Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin merkez Kayapınar ilçesindeki 4 tane caminin yıkımına götürecek karar ile merkez Sur İlçesindeki İslam komutanlarından "İyaz bin Ganem" isminin verildiği caddenin adını değiştirerek PKK’den hüküm giymiş olan "Dr. İlhan Diken" ismini verilmesine tepkiler gelmeye devam ediyor.Duruma tepki gösteren Anadolu Gençlik Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahman Ergin ile Diyanet-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ömer Evsen, belediyelerin, halkın İslami hassasiyetini gözardı edemeyeceğini vurguladı.
Camiler için alınan yıkım kararlarının kabul edilemez olduğunu belirten Anadolu Gençlik Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Abdurrahman Ergin, "Kayapınar bölgesinde birçok yeni yerleşim yerleri vardır. Buralardaki cami ihtiyacının mutlak surette karşılanması çok büyük önem arz etmektedir. Dolayısıyla yıkım kararı kesinlikle kabul edilemez. Tam aksine bizlerin belediyeden beklediği, hangi düşünceden, görüşten, fikirden olursa olsun belediye; insanların temel inanç ve dini değerleri üzerinde gerekli ihtiyaçların mekânsal anlamda sağlanması hem de şartlarının iyileştirilmesi noktasında gerekli girişimlerde bulunmasıdır. Belediyenin de böyle bir karardan en kısa sürede vazgeçmesi gerekir ve hatta yarım kalmış camilerin yapılmasına destek olmalıdır." dedi.
"Sahabe burada kan dökmemiş, katliam yapmamıştır"
Diyarbakır’ın peygamberler ve sahabeler ile bilinen, tanınan bir şehir olmasını istediklerini dile getiren Ergin, "Buna dair AGD olarak Diyarbakır'ın Fethi gibi birçok faaliyet yaptık. Şehrimizin batıdan insanların gelip yerinde görerek, manevi güzellikleri yaşayarak öğrenmeleri noktasında bir çalışma yürüttük. Şimdi Diyarbakır'da caddelere, kurum binalarında sahabe isimlerinin olması bir zenginliktir. Çünkü Diyarbakır, dünyada Mekke ve Medine'den sonra en çok sahabe ve peygamber kabirlerinin bulunduğu bir şehirdir." ifadelerini kullandı.
Fetih anlayışının İslam'a göre kalpleri ve gönülleri açmak olduğuna dikkat çeken Ergin, "Biz bunun en büyük ispatını da Diyarbakır’ın fethinde olduğunu görüyoruz. Sahabe buraya geldiği zaman burada kan dökmemiş, katliam yapmamıştır. İnsanları barışçıl bir yola İslam'a davet etmiştir ve insanlar da kendi istekleri ile İslam’ı seçmişlerdir. 639 tarihinden bu yana Diyarbakır huzurun, barışın, güzelliklerin en güzel şekilde yaşandığı şehirlerden biri olmuştur. Dolayısıyla biz gerçek huzuru, barışı, kardeşliği istiyorsak ancak İslam ve İslami değerler ile sahip olabiliriz." şeklinde konuştu.
"Kamu binalarına da sahabe isimlerinin verilmesini isteriz"
Sahabe isimlerinin kaldırılması bu şehrin insanlarının inançlarına yönelik olmadığını söyleyen Ergin, "İnsanımız da böyle bir şeyi kabul etmez. Bilakis yeni açılan caddelere dahi sahabe isimlerinin verilmesi Diyarbakır'a bir zenginliktir. Ayrıca kurum ve kamu binalarına da sahabe isimlerinin verilmesini isteriz." diye belirtti.
Ergin, Belediyenin sorumluluk ve hizmet alanlarını hatırlatarak şöyle konuştu:
"Belediye şehrin imar ve ıslahından sorumludur. En güzel şekilde cadde ve parkların yapılması, altyapı sorunlarının çözülmesi, insanların rahat bir yaşam elde edebilecekleri ortamlar oluşturmakla mükelleftir. Belediyeden istediğimiz kesinlikle insanların hangi dil, renk, ırk, düşünce, fikir veya inançtan olursa olsun herkesin inancını özgürce yaşayabileceği ortamları oluşturmasıdır; engeller koymak değildir. Bu, belediyenin kendi kendisiyle bir yandan çelişmesi anlamına gelir."
