Rıdvan Çağrıcı 1992-1994 arası hariç tutulursa, 1984 yılından beri zindanda bulunan bir Müslüman. 1984’te Hizbullah örgütüne üyelik suçlamasıyla tutuklanmasının ardından cezaevinde 8 yıl yatan ve 1992’de tahliye olduktan 2 yıl sonra ise 1994 yılında bu kez İslami Hareket davasından tutuklanan Rıdvan Çağrıcı halen Bolu Cezaevinde ve tahliye edilmeyi bekliyor. Tahliye tarihi 25 12 2015 olarak belirlenen Çağrıcı’nın tahliyesine 1 yıl kaldığı için denetimli serbestlik koşullarından yaralanacağı umuluyordu fakat bu gerçekleşmedi.
Bolu Cezaevi İdaresinin işgüzarlığı yüzünden, koşullu salıverilme tarihine bir yıldan az bir süre kalmasına rağmen ‘Açık Cezaevine Ayrılma’ hükümlerinden istifade ettirilmediği için Rıdvan Çağrıcı açık cezaevine gönderilmedi ve tahliyesi bu şekilde engellenmiş oldu.
Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğine göre “terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, mensup oldukları örgütten ayrıldıkları idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilenlerin koşullu salıverilme tarihine bir yıldan az süre kalması” halinde bulundukları cezaevlerinden Açık Ceza Evlerine ayrılmaları ve akabinde tahliyeleri sağlanmakta iken Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün hakkında olumsuz rapor düzenlemesi nedeniyle Rıdvan Çağrıcı bu haktan istifade ettirilmedi.
Cezaevi İdaresi ve Gözlem Kurulu; Rıdvan Çağrıcı’nın “cezaevinde düzenlenen sosyal faaliyet programlarına terör örgütü olan İslami Hareket ve Hizbullah terör örgüt üyesi arkadaşlarıyla birlikte faaliyetlere katıldığı ve örgüt üyeleri ile aynı odada barındığı”nı gerekçe göstererek Rıdvan Çağrıcı’nın Açık Cezaevine ayrılma hakkından istifade ettirilmemesi yönünde rapor düzenlemiş, bu raporu esas alan Bolu Savcılığı ve Bolu İnfaz Hakimliği de Rıdvan Çağrıcı’nın Açık Cezaevine Ayrılma talebini reddetmişti.
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Kanuna ve ilgili Tüzüğe göre; Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin Sınıflandırılması, gruplandırılması, hangi odada kimlerle kalacağına dair tüm düzenlemeler ile sosyal faaliyetlerinin nasıl yapılacağına ilişkin işleyişin tamamı cezaevi idarelerince yapılmakta iken Bolu F Tipi Cezaevi İdaresinin Rıdvan Çağrıcı hakkında böyle bir skandal rapor düzenlemesi şaşırtıcı ve düşündürücüdür.
Cezaevi Müdürü Başkanlığında kurulan idare ve gözlem kurulları; Açık Cezaevlerine ayrılmaları söz konusu olan hükümlülerle ilgili rapor düzenlemekte ve Mahkemeler de bu raporları esas alarak karar vermektedirler.
Kendi görev ve yetkisine giren hususlarla ilgili olarak Bolu F Tipi Cezaevi İdaresinin Rıdvan Çağrıcı hakkında hangi saikle böyle bir olumsuz rapor hazırladığı anlaşılamamış olup bu rapor rutin uygulamalarla da çelişmektedir.
Rıdvan Çağrıcı 1994 yılından beri İslami Hareket davasından cezaevinde bulunmakta olup 12 Eylül döneminde de 1984 yılında 16 yaşında iken Askeri Mahkeme tarafından 36 yıl hapse mahkum edilmiş ve 8 yıl cezaevinde kaldıktan sonra ancak çıkan afla 1992 yılında tahliye olabilmişti. 1994 yılında tekrar tutuklanan ve halen 47 yaşında olan Rıdvan Çağrıcı ömrünün 29 senesini cezaevlerinde geçirmiştir. Ağabeyi İrfan Çağrıcı da İslami Hareket örgütünün lideri olmak suçundan ağırlaştırılmış hapis cezası almış olup halen Bolu F Tipi Cezaevinde tek kişilik hücrede tutulmaktadır.
Bolu F Tipi Cezaevi idaresinin, hakkında hiçbir olumsuz rapor olmamasına rağmen 29 yıldır cezaevinde bulunan Rıdvan Çağrıcı’nın tahliye olmaması ve daha uzun süre cezaevinde tutulması için hazırladığı rapor hukukçular tarafından da yadırganmıştır. Cezaevi idaresinin raporunu değiştirmemesi durumunda mahkemelere yapılan itirazların da sonuç getirmesi beklenmemektedir.
Bolu Cezaevi İdaresinin bu sorumsuz ve adaletsiz tutumunun Adalet Bakanlığı tarafından gündeme alınması gerektiği açıktır. Bakanlık yetkisi dahilindeki bu konuyla ilgili olarak yaşanan haksızlığı gidermek için adım atmalı; ömrünün büyük kısmını cezaevinde geçiren bu kardeşimizin ve ciddi bir mağduriyet içindeki babasının maruz kaldığı zulmü acilen sona erdirmelidir.