Amerika’nın Afganistan ve Irak’a askeri müdahalesi ve peşinden gelen işgal, coğrafyamızın halen yaşamaya devam ettiği ve giderek de ağırlaşmaya aday istikrarsızlık ve kaosun ana nedeni olmuştur. Bu hakikatin göz ardı edilmesi durumunda bölgede bugün olup bitenleri sağlıklı tahlil etmek mümkün olamaz. Sebepleri doğru anlayıp ona göre bir siyaset geliştirmeden sonuca tepki vermek, küfredip lanetlemek akıllıca bir şey değildir. Sorunu ve onu doğuran sebepleri doğru anladığımız vakit onu çözebilme yolunda ilerleyebiliriz ancak. Bazılarının, bölgemizde olup biten kötü hadiseleri ana sebeplerinden kopararak görmek istemeleri bir kasıt eseri değilse eğer, yaman bir cehalettir. Mikroplu bir ortamda hastalığa ve hastalara değil; mikrop üreten sebeplere bakmak gerekir. Korkak hayvan(köpek)lar, taşı atanı değil de taşın kendisinin peşinden havlar ve koşarlar. Bu da, haliyle taş atanın işini kolaylaştırır sadece. Zalimin kendisine değil de tuttuğu sopaya kızmak da bu kabilden bir şeydir.
Evet, DAİŞ veya IŞİD denilen yapının felsefesi, eylemleri sorgulansın, yargılansın ama bunu Amerika’nın istediği bir zamanda ve önerdiği bir şekilde değil elbette. Ömrü ancak iki yıl olan bir yapı(IŞİD)nın işlediği ve İslam’la asla bağdaştırılamayacak kimi hareket ve eylemleri gerekçe gösterilerek bölgenin yeniden bir işgale, kaosa ve yıkıma tabi tutulması, dünya kamuoyunda İslam ve Müslüman düşmanlığı kampanyasının yeniden başlatılması kimin planıdır ve kimlerin işine yarar acaba? Söz konusu grubun işlediği hukuksuzluklar ve şiddetin binlerce kat fazlasını işleyen ABD ve Siyonist israile bir şey diyen var mı? Yok. Üstelik bu işgalci güçler birer ‘kurtarıcı’ olarak görülüyor ve öyle takdim ediliyorlar.
Coğrafyamızda halkın desteğine sahip olmayan gayr-ı meşru idareler kendi iktidarlarını sürdürmek için ABD ve Batı dünyasının müdahalelerine hep çanak tutuyor, destek oluyorlar. Bunlar olmasaydı ABD Irak’a müdahale edip işgal edebilir miydi? Elbette ki hayır… Halka dayanmayan bu hain idarelerin ümmete verdikleri maddi ve manevi zararın haddi hesabı yok. İşin en garibi ise kendi saltanatlarının derdinden başka bir şey düşünmeyen bu idareler, suret-i haktan görünüp kendilerine muhalif her yapıyı da ‘terör’ ve ‘fitne’ olarak yaftalamaktadırlar. Düşünün bir; iki aydan beri Filistinlilere Holocaust yaşatan Siyonist israil, bu hainler tarafından ‘meşru’ ve ‘muteber’ bir yapı olarak tanınıyorken, bu işgalci ve saldırgan katillere karşı nefsi müdafaa yapan Hamas ve diğer direniş hareketleri birer ‘terör örgütü’ olarak görülüyorlar.
İki aydan beri Gazze’yi harabeye çeviren canilere karşı kılını kıpırdatmayan ABD ve Batı, şimdi ne oldu da heyheylenmeye ve bölgeyi yeni bir kan gölüne çevirmeye koşuyor acaba? Sanki IŞİD denilen yapının nükleer başlıkları, kimyasal silahları ve bölgenin hepsini esir alacak büyük bir askeri gücü varmış gibi bir propaganda savaşı yürütülüyor. Bölgenin bütün ülkelerine IŞİD korkusu pompalanıyor. Tıpkı on yıl önce Irak’a müdahaleyi meşrulaştırmak için Saddam’ı ve gücünü abarttıkları gibi bir durum ile karşı karşıyayız. Yeni müdahalenin görünür sebebi IŞİD; gerçek neden ise Batı dünyasının çıkarları.
IŞİD ile ilgili başlatılan medya savaşında ‘habbeyi kubbe yapma’ planı hızla işliyor. Haftalardan beridir dünya IŞİD ile yatıp IŞİD ile kalkıyor. Anlaşılan bu süreç daha da hızlandırılarak devam ettirilecek. israil medyası, IŞİD, Boko Haram kervanına Hamas ve İhvan’ı da ekleyerek bu kirli medya savaşının başında yer alıyor. Hâsılı, yeni bir haçlı saldırısının ayak seslerini duyuyoruz.
Obama, Dışişleri Bakanı John Kerry İle Savunma Bakanı Chuck Hagel’i bölgeye gönderiyor. Londra’da planlanıp Washington’da onaylanan savaş planları bölgede emir bekleyen uydu yönetimlere duyurulacak ve kimin ne iş yapacağı kendisine iletilecek.
Ancak bu defaki saldırı öncekilerden farklı olacak. Büyük şeytan daha önce giriştiği kara harekâtlarından aldığı dersle kendi askerini cepheye sürmeyecek; sadece hava desteği ile yetinecek. Savaşmak için Peşmerge’den, PKK’dan tutun da bir sürü güç ve devlet sırada beklerlerken ABD ne diye kendi askerlerini cepheye sürsün ki?
Arabistan, İran, Mısır, Ürdün, BAE, Kuveyt, Irak ve Suriye rejimlerinin katıldığı ucube bir cephe oluşturulmaya çalışılıyor. At iziyle it izinin birbirine karıştığı bir acip durum sanki. Ayırt edebilen varsa beri gelsin.