"Diyarbakır, fetihten sonra hiçbir şekilde İslam toprağı olmaktan çıkmamış bir şehirdir"
Diyarbakır’ın, 5’inci Harem-i Şerif olması münasebetiyle İslam alemindeki önemine vurgu yapan Diyanet-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ömer Evsen ise "Diyarbakır, Anadolu’nun İslam’a açılan kapı, en eski mabetlerin olduğu ve kendisi İslam orduları fethedildikten sonra hiçbir şekilde İslam toprağı olmaktan çıkmamış bir şehirdir. Bu nedenle hem islam tarihi açısından hem de bölge İslam tarihi açısında önem taşır." dedi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinin 4 caminin yıkımına yönelik almış olduğu karara karşı halkın tepkisini değerlendiren Evsen, "Halkımız camilerine sahip çıkma adına el ele vererek birlik oluşturdular ve bu camilerden biri olan Yunus Emre Camii'nde bir araya geldiler. Bu da Diyarbakır’ın kodlarında dinin ne kadar önemli olduğunu, insanların kendi hayat şartları içerisinde dininin sembolü olan camilere sahip çıktığının açık ve net şekilde göstermiş oldu." diye belirtti.
Evsen, "İşi yaparken eğer ferasetli değilseniz iş başınıza sıkıntılar açabiliyor. Bence DBB yetkilileri bu hususta halka bir özeleştiri vermeliler ve konuyu bu şekilde çözmelerinin nedenlerini anlatmalılar. Halkın kendilerinin ağzından bir özeleştiri duyma ihtiyacı var." ifadelerini kullandı.
Belediyenin cadde ismini değiştirme kararına binaen Diyarbakır’ın fatih komutanını anlatan Evsen, "İyaz bin Ganem İslam ordularıyla birlikte komutan olarak Diyarbakır fethinde önemli rol oynamış, Anadolu’nun kapılarını İslam’a açan bir fatih komutandır. Diyarbakır’ın fethinde çok az sayıda çatışma yaşanmış ve en az kayıpla Diyarbakır İslam toprağı olmuştur. Böylesi bir komutanın ismini Diyarbakır’ın tüm caddelerine, camilerine, kütüphanelerine de versek ona karşı azdır. Çünkü İyaz bin Ganem’in açmış olduğu o yoldan sonra Diyarbakır bir tarih, ilim ve insanlık kenti haline geldi." şeklinde konuştu.
"Siz şehri farklı ruh haline büründürmeye çalışırsanız, şehir size dur diyecektir"
HDP’li Büyükşehir Belediyesinin almış olduğu kararı değerlendiren Evsen, "Bir sembol isme karşı bunu yapılmış olması Diyarbakır halkının yüreğini yaralamıştır. Şehirleri idare edenler şehirlerin ruhlarını tanımak zorundadırlar. Siz şehri farklı ruh haline büründürmeye çalışırsanız, şehir size dur diyecektir. Şehrin size dur dememesi için sizin kendinize dur demeniz lazım. Attığınız her adımı şehir ruhuna uygun olarak atmanız gerekir. Her kim Diyarbakır’la ilgili yaptığı şeylerde ilim ve hikmetin dışında bir adım atarsa o adımları nakıs kalır. Bu nakıs da Diyarbakır’ın ruhunu zedeler. Kimsenin Diyarbakır’ın ruhunu zedelemeye hakkı yoktur." uyarısında bulundu.
Evsen, "Siyasetçiler, halkın din ve dindarlık ölçüleriyle ilgili farklı adımlar atmaya çalışırlarsa, halk onlara dur diyecektir. Bu halk Müslümandır. Bu halkın genleri ve kodları Müslümanlıkla atmaktadır. Bu halkın kodlarıyla oynamaya çalışırsanız yanlış yaparsınız. Kürtlerin de, Türklerin de hamurunda, mayasında İslam vardır." dedi ve şunları ekledi:
"Diyarbakır, Allah ve Peygamber ismi geçtiğinde akan suların durduğu şehirdir. Diyarbakır, Peygamberimize yapılan hakaretten dolayı milyonların sokaklara döküldüğü ve çok büyük protesto eylemlerinin yapıldığı bir şehirdir. Bunu herkesin bu şekilde hesap etmesi gerekir. O yüzden camiler ve kutsallarla ilgili bir adım atıldığı zaman Diyarbakır’ın bu değerlerine önem ve hassasiyet gösterilmelidir."
İLKHA