Bismihi Teâlâ
Türkiye seçmeni 24 Haziran günü(bugün) kendisini yöneten, kendisine vekâlet eden şahsı-şahısları ‘'siyasi hak ve ödevler'' kapsamına giren seçme-seçilmehakkını kullanarak belirleyecek. 19 Nisan 2018 tarihinde Türkiye'nin erken seçime gireceği duyurulmuştu. Yaklaşık 1(bir) ayı aşkındır seçime girecek siyasi partiler geceli gündüzlü seçim propagandalarını yaptı. Nihayetinde seçim günü geldi. Ne yazık ki bu süre zarfında seçime yine kan bulaştı. Suruç'ta mazlum halkın kanı üzerinde rant devşiren güçler ve bunların siyasi emellerine taşeronluk eden kesimlerce 3 insanımız yaşamını yitirdi pek çok kişide ölümden döndü…
Elbette kamuoyu görüşünü-kanaatini bir partiden yana kullanacaktır. Her parti aldığı oy oranında belli bir yüzdeliğe erişecektir. Fakat bu sefer ki seçimin fotoğrafı çok renkli… Zıtların ittifakı… İttifak haricindeki partilerin kıyasıya rekabeti… Seçim barajı engelinin aşılma gayretleri… Gerçekleşeceği zor olan vaatler… Oy gelsin de nerede gelirse gelsin hesapları… Parayla milletin oyunu alma oyunları… Ayak kaydırma ayaklarıvs.vs.
Şu an; her partinin vekil adayları doğal olarak seçime girecekleri illerde halkla iç içeler. Hemen herkesin dilinde ‘'Allah, peygamber, doğruluk, hak, hukuk, adalet…'' kavramları düşmüyor değil. Babasının hacı-hocalığıyla, dedesinin sakalıyla, ninesinin 99'luk tesbihiylerant devşiren vekil adayları… Yapay dindarlık görüntüsüyle halkı ajite edenler… Yeri geldi mi dini siyasete alet etmeyin diyen bu zevatlar dini siyasi çıkarlarına alet etmeye gelince üç maymunu oynarlar.
Kısacası; ekseriyeti k seçim evvelinde bir hal, seçim sonrasında bir hal. Başka deyişle bir ‘'bilim dalı'', ‘'yönetme sanatı'',‘'ahlaki bir olgu'' olan siyaset ikiyüzlü bir çehreyle kirlenmiş durumda.İvedilikle ıslah edicilerle ‘'ıslah'' olunmalıdır. Bu da ancak hür dava sahiplerinin varlığıyla olur… Başka deyişle siyaset mektebinde yetişenlerle... Bu mektebin şiarı ‘'Dürüst siyasettir, gerçek adalettir.''
Milletin vekilleri halkın sırtına basarak yükselenler midir yoksa halkın sırtlarına basarak yükselenler mi?.. Seçimden seçime halkın arasına karışanlar mı yoksa halkın kendisi mi?.. Halktan hesap soran mı yoksa halka hesap veren mi?.. Halka tepeden bakan mı?.. Halkın içinden gelen mi?..
İnancı, kültürü, memleketi uğruna her tür çileyi çekenler var: Bu çile varsın zindan olsun… Varsın dünyevi konumlarından olsun… Ölümle tehdidi ilkeli duruşuyla etkisiz hale getiren siyasette dürüstlük, gerçek adalet şiarıyla dertlere çare olmak isteyenler var… Tanı bunları, bunlara bir fırsat ver!.. Pişman olamayacaksın biiznillah!
Dolayısıyla, siyaseti dünyevi çıkarları uğruna kullanmış kişilerin yarattığı güvensizliğin, adaletsizliğin, ikiyüzlülüğün panzehri hür kadrolar, hür adaylardır. Emin ol bunları tanıdıkça koşacaksın; çalıp çırpmayan elleri, korkmayan yürekleri, kibirden uzak erdemlileri göreceksin.
Vekil olup olmamaları bir yana; ne olursa olsun bu kadro daima halkın içinde olacaktır. Bu dava uğruna pek çok bedel ödemiş-ödenmeye de namzet bir iradedir bunun adı. Başka deyişle ‘'HÜR DAVADIR.'' Doğrusu da bu değil midir?
Kazasız, belasız, kansız bir seçim olsun…
Kalın sağlıcakla…