Gerçi son bir iki gündür herhangi bir “kampanya” yok ama ben bu işin sosyolojisi ile ilgili bir şeyler yazmak istiyorum. Çünkü nesne değişse de ahlak değişmeyecek.
Çoğumuz hatırlarız; 20-25 yıl önce bazı mektuplar dolaşırdı: Medineli bir alimin veya Peygamberimizin mezarının yanında uyuyakalan birisinin rüyasını anlatan… İnsanların neredeyse tamamının helak olduğunu keşfel kubur gören biri, insanları tevbeye davet ediyordu. Sonra da bu mektubu 13 kişiye dağıtmayı tavsiye ediyor; dağıtırsan bir mucize ile karşılaşacağını, dağıtmasan başına bir bela geleceğini söylüyordu. Umudun fakirin ekmeği olmasından; gözler bir mucize bekliyordu. Mucize istemese bile beladan korkan garibanlar hem yazıcı hem posta memuru oluyordu mecburen. Neyseki fotokopi sayesinde iş biraz kolaylaştı.
Zaman değişti, bu mesajı 10 kişiye gönder etkinlikleri başladı. “Peygamberimizin adı geçiyor, O’na saygıdan göndermen gerekiyor” diye mecbur ettiriyordu. Çocukların “Allah için yerinde dur” oyunu gibi… “En azından bir salavat okuduk” diye de teselli veriliyordu mucize ile karşılaşmayacak olanlar için.
Derken 5-10 GB internet vaadi ile, bu mesajı 20-30 kişiye gönder tavsiyeleri çıktı. Mesaj genelde “ben denedim oldu” ile bitiyor. Halbuki ne denemiştir ne de olmuştur. Gönderenlerin bazılarına sormuşumdur “geldi mi?” diye. “Valla bekliyorum” diye cevap almışımdır mahcup bir eda ile. Çok beklersin.
Kur’an’ın içinden çıkan kıldı, bilmem ne zinciri idi derken; “değişmeyen tek şey değişimdir” demişler; Corona diye bir musibet çıktı. İhtiyaç değişti. Rüya hikayeleri de bu yönde oldu artık. Jet hızıyla bütün bir memleketi dolaştı hikayeler.
Gözünü sevdiğim teknoloji bu konuda çok imkanlar sunuyor. Geçmişteki gibi ne yazmak ne de fotokopi çekmek zorundasınız. Bas tuşa paylaş. Hele Whatsapp denen bir bela var ki millette huzur bırakmadı. Neyse bu ayrı bir konu.
Belki de mucizevi hikayeler, tembel zamane insanının kısadan köşeyi dönme hülyalarının tezahürüdür. “Bütün kısa yolları tembeller bulmuş” diye bir iddia var da tabi “bütün genellemeler yanlıştır.” Tıpkı bu genelleme gibi.
Hasılı, Allah-u Teala İslam'ın yaşanması için muhteşem mucizevi bir kitap göndersin, Resulu de bunu 23 yıl boyunca bizzat uygulasın da; ümmet onlara bakmak yerine efsanevi hikayelere göre hayatını yaşasın, dünya ahiret nizamı için gelen din yerine hurafelere sarılsın. Olacak iş midir bu?
Zaten Türkiye toplumunun rüyalar ile yakın geçmişi epey sıkıntılıdır. Rüyalar üzerinden insanları ‘sürü’kleyen, tweetleri ikiye katlayıp ülkeyi darbe sürecine götüren bir tecrübeye sahibiz.
O halde bi zahmet herkes hayaline sahip çıksın, rüya görmüşse de diline sahip çıksın. Çıkamayanlar için ey Müslümanlar? Önce kulağınıza sonra aklınıza sahip çıkın. Telefonunuz da o aklın emrinde olsun. Lütfen!