Başbakanın Çamlıca’ya cami projesi son günlerde biraz daha fazla gündem olmaya başladı ve neticede bir derneğin bu cami işini üstlendiği veya bununla görevlendirildiği böylece anlaşılmış oldu.
Caminin tüm İstanbul’dan görülebileceği ve salt bir namazgâhtan ziyade bir kültür merkezi şeklinde olacağı ifade ediliyor.
Cami’nin İslam’daki yeri gerçekten çok büyüktür. Peygamber efendimiz, hicretleri esnasında Medine’ye varmadan Küba Mescidi’ni yaptırmış, Medine’ye vardıktan sonra da ilk işi Mescid’un Nebevi’yi inşa etmek olmuştur. Bu inşa işinde de bilfiil bulunmuştur.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin yaptığı Nebevi Mescidi üç bölümden oluşuyordu. Bunun bir bölümü namazgâh bir bölümü Ashab-ı Suffe’nin tedrisat yeri, bir bölümü de hane-i saadetlerinin yani kutlu ailenin kaldığı kısımdı. Cami böylece çok yönlü kullanılan bir mekândı Asr-ı Saadette.
Bir Müslüman için cami, olmazsa olmazlardandır. Her devir ve her çağda Müslümanların uğradıkları her yerde ilk işleri cami inşası olmuştur. Müslüman memleketlerin her şehrinde, her mezrasında her köyünde cami vardır. Muvahhit insanların neredeyse hepsinin evlerinin bir köşesi mescid niyetine ayırt edilmiş ve mescid niyetine kullanılmış veya kullanılıyordur. Peygamberimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde; “Kim bu dünyada Allah için bir mescid inşa ederse Allah o kulu için cennette bir köşk hazırlar” diye buyurmuşlardır.
Bir zamanlar halkı ifsat senaryoları için kullanılan bu tepeye bir ibadetgâhın inşa edilecek olması elbette ki sevindiricidir. Cami olsun, cami yapılsın ama bu cami yapımıyla beraber başka şeyler perdelenmesin. İnsani ve İslami başka haklar için de artık adım atılsın. Sözüm ona kimi İslamcı geçinenlerin bile sıcak bakmadığı Çamlıca’ya cami projesine imza atacak kadar güçlü bir iktidarın, bir başörtüsü düşmanlığına dur diyecek düzenlemelere imza atıyor görünmemesi büyük bir çelişkidir bence.
Bir başka husus da, Cami ve mescidin önemi ve gerekliliğini bilmeyenimiz yok. İktidarından Müslüman bireylere kadar herkes bu önemin farkında ancak günümüz dünyasında Müslümanların uğrak yerlerinin kimilerinde ya mescid yoktur ya da vardır ancak atılabilecek en kuytu yere atılmış ve gereken değer verilmemiştir.
Kimi alış-veriş merkezleri veya hastaneler gerçekten Müslüman’a ve ibadete saygının nişanesi olan bu mescidlere gereken önemi vermemişlerdir. Çamlıca’ya, şuraya buraya cami ve mescidin öneminin arz edildiği bu zaman ve zeminde hastane vb. yerlerdeki bu körlük dikkatlerden kaçmamalıdır. Bunu, biz bireylerin yanında ruhsatı verenler ve daha başka yetkililer de görmelidir.
Müslüman bir memlekette 5-6-10 katlı binada yok yok, ama iş mescide gelince adeta bir kaçış, bir saygısızlık hemen kendini gösteriveriyor. Geçen gün Şirinevler Yenibosna arası E-5 yolu üzerindeki bir özel hastaneye hasta dolayısıyla uğradım. Öğlen vakti namaz için mescidi sordum. Adeta terk edilmiş, penceresiz, klimasız 3x2 metre karelik bir yer gösterdiler. Burası gerçekten af buyurun ve mescid adından uzak olsun bir kümes gibiydi. İki rekât namaz kılana kadar terden sırılsıklam oldum. Abdest için zaten müsait yer yok. Yüksek bir lavabodan ne kadar istifade edebiliyorsan… Azıcık yaşı ilerlemiş birinin orada abdest alma şansı kesinlikle yok. O daracık yerde duvarın bir kenarına BAY bir kenarına da BAYAN levhaları asılıydı. Vay be! Bay ve bayanların ayrı durmaları için işaret koymayı da unutmamışlar diye söylendim…
İstanbul’un gözde yerine Cami/mescid düşündüğümüz ve yüzde 99’un Müslüman olduğu bir memleketin hastane ve iş merkezlerindeki ibadethane hassasiyeti böyle olmamalıdır. Müslüman bireyler olarak dinimize gösterilen saygı oranınca başkasının bizden istifade etmesini sağlamalıyız. Benim ibadet etmemi kolaylaştıracak imkânlar sağlamayana karşı bir hesabım olmalıdır.
Onun için, sadece Çamlıca’ya değil, tüm hastaneler, büyük özel iş yerleri ve alış-veriş mekânlarına da rahat, güzel ve iyi mescidler kurulsun. İnsanlar gönül rahatlığı ve huzur içinde ibadetlerini ifa edebilsinler, diyoruz.
Selam ve dua ile.