İngiltere Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'i ziyaret etti. Chilcott’u makamında ağırlayan Şahin, kentteki ve bölgedeki Suriyeli mülteciler ile ilgili bilgi verdi.
Suriyeli mültecilerin durumunun ele alındığı ziyarette, Türkiye’nin ve Gaziantep’in Suriyeli mültecilere yönelik yaptığı insanı yardımları konuşuldu. Şahin ve Chilcott’u Suriyeli mültecilerin bir an önce tekrar Suriye’ye geri dönmesi için güçlü bir çalışma içerisine girilmesi gerektiği konusunda da görüş birliğine vardı.
Ziyarette açıklamalarda bulunan Chilcott, dünyanın zor bir süreçten geçtiğini ve dünya genelinde bir milliyetçilik ile otoriterliğin arttığına dikkat çekti.
Şahin’e sıcak karşılamadan dolayı teşekkür ederek sözlerine başlayan Chilcott, “Gaziantep’te olmak benim için bir keyiftir. Uzun zamandır böylesi bir ziyareti düşünüyordum ve bu benim için ilk ziyaret. 1980’li yıllarda ben Türkiye’de görev yaptığım sıralarda bana asistanlık yapan bayan meslektaşım da Gaziantepliydi ve Gaziantep’in ne kadar harika bir şehir olduğundan bahsediyordu. O zamanlar nasip olmadı ama bu ziyaret bu döneme denk geldi.” dedi.
“Dünyada milliyetçilik ve otoriterlik artıyor”
Dünyanın zor bir süreçten geçtiğine işaret eden Chilcott, “Ülkeler genelinde artan bir milliyetçilik ve otoriterlik görmeye başladık. Çok uzun yıllar işimize yarayan kurallar, uluslararası hukuk sisteminden uzaklaşmayla karşı karşıyayız. Bir bakıma şanslıyız. Çünkü Britanya ve Türkiye arasındaki ilişkiler altın çağını yaşıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la İngiltere Başbakanı Theresa May arasında da mükemmel seviyede ikili bir diyalog kurulmuş durumda. Böyle bir seviyede ikili diyalogun kurulmuş olması hem Ankara’da hem de Londra’daki yönetimlerimizi çok sağlam bir mesaj vermektedir.” diye konuştu.
“Türkiye halkının cömertliğini göstermesinden takdir duyuyoruz”
Gaziantep’e gelmekteki asıl amacının, Gaziantep’teki mevcut koşulları yerinde görebilmek olduğunu ifade eden Chilcott, “Suriye’den Türkiye’ye gelen inanılmaz sayıdaki mülteci varlığıyla çok başarılı bir şekilde çalışma gerçekleştiriyorsunuz. Bu çalışmaları sizin nasıl yaptığınızı yerinde görmek istedim. Bu bağlamda valimle ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla da görüştüm. Birleşik krallıkta Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirilen sivil savaş nedeniyle yoğun bir şekilde aldığı mülteci akınına kapılarını açmış olması sadece Türkiye devletinin değil Türkiye halkının cömertliğini göstermesinden takdir duyuyoruz. Halk olarak ve hükümet olarak bu çalışmalarınız takdirle karşılıyoruz, göstermiş olduğunuz cömertlik, etkileyici ve tüm dünyaya inanılmaz bir mesaj. Mültecilere yardım etmekle kalmıyorsunuz ve bu kadar çok sayıda mülteciyi ağırlayarak bu kişilerin birçoğunun yasa dışı ve düzensiz yollardan Avrupa’ya ve Avrupa ülkelerine geçmesini engelliyorsunuz. Bunun için özellikle hükümetimizin teşekkürlerini bizzat iletmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye tek başına baş edemez”
Chilcott, Türkiye’nin mültecilerin yeniden topraklarına dönmesi konusunda attığı adımları sempatiyle karşıladıklarını belirterek, “Bölgedeki bu koşullarla ve mültecilerle baş etmek Türkiye’nin tek başına kaldırması beklenemeyecek kadar büyük bir yük oluşturmaktadır. Türkiye’nin mültecilerin yeniden topraklarına dönmesi konusunda attığı adımları sempatiyle karşılıyoruz. Bu amacınızı ve hedefinizi destekliyoruz. Uluslararası yardım kuruluşları için Gaziantep bir merkez oldu, bir model oldu. Birçok yardım kuruluşları sizin gibi Suriye’nin kuzeyinde hastane kurulması, insanların ekmek bulması için fırınlara destek verilmesinden tutunda su ve elektrik sistemlerine kadar pek çok projede hizmet veriyor. Biz Birleşik Krallık olarak bu kuruluşların bazılarına maddi destek sağlıyoruz.” şeklinde konuştu.
