Hz. Muhammed (sav) ve çarşafa yönelik yapılan hakaretlerin yankıları devam ediyor. HDP/PKK zihniyetinin özellikle Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerde İslam’ın şiarı ve Allah’ın emri olan tesettüre ve Peygamberimize yönelik yaptığı saldırılara bir tepki de bölgenin tanınmış alimlerden Molla Zeki Bilgin’den geldi.
İslam’ın mukaddesatına hakaret edenlerin Müslüman olmadığına dikkat çeken Bilgin, çarşafa ve tesettüre hakaret edenlerin ise Allah’ın emirlerine hakaret ettiğini söyledi.
Resulullah’a hakaret edenlerin İslam’la alakalarının olmadığını belirten Bilgin, Danimarka’dan sonra sahabe diyarı olan Diyarbakır’da yapılan Peygambere hakaretin, tüm İslam alemine büyük bir hakaret olduğunu vurguladı.
“Yüce İslam dini namus, haysiyet ve şeref dinidir”
Yüce İslam dininin bütün Müslümanlara hürriyeti tanıyan ve Müslümanları büyük bir zafere sürükleyen müstesna bir din olduğunu söyleyen Bilgin, “İslam dininin kanun ve nizamları değişmesi mümkün değildir. Kur’an-ı Kerim’de tesettürle ilgili ayetler nazil olmuştur. ‘Kadınlar erkeklerin dikkatini celp edecek elbiseleri giymesin. Tesettürlü bir bayan erkeklerin önünden geçtiği zaman üzerindeki ziynet eşyaların sesini ve hatta sertce ayaklarını bile yere vurmasınlar’ diyen Allah (cc), bu kural ve nizamları koymuş. Yüce İslam dini namus, haysiyet ve şeref dinidir.” dedi.
“Allah’ın emrine hakaret eden insan mü’min değildir.”
Tesettürün mü’mine hanımların kaçınılmaz bir vazifesi olduğunu belirten Bilgin, “Çarşaf manto ve benzeri bayanların dış kıyafetleri, Resulullah (sav) zamanından asrımıza kadar İslam’a inanmış olan bütün cemaatlerin kanun ve nizamlarıdır. Çarşafa tesettüre, hakaret edenler Allah’ın emrine hakaret etmiş gibi oluyor. Allah’ın emrine hakaret eden insan mü’min değildir. Bunun içindir ki, dünyanın Batısında-Doğusunda, Diyarbakır’da, İstanbul’da veya Mısır’da, Suriye’de olsun, nerede olursa olsun mü’mine hanımların çarşaf ve tesettürlerine hakaret etmek İslam’a karşı gelmek demektir.” ifadelerini kullandı.
“İslam’ın mukaddesatına hakaret edenler, Müslüman değildir”
İslam’ı kabul etmeyen insanların ancak Çarşafa hakaret edebildiğini sözlerine ekleyen Bilgin, konuşmasının devamında şöyle dedi:
“ ‘İslam benim dinimdir’ diyen hiçbir mümin bu terbiyesizliği kesinlikle yapmaz. Bunun içindir ki, bizler mensubu olduğumuz İslam diniyle iftihar ediyoruz. İslam dini; şeref, hassasiyet ve namus dinidir. İslam’ın mukaddesatına hakaret edenler, Müslüman değildir. Bizler İslam’ın kanun ve nizamına baktığımız zaman herkes İslam’ın nazarında aynı nispette ya şereflidir veya şereften yoksundur. Çarşafa ve tesettüre hakaret edenler, Allah’ın emirlerine hakaret etmiştir. Bu işleri yapanları lanetliyoruz. Çünkü Allah onları lanetlemiştir.”
“Resulullah’a hakaret edenlerin İslam’la alakası yoktur”
Açıklamasında Diyarbakır’da Peygambere yönelik yapılan hakarete de sert tepki gösteren Bilgin, “Hz. Muhammed (sav) Arap olan ve olmayanların en büyüğü en kıymetli ve en şereflisidir. Hz. Muhammed (sav) bütün canlıların en hayırlısıdır. Hz. Muhammed (sav), Allah’ın elçisidir. Hz. Muhammed’den (sav) önceki bütün Peygamberlerin hükümleri geçmiştir. O’na inananlar ve O’nun yolunda olanlar, kâfirlere karşı güçlü ve cesurdurlar. Kendi aralarında birbirlerine şefkat ve merhametlidirler. Allah’ın emri budur. Resulullah’a hakaret eden insanlar kim olursa olsun, nerede olursa olsun, onların İslam’la alakası yoktur. İlk olarak Danimarka’da Hz. Muhammed’e (sav) hakaret edenler olmuştu ve yeryüzündeki bütün müminler bu terbiyesizliğe karşı geldiler, böylece geri adım atıldı. O çirkin karikatürün Danimarka’dan sonra Peygamberlerin, sahabelerin, İslam’ın diyarı ve ilim merkezi olan Diyarbakır’da asılması İslam alemi için büyük bir hakarettir. Bunun için bizler Müslüman olmamız hasebiyle böylesi menfi olaylara karşı gelmemiz lazımdır. Allah müminlerin yar ve yardımcısı olsun. İslam’a karşı hakarette bulunanları ve müminleri şehit edenleri Allah kahretsin.” diye konuştu. (M. Sait Çelik – İLKHA)