Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O’nun pak Rasulüne olsun.
Güzel memleketimde son zamanlarda çarşaf çarşaf, çarşaf haberleri sunulmaya başlandı. Ey edep, hayâ, temizlik ve tesettür düşmanları! Bu çarşaf kelimesini çok duyacak ve çarşaflıları çevrenizde çok göreceksiniz. Sayıları artar mı bilmem ama artık sizin istemediğiniz yerlerde karşınıza çıkacaklar, demedi demeyin!
Zaten en büyük korkunuz da çarşaflıların sizin istemediğiniz yerlerde olması değil mi? Evinizi temizlemek için bile kabul etmeyeceğiniz çarşaflıları çocuğunuzun öğretmeni olarak karşınızda bulduğunuzda ne hallere düşeceğinizi çok merak ediyorum. Hastalandığınızda rastgele seçimden karşınıza çarşaflı doktor ya da hemşire çıkacak mesela. O zaman ne yapacaksınız?
Hey gidi günler… Çarşaflı Kur’an kursu hocasının, imam olan eşi ve müftünün baskısıyla çarşafı çıkardığı günler gördük. Hoca Hanım gözleri dolu dolu anlatıyordu çarşafı çıkarma serüvenini. Çarşaflı birini görenlerin sorduğu ilk soru “Eşin mi istedi?” sorusudur. Ancak çarşaf isteyen eşlerden daha çok, çarşaf çıkarttıran eşler gördü gözlerimiz. Kadın hakları o zaman geçerli olmuyor tabi…
İmamın eşi çarşafla derse girmiş de bu yüzden soruşturma açılmış gibi bir algı oluşturuluyor. Aslında öğretmen olmadığı için açılan soruşturmayı çarşafa bağlamak, en hafif tabirle ahlaksızlıktır. Öğretmenlik kutsaldır deriz ya hep. Öğretmenlerin gitmekten imtina ettiği, giden her öğretmenin terk ettiği okula o çarşaflı hanım gitmiş. Sadece formasyon belgesi yok, hepsi o kadar… Lisanslı, ilahiyat mezunu bir hanımefendi çarşaflı olunca mı soruşturma yoluna gidildi?
Ey korkaklar! Sizin neden korktuğunuzu çok iyi biliyoruz ve bu korkunuzun üstüne gitmenizi tavsiye ediyoruz. Ama böyle haber kanallarınızda abartarak, bastırmaya ve sindirmeye çalışarak değil. Korkularınızla yüzleşin! “Ne olur yani çarşaflı biri öğretmen, doktor, avukat, iş kadını vs. olsa?” deyin ve kurtulun şu sıkıntılarınızdan.
Hz. Hatice, döneminde tüccarlık yapan, kervanlarla mal gönderen hatta Mekke’deki en büyük ticareti yapan zengin bir iş kadınıydı. Hz. Meymune hemşirelik teşkilatını ilk kuran hanım… Hz. Hafsa, kralların bile okuma yazma bilmediği dönemde okuma yazma bilen bir kadın. Hz. Âişe keza… Ümmü Seleme(r.a) devlet başkanı danışmanı… Daha sayayım mı? Yok yok, yüreğiniz kaldırmaz falan.
Zirveler, büyük makamlar, iyi işler bize yabancı değil. Buraya kadar yazdıklarım da boş söz değil. İlahiyat bir yana, öğretmenlik, hukuk, hemşirelik, tıp, animasyon yapımcılığı, radyo ve televizyon programcılığı, çocuk gelişimi ve daha birçok alanda okuyan çok fazla çarşaflı tanıyorum. Dizilerinizde terörle değil başka şeylerle de özdeşleştirmeye çalışsanız nafile! Hava kapalıyken Güneş hakkında bin tane iftira uydurabilirsiniz ancak Güneş doğduğunda -kalmışsa- en başta vicdanınız sizi söylediklerinize pişman eder. Vesselam.