BİNGÖL - Sivil toplum kuruluşları ve siyasiler, Akil İnsanlar Heyeti'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesiyle ilgili Başbakan'a sundukları rapor hakkında görüşlerini dile getirdiler.
Akil İnsanlar Heyeti'nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi raporunu olumlu gören Hür Dava Partisi Bingöl İl Başkanı Hamdullah Tasalı ve Bingöl Kalem Der Başkanı İbrahim Dağılma, ancak raporun eksik olduğunu ifade ettiler.
"Raporun olumlu kısımları hayata geçirilmeli"
HÜDA PAR Bingöl İl Başkanı Hamdullah Tasalı, raporun kamuoyunda eksik ve olumlu yönlerinin bilinmesi gerektiğine işaret ederek, "Daha geniş araştırmalar ve görüşmeler yapılıp, eksik kalan taraflarının giderilmesi ve özverili çalışmalar başlatılmalıdır. Raporun olumlu görülen kısımlarına sahip çıkılmalıdır, hayata geçirilmelidir, yasal bir zemin ve statüye kavuşturulmalıdır" dedi.
Susa, Başbağlar ve Sivas olayları
Raporun eksik kısımlarını dile getiren Tasalı sözlerini şöyle sürdürdü, "Süreç içeriğinin kamuoyuna kapalı kalması, Kürt sorunu ve PKK sorununun beraber ele alınması, görüşmelerin tek taraflı sürmesi, sadece PKK ve türevlerinin muhatap alınması, katılımın ve temsiliyetin dar bir alanda kalması, mütedeyyin insanların muhatap alınmaması gibi konulardır. Ki bu eksiklikler raporda dile getirilmektedir. Susa, Başbağlar ve Sivas olaylarında mağdur olanların mağduriyetleri devam ediyor. Bakın bu günlerde derin yapıların ateşlediği Sivas olaylarında alakası olmayan mütedeyyin insanların onlarca yıl hapislerde ve mahkemelerde süren mağduriyetleri var ve bunlarla görüşülmemiş… Susa Camii katliamı, Başbağlar katliamı, Sündüs katliamı ve Eruh katliamlarının mağdurlarıyla görüşülmemiştir. Olayların faillerinin bulunmaması ve haklarında henüz hiçbir yargı sürecinin başlatılmaması, yine Yüksekova'da Şehid edilen Muztazaf Der'in başkan yardımcısı Ubeydullah Durna dosyası gibi dosyalar var… Fail yok, soruşturma yok, Roboski katliamı failli belli… Ama… Faillerinin bulunmaması ve dosyaların askeri yargıya havale edilmesi, yine 2000 yılında devlet tarafından mağdur edilen ailelerden, devletin tazminat istemesi, bunlar gibi daha nice haksızlığın ulu orta yerde durması, haklarında hiçbir soruşturma ve kovuşturmanın olmaması üzüntü vericidir. Bu ve benzer mağduriyetler derhal giderilmelidir. Vicdanlar rahat edilmelidir."
"Bölgedeki tüm örgütlü yapılar muhatap alınmalı"
"Silahların susturulması için devletin PKK ile masaya oturması doğal olanıdır" diyen Tasalı, "Tabi ki devlet silahların susması için elinde silah bulunduranlar ile görüşmelidir. Devletin PKK'yi tüm Kürtlerin temsilcisi olarak görmesi ve sadece onunla oturup, Kürt sorunun çözmesi, altında çıkılmaz karmaşık bir hal doğuracaktır. Bundan kaçınması gerekir. Ancak Silahların susması sonrası şayet Kürtlerin sorunları için bir çözüm söz konusu edilecekse ki edilmelidir; bunun hali için örgütlü tüm Kürtlerin muhatap alınması gerekir" dedi.
Raporda belirtildiği gibi bölgede PKK'nin dışında örgütlü bir yapı olan Hizbullah gerçeğinin de var olduğuna dikkat çeken Tasalı, "Bunun yanında Mustazaflar gerçeği vardır. Başkaca STK' lar, tarikatlar, siyasi oluşumlar var. Bölgede var olan tüm örgütlü yapıların muhatap alınması gerekir. Aksi halde süreç sağlıklı yürümez ve sonuç alınmaz. Hatta yeni zülüm ve mağduriyetlere yol açacaktır. Bölgede PKK, BDP ve onların dışında başkaca örgütlü yapılar mevcuttur. Otuz yılı aşkındır, mütedeyyin bölge halkı hem devletin, hem de PKK'nin zulmüne uğramıştır. Bölgenin mütedeyyin insanları göz ardı edilmemeli, muhatap alınmalı, talepleri dinlenmeli ve yerine getirilmelidir. Bu ülkede yaşayan bütün etnik halkların siyasi ve kültürel hakları verilmelidir. Eşit vatandaş statüsü sağlanmalıdır. Bu coğrafyada yaşayan halklar Müslüman'dır ve kardeştirler. Onların arasında ayrımcılık yapmak, çatışma çıkarmak, zülümdür, adaletsizliktir. Müslüman halkların birçok ortak yönleri mevcuttur. Bunlar ayrışmayı değil, birlikteliği gerektiren değerlerdir. Birliktelik olacaksa insanı ve İslami bir düzlemde gerçekleştirilmelidir. Devlet erki ve hükümet bunu göz ardı etmemelidir" şeklinde konuştu.
CHP'li Şahin Mengü'ye tepki!
CHP'li Şahin Mengü'nün Akil İnsanlar Raporun da bahse konu olan iki güzide insan Şeyh Said ve Bediüüzzamn'ın iade-i itibarlar ile alakalı, onlar için "Haindir" demesi esef verici olduğunu belirten Tasalı, "Bu iki mazlum insan ülkesine ve halkına en yüksek düzeyde hizmet etmiş ve halkının erdemli ve onurlu bir hayat sürmeleri için hayatlarını feda etmişlerdir. Eğer bu 'hainlik' ise bu ülkede 'hain' olmayan yoktur" diye konuştu.
"Hizbullah ve Mustazaflar ilk kez ciddi manada rapora yansıdığını görüyoruz"
Hizbullah'ın ve Mustazaflar hareketinin ilk kez ciddi manada bir rapora yansıdığını gördüklerini belirten Bingöl Kalem Der Başkanı İbrahim Dağılma, "Bu raporda özelikle bölgedeki Mustazaflar'a vurgu yapılmakta, bu gücün görülmesi gerektiğine, bu gücün bilinmesi gerektiğine değinilmiş olmasına rağmen hala bazı çevrelerde ve özelikle İslami çevrelerde hükümette bazı çekinceler görüyoruz. Özelikle Hizbullah ve Mustazaflar'ın sürece dâhil edilip edilmesi konusunda bir sıkıntı var. Özelikler hükümet noktasında endişesi olanlar bu harekete kulak versinler. Bu hareketin çalışmalarına baksınlar. Bu hareketi gerçekten ciddi bir noktada göz önünde tutsunlar. Bunu yaptıkları takdirde Allah'ın izniyle Mustazaflar'ın çalışmaları, gerçekten ihlâslı bir noktada olduğunu ve tamamen bu toplumun huzurunu sağlayan bir noktada olduğunu görecekler" diye konuştu. (Nihat Kanat - İLKHA)