Kahramanmaraş’ın küçük bir ilçesi olan Çağlayancerit halkı, sonbahar gelince temel geçim kaynağı olan ceviz ile mesailerini harcamaktadırlar.
Birçok çeşidi olan Çağlayancerit cevizinin en meşhur olanı “Kalaycı” cevizi olarak bilinmektedir. Sert kabuğu sayesinde nemden ve güneşten etkilenmemektedir. Yüksekliği 3,5 santimetre ve uzunluğu 4,5 santimetre civarında olan kalaycı cevizi her iklim koşullarında yetişebilmektedir.
Halkın yüzde 80'nin geçim kaynağının ceviz olduğunu dile getiren Ahmet Yıldız isimli vatandaş, kendisinin cevizleri satmak için değil ailesi ile birlikte yemek için yetiştirdiğini dile getirdikten sonra cevizi farklı sofralara farklı şekillerde sunmak için ne gibi çalışmalar yaptıklarını şöyle dile getirdi: “Önce cevizleri teker teker dallarından düşüyoruz. Daha sonra 'ger' dediğimiz dış kabuğunu kavratıyoruz. Sonra güneşe çıkarıp 3 ile 5 gün arasında kurutmaya bırakıyoruz. Kuruduktan sonra ceviz içini kabuğundan ayırarak iç yapıyoruz.
Daha sonra bağdan getirdiğimiz üzüm ile karıştırarak süzdürüyor ve iplere takarak bizim ifademiz ile 'Hapsu' haline getiriyoruz. İplere sapladıktan sonra sucuk olarak hazırladığımız karışıma batırıyoruz. Böylelikle kışa hazırlık olarak kış yiyecekleri hazırlıyoruz.”
Ceviz için harcadıkları mesaiyi anlatan Yıldız, “Ceviz için yapılan çalışmalarımız ilkbahardan başlar. İlaçlanması, sulanması derken baharın başlangıcı ile dokuzuncu aya kadar bu işler ile uğraşırız. Sucuk haline getirmemiz, bağdan toplamamız ve tepelememiz yaklaşık 3 ile 5 gün sürer. Şu an hazırladıklarımız kendimiz evde tüketmek içindir. Piyasa için hazırlamıyoruz. Ama piyasa için hazırlayıp satmaya hazır hale getirenler de var.” ifadelerini kullandı.
“Cevizleri tane hesabı ile satıyoruz”
Yaklaşık 6 aylık bir çalışmanın ardından hasat döneminde topladıkları cevizleri kilo ile değil tane hesabı ile sattıklarını söyleyen Yıldız, bir adet cevizin 40 ile 45 kuruş arasında değiştiğini dile getirdi.
Bin adet cevizin 14 kg geldiğini ifade eden Yıldız, elleri alıştığından saymada zorluk çekmediklerini söyledikten sonra şöyle devam etti: “Burada kilo ile ceviz saymak henüz yaygın değildir. Biz burada tane hesabı ile satarız. Cevizleri avuçladığımızda kaça tane olduğunu biliyoruz ve çuvala o şekilde atarak pazarlıyoruz. Çağlayancerit'te halkın yüzde 80'i bu işle meşguldür.”
Yıllardan beridir ceviz işleri ile uğraştığını söyleyen Rahime Yıldız ise yaptıkları işi kısaca şöyle ifade etti: “Cevizleri topladıktan sonra derip tepeledikten sonra kesiyoruz. Daha sonra 'Hapsu’sunu çıkarıyoruz ve hazırladığımız pekmeze batırıyoruz. Daha sonra kuruması için askıya asıyoruz.” dedi.
“Cevizi reçel yapıyoruz”
Cevizin birçok farklı alanda değişik tüketim ürünleri ile birlikte kullanıldığını söyleyen Zahide Bulur, “Çağlayancerit cevizi dünyaca ünlüdür. Maraş 18 olarak patentini almışız inşallah daha ileriye gidecek. Ceviz dendiği zaman artık akla reçeli de gelecek inşallah.” ifadelerini kullandıktan sonra ceviz reçelinin nasıl yapıldığını şöyle anlattı: “Mevsimin durumuna göre mayısın son haftası veya haziranın ilk haftasında cevizler fındıktan daha büyük olduğu zaman toplayıp kabuklarını kavlatıyoruz. Cevizin reçel haline gelmesi 17 gün sürüyor. 7 gün içerisinde suyunu değiştiriyoruz. Daha sonra kirece yatırıyoruz. Kireç işlemi bittikten sonra 17 gün içerisinde farklı zamanlarda şeker ekliyoruz. İçi tahtalaşmadan kabuğunu soyup şişleyerek 7 gün suyunu değiştiriyoruz. Daha sonra ceviz reçeli veya tatlısı dediğimiz işlem meydana geliyor. 2010 yılından buna bu reçeli yapıyoruz. Çağlayancerit dışında bir yerde yapıldığını bilmiyoruz. Cevizden birçok ürün yapıyoruz; sucuk, pastık, tatlı, baklava gibi birçok alanda kullanılıyor. Kışın da yatsıncalık olarak tüketiyoruz.” dedi.
İLKHA