Şimdiki devlet hafızası kimin tarafından kurulmuş dersiniz? Bugün güvenlik soruşturmaları kimin hafızasına göre değerlendiriliyor? Daha önce Laikçi ve ulusalcı yani Kemalist mantığı ile dindar halka yönelik oluşturulan arşivler bunların zamanında yer değişti. FETÖ örgütüne hizmet edecek bir formatta oluşturuldu. Bu örgüte, hâlihazırda ve gelecekte kendisine ayak bağı olacağını düşündüğü bütün şahıs ve kesimler ötekileştirilerek fişlendiği ve devlet hafızası nezdinde suçlu ilan edildiği biliniyor.
Bu süre içerisinde FETÖ örgütü aleyhinde kim konuşmuşsa ve onların istekleri dışında hareket etmişse, bu insanlarla ilgili yalan ve iftiralarla arşivler oluşturulmuş ve mesnetsiz belgelerle yeni resmi hafıza meydana getirilmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi ile bu yapının ihaneti açıkça ortaya çıkmasına rağmen, insanlar hala FETÖ'nün amaçlarına hizmet eden hafıza ile devletteki resmi işlerinde işlem görmeye devam ediyorlar. Şu an insanların işi mahkemeye veya emniyete düştüğünde bu kirli yapının oluşturduğu arşivle sorgulanıyor. Halen mahkemesi devam eden insanların, bu yapının daha önce yalan ve dolanla oluşturduğu sahte bilgi ve belgelerle adli süreçleri devam etmektedir.
Zaten daha önce oluşturulan sahte belge ve delillerle kumpaslar kurulmuş, suçsuz olduğu bilindiği halde mahkemelerin verdiği kararlardan dolayı mağduriyetleri devam eden insanlar vardır. Onların yeniden yargılanmaları gerekirken, bu süreç başlatılmadığı gibi; FETÖ hafızası devletin resmi hafızası olarak durduğu için, yine aynı yöntemle benzer garabet kararlar ve kumpaslar çıkmaya devam ediyor.
Bu hafızadan nemalanmak isteyen yeni bir vesayetin varlığı oluşmuştur. İstediklerinde bu hafızanın bir kısmını alarak FETÖ mağdurları olarak gösterirken, kendi kirli amaçları için fırsata çevirmek istedikleri dosyaları ise olduğu gibi kabul görmekteler. En son HÜDA PAR yöneticilerine verilen cezanın yine FETÖ hafızası tarafından oluşturulduğunu herkes biliyor. Çünkü ceza alan HÜDA PAR üyelerinin dosyasını oluşturan hâkimlerin tümü ya cezaevinde ya yurt dışında ya da görevden alınmışlardır. Peki, terörist olarak kabul edilen bu hâkimlerin hazırladığı tamamen düzmece olan bir dosyanın Yargıtay tarafından onaylanmasını nasıl okumalıyız?
Şüphesiz ki bu kararı verenlere karşı “hala FETÖ'cüler var” deyip işin içinden çıkamayız. Zira FETÖ'nün oluşturduğu devlet hafızasından istifade etmek isteyen bir vesayetin olduğunu görmek gerekir. Ve devletin işleyiş organlarını ele geçirmiş bu vesayetçi kesim, sağır dilsizleri oynayan başta Erdoğan olmak üzere AK Parti'nin kuyusunu da kazıyor. Bunun bir sonraki adımı, döşenen yeni bir darbe hazırlığının gerçekleşmesidir.
Buradan hükümete sesleniyorum; “Andımız” üzerinden yoklama yapan Danıştay'ın, Emine Şahin üzerinden nabız yoklayan yargının ve son olarak kumpasla hazırlanan dosyayla HÜDA PAR üyelerine verilen cezanın Yargıtay tarafından onaylanması birer sınırdır… Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşan yeni vesayet ve FETÖ'nün oluşturduğu devlet hafızasına müdahale edilmese bu olgu başınıza bela olur.