İslam'ın ve Müslümanların dünyadaki en büyük düşmanı, tüm gücünü, enerjisini ve imkânlarını İslam ülkelerini işgal edip Müslüman halkları kadın çocuk demeden katletmekte kullanan büyük şeytan Amerika, İslam ümmetini hiçe sayarak Müslümanların tepki ve öfkesini önemsemeden, adeta İslam ümmetine meydan okuyarak fesat ve terör yuvası büyükelçiliğini Kudüs'e taşıdı.
Müslümanların büyük öfkesine ve İslam ülkelerinin liderlerinin tepki ve kınamalarına rağmen büyük şeytan Amerika verdiği karardan geri adım atmadı. Müslümanların ilk kıblegahı Kudüs'ü siyonist israilin başkenti kararında ısrar etti. Yeryüzündeki yaklaşık iki milyar Müslüman'ın kutsallarını hafife almaktan, onların öfkelerini küçümsemekten çekinmedi. İslam ülkelerinin liderlerinin uyarılarını dikkate bile almadı.
Dünya Müslümanları olarak, İslam ümmeti olarak ilk kıblemiz olan mukaddes Kudüs'ü Yahudilere peşkeş çeken, İslam dünyasının kalbine paslı bir hançer gibi saplanan siyonist israilin önünü açıp büyük israili kurmak isteyen Amerika'ya dur demek tüm Müslümanların, İslam ümmetinin öncelikli görevidir. Ülkelerimizi işgal eden, topraklarımızı Yahudilere hediye eden, kadın çocuk demeden Müslümanları vahşice katleden bu azgın rejim karşısında, barbar Amerika ve onunla birlikte hareket eden Avrupa karşısında, işgalci israil karşısında topyekün kıyama durmalıyız.
Müslümanlar olarak, İslam ülkelerinin lider ve yöneticileri olarak kutsallarımızı, dinimizi, özgürlük ve haysiyetimizi ayaklar altına almak isteyen bu şer güçlere anladıkları dilden konuşmanın zamanı gelmiştir artık. Bu şeytani güçler Müslümanların öfkesini, kınamalarını önemsemiyorlarsa siyasi, ekonomik ve hatta askeri olarak onlara gereken cevabı vermeliyiz.
Amerika ve israile anladığı dilden cevap vermeliyiz. Bir taraftan onlara bağırıp, öfkelenip öbür taraftan onların ürünlerini tüketirsek, ekonomik olarak onları güçlendirirsek öfke ve bağırmamızın hiç bir yararı olmaz. Bu İslam düşmanlarının ürünlerini boykot etmeliyiz! Amerika ve israilin kolasını, sigarasını ve diğer ürünlerini tüketmeyi ret etmeliyiz. Bu konuda ailelerimizi, çevremizdeki insanları, halkımızı bilinçlendirmeliyiz.
Yine liderlerimiz, karar mevkiindeki yöneticilerimiz sadece bağırıp çağırmakla, İslam düşmanı bu şeytani güçleri, Amerika ve israil'i kınamakla yetinmemelidirler. Müslüman ülkelerin liderleri güçlerini birleştirerek siyasi, ekonomik ve askeri olarak Amerika ve israile yaptırım uygulamalıdırlar. Gerekirse ekonomik olarak ilişkiler sınırlandırılmalı, elçiler geri çağrılmalıdır.
Ey İslam ülkelerinin liderleri samimi olun! Amerika ve israile karşı düşmanlıkta samimi olun! İslam ümmetinin namus, izzet ve mukaddesatını korumakta samimi olun! Eğer bugün büyük şeytan Amerika'nın bu azgınlığına karşı durmaz, Kudüs'e, Mescid-i Aksa'ya sahip çıkmazsanız yarın sıra İslam ülkelerinin diğer şehirlerine gelir. Ülkeleriniz Irak gibi, Yemen gibi, Afganistan ve Libya gibi işgal edilir, sahip olduğunuz koltuklarınız ellerinizden gider. Onlara boyun eğseniz de, teslim olup zilleti kabul etseniz de devrilmekten kurtulamazsınız!
Tüm Müslüman halklar, tüm İslam ülkeleri, özellikle Türkiye ve İran, İslam dünyasının iki lider ülkesi, evet hepimizin birleşme zamanıdır. Kavganın, tartışmanın, husumetin, rekabetin zamanı değil; kardeşlik, muhabbet, vahdet, birlik zamanıdır. Amerika, israil ve topyekun şer cephesi içimizdeki işbirlikçileri karşısında ölümüne savaşma zamanıdır. İzzetimiz, namusumuz, kutsallarımız ve varlığımız tehdit altındadır çünkü...
Bugün Kudüs'ü siyonist çetenin başkenti ilan eden, İslam topraklarını, Suriye'yi, Ürdün'ü, Lübnan'ı, Gazze'yi, Sina Yarımadasını, Kürdistan'ın önemli bölümünü büyük israil'in kurulması için Yahudilere peşkeş çekmek isteyen, İran'ı savaşla tehdit edip Türkiye'de darbelerle meşru hükümeti devirmeye kalkışan büyük şeytan ve müttefiklerini durdurmanın tek yolu İslam ümmetinin vahdet içinde, gücünü birleştirerek hareket etmesidir. Gün vahdet ve kardeşlik günüdür. Gün özgür Kudüs için ölümüne savaşma günüdür!