HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş'ın Taksim'i Kâbe’ye benzetmesinin kabul edilemez bir benzetme olduğunu vurgulayan Mustazaflar Cemiyeti Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Özaslan, Kâbe’yi sıradan bir yere benzetmenin İslam’a olan düşmanlığın göstergesi olduğuna dikkat çekti.
Selahattin Demirtaş'ın Taksim'i Kâbe’ye benzetmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Mustazaflar Cemiyeti Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Özaslan, Demirtaş’ın ve partisinin 6-8 Ekim olaylarında aynı şekilde İslami kurumları hedef aldığını ve İslami kurumlarda bulunan Kur’an ve İslami kitapları ateşe verdiğini hatırlattı.
“HDP zihniyetinde bir din düşmanlığı vardır”
Demirtaş’ın İslam’ın kutsal değerlerine dil uzatmasının kabul edilemez olduğunu belirten Özaslan, “Allah’ın (cc) evi olan bir mekânı sıradan bir meydana benzetmek ancak cahillerin işidir. Demirtaş’ın ve partisinin İslam’a ve İslam’ın kutsal değerlerine olan çirkin söylemleri ilk değildir. Daha öncede bu ve buna benzer İslam’ın değerlerine değişik ortamlarda bazı kabul edilemez söylemler ifade edilmişti. Gerek fiili, gerek ise sözlü saldırıları sürekli yaptıkları bir iştir. HDP’nin zihniyetinde bir din düşmanlığı vardır.” dedi.
“Taksim için ‘İşçilerin Kutsal Mekânıdır’ demek ahmaklıktır”
Allah’ın evini sıradan bir alana benzetmenin ancak İslam’a olan saygısızlığın delili olduğunu vurgulayan Özaslan, Müslümanların kutsal mekânı olan Kâbe’yi sıradan bir alan olan taksim meydanına benzetmek ve Taksim için “İşçilerin Kutsal Mekânıdır’ demenin ahmaklık olduğunu söyledi.
Özaslan, “Hâlbuki taksim meydanı sıradan bir alan ve meydandır. Oysaki Kâbe Allah (cc) resullerinin eli ile yaptırdığı ve Müslümanların kıblesi olan bir mekândır. Bundan dolayı Allah’ın evini sıradan bir alana benzetmek ancak İslam’a olan saygısızlığın delili olur. Bu durum İslami değerlere önem vermediklerini ve aynı şekilde İslam’a olan düşmanlıklarının göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
“Bu söylemler içerideki düşüncenin dışa yansımasıdır”
Demirtaş’ın ve partisinin İslam’ın kutsal değerleri ile alay ederek saldırmasının ilk olmadığının altını çizen Özaslan, bu saldırıların ilk olmadığını söyledi.
Özaslan, “Çünkü biz 6-8 Ekim Kobani bahaneli saldırılarda bunu gördük. Bu olaylarda da inançlı olan halka saldırı yapıldı. Yaşanan tüm vahşetler hatırlanırsa Demirtaş’ın çağrısı üzerine yaşandığı görülecektir. Dolayısıyla bu ve buna benzer sözlü veya fiili saldırlar bize şunu göstermektedir ki: Bunların altında açık bir şekilde İslam düşmanlığı vardır. Bu söylemler aslında içerideki düşüncenin dışa yansımasıdır. 6-8 Ekim saldırılarında yaşananlarda kabul edilebilecek şeyler değildi. Bizim halkımız Müslüman bir halktır. Halkımız bunların gerçek yüzünü anlamıştır ve anlayacaktır.” diye konuştu.
“Halkımız dinine ve dini değerlerine düşkün bir halktır”
Demirtaş’ın Taksim’i Kâbe’ye benzetmesinin Müslüman halk tarafından iyi anlaşıldığını ve bir siyasi partinin bu kadar İslam düşmanlığı söylemleri karşısında halka nasıl bir cevap vereceklerini merak ettiklerini belirten Özaslan sözlerini şöyle bitirdi:
“Halkımız dinine ve dini değerlerine düşkün bir halktır. Demirtaş her ne kadar bu söylemleri kabul etmese de biz hangi niyet ile söylendiğini çok iyi biliyoruz. Kâbe bizim kutsalımızdır. Kâbe’ye eş değer olarak hiçbir mabet ve mekân yoktur. Yine 6-8 Ekim olaylarında aynı şekilde İslami kurumlar hedef alınarak, İslami kurumlarda bulunan Kur’an ve İslami kitaplar ateşe verildi.” hatırlatmasında bulundu.
İLKHA