Üç çeşit insan vardır!
Birinci çeşit insanlar; Ekmek ve Su gibidirler.
Onlara her zaman ve her yerde ihtiyaç vardır.
Onlarsız yaşam olmaz.
İkinci çeşit insanlar da; İlaç gibidirler.
Onlar da ihtiyaç anında lazım olurlar.
Sıkıntı ve zor zamanlarda onları arayıp bulmak lazım.
Bir diğer çeşit insanlar ise; Mikrop gibidirler.
Onlardan kaçmak ve uzaklaşmak lazım.
Lakin insan her ne kadar onlardan uzak dursa da, onlar insanı arayıp bulurlar ve mikropluklarını bulaştırırlar.(Alıntı)
Mikrop deyince sakın aklınıza mikrop karakterli insan ve maddi mikroplar gelmesin.
Dünyada çeşit çeşit mikroplar bulunur.
Maddi mikropların yanı sıra, gözle görülen ve görünmeyen mikroplar ve dahası adına çağdaş dediğimiz birçok mikrop çeşidi var.
Birçok beşeri ideoloji ise bünyesinde sürekli bu mikroplardan taşır.
Adına çağdaş dediğimiz bu mikroplar sağlıklı bir toplumu ve sağlıklı bir nesli ifsat etmek için hastalıklı bir toplum yaratma noktasında gayret sarf eder
Bazı rejimler, dört koldan saldırı gerçekleştirerek mikroplarını sağlıklı toplumlara enjekte etmek için planlı, programlı ve sistematik bir şekilde çalışır.
Önce mikroplarını insan ve toplumun vücuduna taşıyarak açlık ve sefalete mahkum eder ve daha sonrasında ise pençesinde kıvrandırır.
Halihazırda bugün bu mikroplar düşünce dünyamızda, ekonomik, sosyal, siyasal, politik ve dinsel yaşantımızda yer edinmişlerdir.
Mesela materyalist bir hayat ve kapitalist düşünce ekseni üzerinde dönen yaşam tıpkı diğer beşer ürünü rejimler gibi çok acımasız ve çirkindir.
Bunlar bireylerin ve toplumların kendilerini kaybetmelerine neden olan mikropları enjekte etmek suretiyle yıllarca uyutmuşlardır.
İnsanlara sıkıntı ve stresli bir hal ile uzun bir ömrü geride bıraktırmışlardır.
“İşte böyle bir dünyaya talip ve sadece onu isteyen kişi, peşine düşüp yorsan da dilini sarkıtıp nefes alıp vermekte zorlanan, kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp nefes alıp vermekte zorlanan kelbin(it) durumu gibidir.” (Hz. Muhammed(SAV)
İnsanlar kendi yaşam dünyalarında ruhlarına dünya sevgisi işleye işleye, çağdaş mikroplara karşı savunmasız dura dura ruh gibi olmuşlardır.
Ruh gibi adamlar(!)haline gelmişler.
İşte bu stres, ruhi bunalım ve benzeri mikroplardan kurtulmanın ve karşı koymanın yegane reçetesi insan merkezli, Kur’an eksenli bir düşüncenin şekillenmesi ile mümkündür.