Bu hücumlardan asla bir netice alamayacaklar.
Özellikle Türkiye'ye yapılan hücumları kast ediyorum, hiçbirinden asla bir netice alamayacaklar, bu herkes tarafından görülmüştür.
Fakat devam edecekleri aşikâr, bu konuda herkes müttefiktir.
En yoğun hücumlarını Aralık ayına sığdırdılar, Beşiktaş, Kayseri saldırıları ve son olarak Rusya büyükelçisi suikastı.
Aralık ayının bitmesine bir hafta kaldı, bakalım daha şer cephesinin ajandasında başka neler var.
Dört bir yandan saldırıya geçen terör örgütlerinden DAİŞ, PKK ve diğer sol örgütlerin ne yapacakları bir yana, Rus Büyükelçisine yapılan bu suikast FETÖ'nün uyuyan hücrelerinin ilk somut eylemiyse, bunun arkasının geleceğini, hem daha büyük hedeflere yöneleceğini söylemeliyiz.
Gördüğümüz kadarıyla yetkililer bu suikastla birlikte gözlerini kocaman açtılar ve öncelikle ellerine silah emanet ettiği kadroları ciddi olarak bir daha gözden geçirecekler.
Bütün bu hücumların arkasında olduklarından zerre kadar tereddüt etmediğimiz başta Amerika olmak üzere emperyalist batı Türkiye'den somut olarak neler istiyor, bu hücumlarıyla hangi hedefe varmak istiyor?
Öncelikle Türkiye'yi durdurmak istiyor. Çünkü yürümekte olan, yol almakta olan, büyümekte olan bir Türkiye söz konusu. Ele avuca sığmayan, söz dinlemeyen, haddini aşan, kafa tutan bir Türkiye söz konusudur, bunda hiç kimsenin tereddüdü yoktur.
Her ne kadar Türkiye gibi olmasa da aslında İslam dünyasının tamamında böyle bir fotoğraf söz konusudur.
Yani gittikçe zayıfladığı, küçüldüğü, bütünlüğü bozulduğu için işgal edilip paylaşılmak istenen bir Türkiye'ye değildir bu hücumlar. Belki birinci dünya savaşında böyle bir fotoğraf söz konusu olmuş olabilir.
Bunun karşısında Batı da önceki batı değil, emperyalizm artık dünkü emperyalizm değildir.
Çökmekte olan bir batı emperyalizmi söz konusudur ve bugünkü hücumları kendisini savunma amaçlıdır.
Vaz geçemediği sömürgeci yaşantısını devam ettirebilme adına Türkiye'ye ne yapmak istiyor? Bu saldırı ve suikastların kısa ve uzun hedefleri nelerdir, hangi merhalelerdir?
Dış müdahaleye zemin hazırlamaktır. Türkiye'nin despotça yönetildiği iddiasıyla, Saddam'la, Sırbistan'la özdeşleştirerek NATO'nun müdahalesini sağlamaktır.
Şu olup bitenler hep bunun malzemesini biriktirme adına yapılmaktadır.
Amerika'nın öncülüğünde batının Türkiye'ye açıktan müdahalesi için yanıp tutuşan bir Fethullah Gülen var orta yerde.
Aslında müdahale için en uygun bahane bir iç savaştır. Bunun için yanıp tutuştular fakat elhamdülillah insanımız buna pirim vermedi.
Fakat unutmayalım ki, somut bir iç savaş olmasa bile ufak tefek fevri hareketleri bu bir iç savaştır diye dışarıya yutturma konusunda şer güçler epeyce hünerlidirler, buna dikkat etmeliyiz.
Bunun dışında hiç kimse tereddüt etmesin, batının bu hücumları kendisini savunmaya yöneliktir, medeniyetlerinin yıkılışını geciktirmeye yöneliktir.