Gösterilerin 80'den fazla kente yayıldığı belirtilirken, binlerce göstericinin bayraklar ve pankartlarla bazı ana caddeleri ve bulvarları trafiğe kapattığı Rio de Janeiro'da polis, İspanya-Tahiti arasında Konfederasyon Kupası karşılaşmasının yapılacağı Maracana Stadı'nı kordon altına aldı.
Sao Paulo, Recife ve Salvador'un da aralarında bulunduğu çok sayıda kentte barışçıl başlayan gösterilerin şiddete dönüşebileceği endişesiyle, bazı mağaza ve bankaların camlarının korumaya alındığı ifade edildi.
Brezilya'daki ABD büyükelçiliği de ülkedeki vatandaşlarını gösterilerden uzak durmaları konusunda uyardı.
Bu tür kitlesel gösterilere alışık olmayan Brezilya'da halk, geçen hafta toplu taşıma ücretlerine yapılan zammı protesto etmek amacıyla eylem başlatmıştı. Küçük çaplı gösteriler daha sonra büyüyerek tüm ülkeye yayılmıştı.
Devlet Başkanı Dilma Rousseff, olaylara ilişkin ilk açıklamasında, "halka kulak verilmesi gerektiğine" işaret ederek, gösterilerin "ülkenin demokratik gücünün kanıtı olduğunu" söylemişti.
Ülkedeki bazı yerel yönetimler metro ve otobüs bileti zammı konusunda geri adım atmış ancak halkın zam protestosunun ötesine geçen tepkisi, polisin göstericilere sert müdahalesi ve basının olayları yansıtma biçiminin de etkisiyle daha da büyümüştü.
Brezilya halkı, kamu hizmetlerine aktarılması gereken paranın, gelecek yıl Brezilya'nın ev sahipliği yapacağı Dünya Kupası'yla ilintili projelere harcanmasından da yakınıyor.
Bu nedenle hükümet, Dünya Kupası karşılaşmalarının yapılacağı kentlerde gösterilerin daha yoğun olmasını hesaba katarak, bu bölgelere Ulusal Kamu Güvenlik Gücü (FNSP) sevk edilmesine karar vermişti. Brezilya'daki kamu güvenlik güçlerine destek vermek amacıyla 2004 yılında oluşturulan ve Adalet Bakanlığı tarafından koordine edilen FNSP, toplumsal huzursuzlukların ve sıradışı durumların baş gösterdiği durumlarda devreye giriyor.