HÜDA PAR Ümraniye ve Sultanbeyli ilçe teşkilatından birer heyetle birlikte Ümraniye'de bulunan geri dönüşüm tesislerini ziyaret eden HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Güvendik, bir süredir ruhsatları olmadığı için de baskın yediklerine yapılan baskınlarla mallarına el konulan firmaları ve çalışanları ziyaret ederek mağduriyetlerini ilk ağızdan dinledi.
Çoğunlukla doğu illerinden gelen ve başka iş bulamadıkları için geri dönüşüm tesislerinde çalışmak zorunda kalan vatandaşların kimisi de üniversite mezunlarından oluşuyor.
Gerçekleşen ziyarette İLKHA muhabirine konuşan geri dönüşüm tesisi çalışanları, başka iş bulamadıkları için mecburen bu işi yaptıklarını, ellerindeki tek işin bu olduğunu, bu sebeple belediyelerin firmalarına çalışma ruhsatı vermelerini istediler.
İş bulamayan üniversite mezunu geri dönüşüm tesisinde çalışmak zorunda kaldı
Dicle Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünden mezun olan ancak iş bulamadığı için geri dönüşüm tesisinde çalışmak zorunda kaldığını söyleyen Mahmut Aytar, "Ben de çekçekçi arkadaşlarla birlikte 4 yıldır çalışıyorum. Gerek yoksul olmamız gerek se de iş bulamamaktan dolayı bu işi yapıyoruz. Yoksuluz, mağduruz. Burada herkes gibi, diğer arkadaşlarımız gibi mağduruz." dedi.
"Tek iş imkânımız da elimizden alınıyor"
23 Ağustos tarihinde valilik tarafından yayımlanan yönerge çerçevesinde depolarına baskın düzenlendiğini belirten Aytar, "Çöp toplamamıza engel olunuyor. En son 4 Ekim'de bu depoya baskın düzenlendi. Ümraniye Belediyesi, çevik kuvvet, polis ekipleri ve belediye araçları bu depoya gelerek malları almaya çalıştılar. Çevre kirliliği, haksız kazanç ve kamu malına zarar verme gerekçesi adı altında mallarımız elimizden alınıyor. Gece –'te depomuza baskın düzenliyorlar. Sanki bu ülkenin vatandaşı değilmişiz gibi bir muameleye maruz kalıyor. Zaten yoksul olduğumuzdan dolayı bu işi yapıyoruz. Kendimize bir iş imkânı bulmuşken, halkın gönül rızasıyla çöpe attığı atıklardan ailemizin geçimini sağlıyorken işimiz elimizden alınıyor.- yıldır yaşanan iklim değişikliğiyle dünyada olduğu gibi ülkemiz de bir ekonomik kriz ile mücadele ediyor. Bu krizde biz çok sıkıntı çekiyoruz. Bu sıkıntılarımızın giderilmesini istiyoruz. Ne yazık ki bu sıkıntılarımız giderilmediği gibi kendi imkânlarımızla ayakta kalmaya çalışmamamıza rağmen valilik yönergesi sebebiyle mağdur oluyoruz." diye konuştu.
"Biz ekmeğimizin peşindeyiz, ekmeğimize dokunmayın"
Urfa'nın Siverek ilçesinden gelerek yaklaşık 20 yıldır geri dönüşüm işiyle uğraşan Sefer Akmeşe, "Bizim tek amacımız ailemizin geçimini sağlayarak çocuklarımız okutmaktır. Biz ekmeğimizin peşindeyiz. Ekmeğimizin elimizden alınmasını istemiyoruz. Yıllardır çekçek ile bu işi yapıyoruz. 5 çocuk babasıyım ve 4 çocuğum okula gidiyor. Ailenin tek çalışanıyım, kirada oturuyorum. Büyüklerimizden ekmeğimize dokunmamalarını istiyoruz." şeklinde konuştu.
Ahmet Yüzgül
"Bize Gebze'de adres gösteriyorlar ama çekçek ile Gebze'ye gidemeyiz"
3 farklı lisansı olmasına rağmen belediye tarafından çalışma ruhsatı alamadığını ancak belediyenin de geri dönüşüm malzemesi sattığı firmaların da ruhsatsız çalıştığını iddia eden geri dönüşüm tesisi sahibi olan Ahmet Yüzgül ise şöyle konuştu:
Lisanslı tesisim var ama ruhsatım yok. Bakanlığın açıklamasına göre ruhsatsız çalıştığımız söyleniyor. Ancak Ümraniye Belediyesi ve Sultanbeyli Belediyesi'nin de birlikte çalıştığı hiçbir tesisin ruhsatı yok. Türkiye genelinde belediyelerle çalışan hiçbir geri dönüşüm tesisinin ruhsatı yok. Lisansımız var ama ruhsat için başvurduğumuzda bize ruhsat vermiyorlar. Şehir dışında bir bölgede tesis kurmamızı istiyorlar. Şehir içinden çekçeklerle mal toplayıp şehir dışına götüremeyiz. Bize Gebze'de adres gösteriyorlar ama çekçek ile Gebze'ye gidemeyiz. Herkese ruhsat versinler. Ak Parti belediyeleri bugün ruhsatsız firmalara mal satıyorlar. En büyük sıkıntımız budur. Ruhsat vereceklerse bize de versinler. En son yapılan açıklamada 'önce ruhsat sonra lisans' deniliyor. O zaman bu lisanları neden verdiniz? Veya lisansız firmalarla, ruhsatsız olan firmalarla neden çalışıyorsunuz? Ataşehir'de topladığınız malları ruhsatsız firmalara sattınız. Hiç kimsenin ruhsatı yok.