“3 milyar avroluk bir yardım yaptık”
Birleşik krallık olarak e Suriye’deki iç savaştan kaynaklanan insanı krizden etkilenen Türkiye, Suriye ve Ürdün’deki Suriyelilere 2011 yılından bu yana toplam 3 milyar avroluk bir yardım yaptıklarını ifade eden Chilcott, ellerinden geleni yaptıklarını savundu.
Suriye’de yakın bir zamanda tam bir barışın sağlanacağını düşünmediğini de belirten Chilcott, şunları söyledi:
“Önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde bölgede istikrarın ve barışın sağlanabileceğini zannetmiyorum. Halkın genel isteklerini adil bir şekilde yansıtan bir hükümetin olmadığı bir Suriye’de istikrar sağlanmasının mümkün olabileceğini düşünmüyorum. Rejim güçleri pek çok şehirde yürütülen savaşı kazanmakta, BM çalışmaları engellenmektedir. Genel seçimler adil, dürüst bir şekilde yapılabilse farklı bir hükümet gelecektir. Hükümet muhakkak ki değişecektir. İlk bakışta Esad ülkedeki kontrolünü devam ettirdiği sürece istediğimiz barışçıl, güvenli ve istikrarlı bir ortamı yakalamamız en azından 1-2 yıllık süreçte çok olası görülmüyor. Ama bu bizi yıldırmamalı, ortak çalışmaları daha güçlü bir şekilde yürüteceğiz.”
“Türkiye’ye gelen Britanya turist sayısı 2,5 milyon civarında olacak”
Türkiye’ye gelen Britanyalı turist sayısının 2,5 milyon civarında olacağını belirten Chilcott, “İki ülke arasında canlı ticaret ilişkilerin de olması çok önemli. Krallık olarak Türkiye’nin ikinci ihracat pazarı konumundayız. İnsanla insan arasındaki ilişki bunların içerisinde çok önemli yer tutuyor. Turizm açısından güçlendirmeyi elimizden geldiği kadarıyla destek vermek isterim. Seyahat acentelerinin verdiği rakamlara göre, Türkiye’ye gelen Britanya turist sayısı 2,5 milyon civarında olacak. 2019 yılında bu rakam daha da aratacaktır. Turist deyince hep sahil kesimlerine Fethiye’ye, Marmaris’e gidiyorlar. Onları Gaziantep’e gelmeye ikna etmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
“Yükün paylaşılması lazım”
Dünyanın zor bir dönemden geçtiğini belirten Şahin de “Bölgede yaşananları yerinde görmeniz bizim açımızdan çok önemli. Çok hızlı çözüm odaklı yeni bir dünyaya ihtiyacımız var. Bu konuda İngiltere ile Türkiye arasında sağlıklı ilerleyen bir süreç var. Bölge ve şehir için birlikte neler yapılabilir ve özellikle mülteci ile göç yönetiminde daha güçlü politikalar nasıl üretilebilir ve mültecilerin geri gönderilmesi nasıl sağlanabilir? Fırat Kalkanı operasyonuyla oluşan güvenli hatta mültecilerin geri dönmesini teşvik edecek duruşu nasıl sağlayabiliriz? Bu soruların yanıtı aramak için sizin burada olmanız çok kıymetli. Üzerinden 8 yıl geçti. En büyük göç hareketine karşı, önce acil eylem planı hazırladık. ‘Aylan bebekler ölmesin, Akdeniz ölüm denizi olmasın’ diye çok büyük fedakarlıklar yaptık. Sürdürülebilirlik denen bir durum var. Yükün paylaşılması lazım.” dedi.
