Bingöl üniversitesi ‘İslam’da şehitlik ve şehadet’ konulu konferans, öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleşti. Bingöl üniversitesi eski rektörlük konferans salonunda Erdemli Gençlik Kulübü tarafından düzenlenen program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Konferansta, Yazar Faruk Köse bir konuşma yaptı. Köse konuşmasında, İslam’da şehitlik ve şehadetin önemine değinerek, sadece Allah için ölenlerin şehit olduğunu vurguladı.
“Kim Allah’ın düşmanlarını dost edinirse, şehadetini bozmuş demektir”
Şehit ve şehadet kavramları üzerinde duran Yazar Köse, şahit olmayanın şehit olamayacağını belirterek, “Kim Allah’ın düşmanlarını dost edinirse, Müslümanı tekfir ederse, kâfiri tekfir etmezse kendi şehadetini bozmuş demektir.” dedi.
Şehit ve Şahitlik mertebelerini anlatan Köse, şunları söyledi: “Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet eden bir insan, Allah’tan başkasının koyduğu hükümlere göre düzenlenen bir hayata razı olursa, şehadetini bozmuş demektir. Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet eden bir Müslüman, Allah’ın koymuş olduğu kaide ve kuralları ve Kur’an’ın bir harfini bile reddederse, hakkı batıla karıştırırsa, küfre meylederse, Allah’ın düşmanlarını dost edinirse, Müslümanı tekfir ederse, kâfiri tekfir etmezse kendi şehadetini bozmuş demektir.”
“Şehit sadece kendini, şahit ise bütün insanları kurtarıyor”
Şehidin sadece kendini, şahidin ise bütün insanları kurtardığını vurgulayan Köse, “Yeryüzünde Allah’ın şahidi olan kimse bu şehadetini başka insanlara da anlatmak zorunda. Tebliğ faaliyetleriyle bunu anlatmak ve yaymak zorunda. Cihat da bir tebliğ faaliyetidir. Cihat ile cinayeti birbirine karıştırmamak gerekir. İşlediği cinayeti cihat olarak, cihat edenin de cihadını cinayet olarak anlatmamak lazım, yaftalamamak lazım. Ganimet ile talanı da birbirine karıştırmamak gerekir. Bidat ile sünneti de karışmamak lazım. Allah Resulünün çizdiği çizgiyi Kur’an ve sünnetin çizdiği çizgi dışında bir eylemi yapman hiç bir zaman cihat olmaz ve sonradan öldüğünde de şehit olamazsın.” diye konuştu.
“Şehit ve Şahitlik en büyük kazançtır”
Şehit ve şahitliğin en büyük kazanç olduğunu ifade eden Köse, Tarihte yaşanan şahitlik ve şehadet örneklerini anlatarak, yaşarken nasıl şahit olunacağını Hz Zeynep, ölürken nasıl şehit olunacağını da Hz Hüseyin’in gösterdiğini söyledi.
“Ölümsüzlüğe ölmek için şahit olarak yaşamamız lazım”
Şehit ve şehadet kavramlarının Allah’ın koymuş olduğu kaide ve kurallara göre tanımlandığını hatırlatan Köse, “Müslümanın çıkabileceği en büyük makama çıkalım. Önce şahit olalım. Sonra da şehadet için mücadele edelim. Şehitler Allah’a konuk ve misafir oluyorlar. Allah’a misafir olmakla ondan daha güzel bir şey olabilir mi? Niçin öldüğümüze bir bakmamız lazım. Biz neler için ölüyoruz; mallarımız, toprağımız, paralarımız ve dünya menfaatlerimiz için ölmüyor muyuz? Peki, Allah için ölüyor muyuz? Allah’ın dinini hayata hâkim kılmak için ölüyor muyuz? Ölümsüzlüğe ölüyor muyuz? Tevhid mücadelesi için ölüyor muyuz? Arkadaşlar, ölümsüzlüğe ölelim. Ölümsüzlüğe ölmek için şahit olarak yaşamamız lazım. ‘Var mısın ölümsüzlüğe ölmeye, var mısınız?’ diyorsanız, o zaman hayatımızı Tevhid mücadelesinde bir şahit olarak geçirmek zorundayız. Eğer yaşayan bir şehit olursak, biliniz ki, şehadetimizi yaşayacağız. O zaman selam olsun Allah için şehadeti arzulayanlara ve şehit olanlara.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Yazar Faruk Köse’nin konuşmasının ardından, Özlem Ajans sanatçısı Hikmet Kıyançiçek ve ekibinin seslendirdiği ilahi dinletisiyle devam edem program, yapılan duayla sona erdi.(Nihat Kanat-İLKHA)