Özgür Kudüs Platformu tarafından Ramazan ayının son Cuma gününde ihya edilen ‘Dünya Kudüs Günü’ münasebetiyle Gaziantep’te düzenlenen basın açıklamasında, Türkiye ile İsrail arasında Mavi Marmara katliamının ardından kopan ilişkilerin yeniden başlayacak olmasının Gazze’deki mazlum ve mağdur Müslüman halkın sıkıntısını gidermeye ve haklarının korunmasına yönelik yapılmış bir anlaşma olmadığına dikkat çekildi.
Cuma namazı sonrası Balıklı parkında düzenlenen kitlesel basın açıklaması Mustafa Karakurt’un Kur’an’ı Kerim tilavetiyle başladı. Kur’an tilavetinin ardından Özgür Kudüs Platformu adına Basın açıklamasını Gaziantep Rahmet-Der Başkanı Adem Kılınç okudu.
İlk kıble ve onun çevresinin mübarek kılındığı topraklar olan Kudüs’ün Siyonist işgalden kurtarılması, her Müslümanın boynuna bir borç olduğunu söyleyen Kılınç, “Müslümanların Asya’da, Avrupa’da hatta Afrika’da fethedip sonra da kafirlerin eline bırakmak zorunda kaldıkları çok sayıda şehirler, bölgeler olmuştur. Ancak hiçbiri Müslümanları Kudüs’ün işgali kadar hüzne boğmamıştır.” diyerek Selahaddin Eyyubî’nin Kudüs yeniden fethedilinceye kadar gülmeyi kendine haram kıldığını hatırlattı.
“Filistin sorunu sadece Filistinli Müslümanların sorunu değil”
İslam dünyasının aydınlık günlerinin Kudüs’ün işgali ile yerini karanlık günlere bıraktığına dikkat çeken Kılınç, şöyle devam etti:
“Kudüs dünyanın sancağıdır. Onu elinde bulunduran dünyaya yön verir, şekil verir. Bu manada bir hakimiyet alametidir. İslam dünyasının aydınlık günleri Kudüs’ün işgali ile yerini karanlık günlere bırakmıştır. ’Dünya Kudüs Günü’ tevhit bilincinin İbrahimî bilincin uyandırılması günüdür. Kudüs’ün özgürlüğünü savunmadan ne özgürlük ne insan hakları savunuculuğu yapılamaz. Şunu net olarak anlamak gerekir ki Filistin sorunu sadece Filistinli Müslümanların veya Arapların sorunu değil, tüm dünya Müslümanlarının üzerinde imanî, İslamî ve insanî bir sorumluluktur.”
“Ablukanın kaldırılması yerine şartlı bir şekilde hafifletilmesi kabul edilemez”
Kılınç, açıklamasının devamında Türkiye ile İsrail arasında Mavi Marmara katliamının ardından kopan ilişkilerin yeniden başlayacak olmasının Gazze’deki mazlum ve mağdur Müslüman halkın sıkıntısını gidermeye ve haklarının korunmasına yönelik yapılmış bir anlaşma olmadığına dikkat çekti.
Kılınç, “Bu anlaşma Filistin, özellikle de Gazze’deki mazlum, mağdur Müslüman halkın sıkıntısını gidermeye ve haklarının korunmasına yönelik yapılmış bir anlaşma değildir. Türkiye’nin uluslararası pozisyonunu gözeterek yaptığı bu anlaşma İsrail’in işine yaramıştır. Hatırlanacağı üzere yaşanan menfur Mavi Marmara hadisesi sonrası İsrail’e özür talebi, şehit ailelerine tazminat ve Gazze üzerindeki ablukanın kaldırılması şart koşulmuştu. Fakat görüyoruz ki, Gazze halkı için hayati bir önem arzeden ablukanın kaldırılması maalesef gerçekleşmemiştir. Ablukanın kaldırılması yerine şartlı bir şekilde hafifletilmesi ise kabul edilemez.”
İLKHA