“Münbiç’te oluşturulan güvenli hat üzerinden 400 bin kişinin dönmesini bekliyoruz”
Şahin, “Fırat Kalkanı operasyonuyla birlikte oluşan güvenli bölge üzerinden de mültecileri bir an önce ülkelerine göndermemiz gerekiyor. Şu ana kadar 240 bin mülteci evlerine döndü. Bir Cerablus örneği yaşadık. Cerablus’ta hayatı normalleştirdiğiniz zaman 3 bin olan nüfus şu an 100 bin oldu. Münbiç’te oluşturulan güvenli hat üzerinden 400 bin kişinin dönmesini bekliyoruz. Avrupa ülkelerinin çok daha hızlı ve çok daha güçlü desteğini vermesi gerekiyor ve maalesef Japonlardan aldığımız desteği Avrupa Birliğinden alamadık. Ama daha bunlar yeni yeni konuşulmaya başlandı. Birleşik krallıkla birlikte daha güçlü projeler üretmemiz, çok daha güçlü çalışmalar yapmamız gerekiyor. Ortak sorunlara karşı ortak çözüm üretelim. Böylesi bir sorunu bir ülkenin tek başına çözmesini beklemek büyük bir haksızlık. Bu konuda herkesin elini taşın altına koyması, gerekli desteği vermesi gerekiyor.” diye konuştu.
“Bölgede her ülkenin farklı bir hesabı var”
Yerel yönetim olarak 500 bin mültecinin temel ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla yol, su, konut ve altyapı üzerine projeler ürettiklerini söyleyen Şahin, şöyle devam etti:
“Bütün yük yerel yönetimler üzerindedir. Ancak destekler sivil toplum kuruluşları üzerinden veriliyor. Ama yerel yönetimlere destek gelmiyor. Yeni dönemde de bu konuları masaya yatırmamız ve bu yükü kaldıran birimlere yerel yönetimlere çok daha kuvvetli desteğin verilmesi gerektiğini görüyoruz. Bir an önce geri dönüşü sağlamamız lazım. Oradaki kaosu sonlandırarak bölgede güvenli hat oluşturulması gerekiyor. Eğer bu bölge rahat olmazsa Avrupa rahat olmaz, bu bölge güvenli olmazsa dünya güvenli olmaz, Avrupa güvenli olmaz. Liderlerin hızlı bir biçimde ortak karar alması gerekiyor. Şu an işbirliği ve güç birliği zamanı. Bölgede her ülkenin farklı bir hesabı var, o hesaplar çok olunca çözüm geç oluyor. ABD gibi koca bir devletin ağır silahlarla terör örgütlerini desteklediği bir dönem geçiriyoruz, Türk halkı bunu izliyor, bir NATO ülkesinin bunu nasıl yaptığını anlamakta zorlanıyor.”
Çingene kızının eksik olan 12 parçasının tamamlanarak geçtiğimiz hafta kente getirildiğini de belirten Şahin, “Cumartesi günü Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Ersoy, parçaların lansmanını yapacak. Kültür ve sanat merkeziyiz, ekonomi ve sanayi şehriyiz. Yeni dönemde İngiltere’den Türkiye’ye gelen turistlerin bölgeye, Gaziantep’e gelmesini sağlamanızı istiyorum. Burada büyük bir hazine, kültürel bir miras var. Bunu yapabilirsek çok daha hızlı bir normalleşen bir dünyayı başarabiliriz. Çünkü insanlar tanımadığının ve bilmediğinin düşmanıdır. Daha çok bir araya gelmemiz, daha çok bölgeye turistleri getirmemiz ve bölgenin güzelliğini dünyaya daha fazla anlatmamız gerekiyor. ‘Uzaklarda Arama’ ve ‘Şimdi Gaziantep‘e Gelme Zamanı’ adıyla iki kampanyamız var. Büyükelçim kampanyamıza uydu buraya geldi.” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Şahin, Chilcott’a günün anısına hediye takdim etti.
İLKHA