Bu gidişata dur demeli

Sezgin ÖZBAY

Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O’nun pak Rasûlüne olsun.

Vicdanı olan herkesin rahatsız olduğu, sesini yükselttiği fakat sözünü dinletemediği bir sorun var ülkemizde. Bu öyle bir sorun ki sağ-sol, dindar-ateist, kadın-erkek, genç-yaşlı, zengin-fakir ayırt etmeksizin vicdanlı herkesi rahatsız etmekte… Hepimizin ortak sorunu bu, acilen çözülmesi gereken ancak ilgili makamlarca hiç ama hiç önemsenmeyen… Sokakta başörtülülere saldırılmasının kaynağı da bu, okulda öğretmenin öğrenci tarafından öldürülmesinin de her türlü ahlaksızlığın yayılmasının da insanların özellikle de gençlerin anlayışsızlığının da kaynağı bu meseledir. İnanılır gibi değil ama toplumsal bütün sorunların kaynağı budur; televizyon dizileri.

Eskiden kötü bir şey yapan çocuklara, “Okulda sana bunu mu öğretiyorlar.” denirdi. Okulda bir haylazlık yapmışsa, “Annen sana terbiye vermemiş mi?” denirdi. Şimdi ise terbiye veren ne okuldur ne de anne. İnsanların karakterleri izledikleri dizilere göre şekilleniyor.

Çukur’a özenip çukurlaşan ancak bunu kahramanlık sayan gençler türedi. Nasıl olsa sokak serseriliği utanılacak bir şey değil artık(!). Bu dizilerden cesaret alan genç, eline bıçağı alıp okulda öğretmenini öldürebiliyor, kendisine düşük not veren asistanı gözünü kırpmadan katledebiliyor. Sanatçı adını verdiğimiz vicdansızlardan birinin de “Bu senaryo insanlara kötü örnek olur, ben oynayamam.” dediğini duymadık. Çünkü toplumun refahından daha önemli olan, onların ceplerine giren paralar… Bir sanatçı çıkıp da bu dizilere isyan etse, bu tür diziler ortadan kalkabilirdi.

Kötü filmler zaten kötü de, iyilerde de sorun var. İmanı, edebi ve takvası dillere destan bir hünkârın kızı bin yalanı bir anda söyleyebiliyor, elin oğluyla gizli gizli görüşmeye gidiyor… Kötü insanlar her türlü melaneti uluorta yapıyor, adeta kötülük taktikleri veriyor, hünkârın hafiyeleri sokakta –haklı da olsa- adam öldürüyor vs. Bunlar her yaştaki insanın izleyebileceği şeyler değil ama herkesin uyanık olduğu saatte yayınlanıyor.

Bazen düşmanın işletemediği bir günahı bir dost kolaylıkla ve seve seve işletebilir. Zaten en büyük günahlar düşmanla değil dostla birlikte işlenir. Düşmanın zorla işlettiği günah da çoğu zaman günah bile sayılmıyor. O kadar ki müşriklerin baskısı sebebiyle Hz. Ammar İslam’dan döndüğünü söylemiş fakat Kur’an’da kendisinden ‘gönlü iman dolu’ olarak bahsedilmiştir.

Televizyon dizileri, özellikle de kötü olanlar kötü dost gibidir. İnsanları çekebileceği bataklığı tahmin bile edemeyiz. Terör, saldırı, şiddet, görünen ahlaksızlıklar bir yana, asıl üzücü olan, dizilerden yansıyan çarpık ilişkilerin halk arasında gizlice nasıl yaşandığıdır. İmza kampanyası mı olur, RTÜK’ü aramak mı olur başka şeyler mi bilinmez ama vicdanlı insanlar olarak bu çukur dizilere ‘Dur!’ demenin etkili bir yolu bulunmalıdır. Zira büyüyen bu ateş hepimizi yakacak Allah muhafaza…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.