Türkiye’nin içinde ve dışında karışıklık ve gerginlik sürüyor.
Bir taraftan asker ve polis kayıpları diğer taraftan ise geniş çaplı operasyonlar…
Siyasette dokunulmazlıkların kaldırılması ve Pkk ekseninde siyaset yapan BDP’nin tasfiyesi konuşuluyor.
BDP, tabanları kalmayan eski komünistleri vitrinine alarak yeni bir parti arayışında.
Bu arada dış politikada da bir hareketlilik söz konusu.
Karanlık tipler ardı ardına Ankara’ya geliyor.
Son iki kişiden dolayı gelen ziyaretçilerin kimliği dikkat çekici bir hal aldı.
Kısa aralıklarla CIA başkanı David Petraeus Ankara’yı ziyaret etti.
ABD’li senatörler John McCain ve Joe Lieberman’ın da aynı günlerde geldiği öğrenildi.
Son olarak ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey`in ziyareti ve talepleri gündeme düştü.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, görüşmede anlık istihbarat paylaşımı sözünü yerine getirmeyen ABD`li mevkidaşına Türkiye`nin taleplerini iletmiş. Özel, görüşmesinde ABD`nin PKK`ya karşı istihbarat paylaşımını günlük 18 saatten kesintisiz 24 saate çıkarmasını istemiş.
Demek ki istihbarat paylaşımı 24 saat değil 18 saatmiş!
Yani aslında ABD 18 saat T.C devletine 6 saat de Pkk’ye istihbarat paylaşımında bulunabilirmiş.
Acaba istatistikler çıkarılırsa o aradaki 6 saatlerde Pkk’nin karakol baskınları yaptığı da tespit edilebilir mi?
Acaba Necdet Özel, verilen yanlış istihbaratlar ile ilgili de bir açıklama istemiş mi Dempsey’den?
Roboski katliamını hatırlıyorsunuz.
Afyon’daki patlamanın üzerinden fazla zaman geçmeden bazı subaylar ihmalden dolayı görevden alınma ve hatta tutuklanma ile karşılaşmasına rağmen neden üzerinden aylar geçmesine rağmen hala Roboski ile ilgili bir görevden alma ya da tutuklama yok?
İstihbaratın kaynağı Amerikalılar olduğu için olabilir mi?
Hükümet zaaf içine olduğu ortaya çıkmasın diye mi gerçek suçluları gizliyor?
Biz bunların konuşulup konuşulmadığını bilmiyoruz tabii. Ama konuşulanların bir kısmı basına yansıdı.
Türkiye’nin taleplerinin yanı sıra Amerika’nın da talepleri varmış.
Dempsey de ABD`nin sıkıntılarını söylemiş Özel’e.
Buna göre ABD, Taliban`ın son dönemde artan eylemleri nedeniyle sıkıntılı günler geçiriyor. Dempsey`in görüşmede Türkiye`nin Afganistan`da operasyonel anlamda yönetimi üstlenmesini talep etmiş. Daha önce ABD eski Savunma Bakanı Robert Gates de benzer bir talebi Türkiye’nin Savunma Bakanına iletmişti.
Yani Amerika Afganistan bataklığına Türkiye’yi de çekmek istiyor.
Bu taşla da aslında birkaç kuş vurma planlarını yapıyor.
Afganistan’da savaşan ve kayıp veren bir Türkiye düşünün. Marksist Pkk’ye karşı dini argümanları kullanan hükümet şeriatçı Talibana karşı nasıl bir dil kullanacak?
Asker cenazeleri gelmeye başladığında halkın tepkisi nasıl olacak?
Amerikan düşünce kuruluşlarındaki şeytanlar, halkın bu yolla İslam’dan soğutulabileceğini de düşünmüş olabilirler. Ya da en azından şeriattan nefret eden bir kitle oluşturulabilir diye düşünmüşlerdir muhtemelen.
Bununla da yetinmemiş Amerikalı general.
Dempsey, Suriye`de Esed sonrası kontrolü ele geçirmesinden endişe ettiği El Kaide örgütüyle mücadele için de Ankara`nın devreye girmesini talep etmiş.
Suriye`de Baas rejiminin devrilmesinin ardından ülkede El Kaide örgütünün etkin olmasını istemeyen ABD, Türkiye ile bu konu hakkında da görüşmüş.
Esed rejiminin devrilmesinin ardından Müslüman Kardeşler`in yönetimde yer almasını istemeyen ABD`nin, Suriye yönetiminde Hıristiyanların ve Baas rejiminin temsil edilmesini istediği söyleniyor.
Şu anda Baasçılar ve Hıristiyanlar birlikte hareket ediyor.
Yani aslında görünenin aksine ABD, İslami muhalefettense Baasçıların başta kalmasını istiyor.
Eğer Esad devrilecekse de zihniyeti başta kalsın diye uğraşıyor.
Türkiye’nin önüne de Pkk kartını koyuyor.
Aba altından sopa.
Amerika’nın talepleri yerine gelmezse esas istihbarat Pkk’ye gider ve kayıplar artar.
İşte böyle!
Amerika gibi müttefikin olsun hiç düşmanın olmasa da olur.