçlerin taşeronu örgütlerin kucağına itmemelidir.