Memleketlerinde iş imkânı olmadığı ve okul okuyamadıkları için farklı bir yerde iş bulamadıkları için mecburen çekçek çekerek kâğıt toplamak zorunda olduklarını vurgulayan Mustafa Ay, tek amaçlarının helal yoldan para kazanarak ailelerinin rızkını temin etmek olduğunu söyledi.
"Helal yoldan kazandığımızı elimizden alıyorlar"
"Valiliğin niyeti nedir bilmiyoruz ama bizim niyetimiz alın teriyle çalışmaktır" diyen Ay, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
Bizim gözümüz yüksek para, haram para kazanmakta, kapkaççılık, hırsızlık yapmakta değildir. Biz bu hayata razı olduk. Böyle bir hayata razı olan insanların gözünün yüksekte olma şansı yok. Eğer birileri bu hayata razıysa gelsin bir hafta burada kasın biz de tüm birikimimizi onlara verelim. Burada yaşayan insanlardan zarar gelmez. Çocukluğumuzda mevsimlik işçilik yaptık. 15 yaşına kadar mevsimlik işçi olarak çalışır ardında da gelir çekçek çekeriz. Çekçek çeken birisinden zarar gelmez. Hırsızlık ve rant düşünmez. Helal yoldan kazandığımızı elimizden alıyorlar. Çekçek ile toplayıp biriktirdiklerimizi belediye kolluk kuvvetleriyle birlikte ansızın gelip kepçelerle mallarımız götürüyorlar. Hiç demiyorlar ki bu insanlar 10 saat boyunca sokaklarda dolaşıp çekçek ile bu malı topladı. Gece baskın yapıp mallarımız alıp satmak adalet midir? Şimdi 4 arkadaşımız tutuklu ve bunların çoluk çocukları var. Evli olmayanların anne babaları onlardan para bekliyorlar. Biz parayı cemimize koyup sefa sürmüyoruz. Buradan ta Şanlıurfa'ya para gönderiyoruz. Biz anne-babamıza para gönderiyoruz. Burada insanlar çocuklarına bakıp büyütüyor ama biz 5-6 yaşından itibaren çalışıp anne babamıza bakıyoruz. Memlekette imkân yok, fabrika yok. Babamızın emekli maaşı yok. Mecburen buraya gelip çalışmak zorunda kaldık. Okul okumadığımız için de başka yerde iş bulamıyoruz. Bir markete bile gitsek en az lise mezunu istiyorlar. Elimizdeki tek işimiz budur. Bize başka iş versinler bu işi bırakalım.
Gerçekleştirdiği ziyaret sonrasında açıklama yapan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı İsa Güvendik, mağdur olan çalışanların yanlarında olduklarını vurgulayarak, sorunlar çözüme kavuşana kadar işin takipçisi olacaklarını ifade etti.
"Gece yarısı teröristlere baskın yapar gibi mallarının ellerinden alınması kabul edilemez"
Güvendik, "Buradaki arkadaşların mağduriyetini görmek, birebir konuşmak, sıkıntılarını dinlemek için yanlarına geldik. Karşılaştığımız manzara gerçekten hiç iyi değil. İnsanların son ümitler ellerinden alınmaya çalışılıyor. Ekmeklerini çöpten çıkarmaya çalışan, başka alternatifleri olmayanların problemleri çözülmesi gerekirken mağdur edilmeleri kabul edilebilir bir durum değildir. Biz, onların mağduriyeti giderilsin, daha iyi iş imkânları sağlansın derken ellerindeki son işlerinin de alınması kabul edilemez. Daha önce geri dönüşümcüler ülke ekonomisine katkıda bulunuyorlar diye tebrik ediliyorlardı. Şimdi merak ediyoruz! Ne oldu da yıllardan beridir ülke ekonomisine katkı sunan bu kardeşlerimizin mallarına neden el konuldu? Gece yarısı sanki teröristlerin yeri basılıyormuş gibi sabaha karşı çok sayıda polisle yerlerinin basılması, kepçelerle, kamyonlarla mallarının gasp edilmesi kabul edilemez. Ne zamandan beri milletin çöpe attığı, çöp konteynerlerine attığı malzemeler kamu malı oldu? Ne zaman bu kadar kıymetlendi de bu kardeşlerimizin malları ellerinden alındı? HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı olarak diyoruz ki, dün de bugün de yarın da mağdur olan herkesin yanında olduğunu gibi geri dönüşüm işi yapan kardeşlerimizin de yanındayız. Mağduriyetleri giderilene kadar yanlarında olacağız." dedi.