“Ant olsun Mamur eve, Yükseltilmiş tavana…”(Tur:4-5). Demek ki mamur evin, bayındır ve mutlu evin tavanı yüksek olur. Ayette özellikle “sakafa” yani tavana kasem buyruluyor.
Şimdi seçimlerde herkes “muhalefetin çatı adayı kim olacak” diye soruyor. Biz “kim olacak, şu mu olacak bu mu olacak?” konusuna girmeyeceğiz. Biz şu noktaya dikkati çekmek istiyoruz,
“Aslında önemli olan çatı değil tavandır.”
Bir daha söylüyoruz “Aslında önemli olan çatı değil tavandır.” Bu tekrar değil, teyittir ve de tekittir.
Bazıları, “hocam! yine kelime oyunu yapıyorsunuz” falan diyecek; ama biz onlara bir şey demeyeceğiz. Meselenin usulüne ve sonuçlarına bir nebze değinmek istiyoruz.
Evet, asıl olan tavandır. “Sakfı merfu”dur. Bir evin huzuru, asaleti, bayındır olması tavanının yüksek olmasıdır. Çünkü tavan yüksek olunca derinlik, genişlik ve yükseklik hissi olur. İnsan böyle yerlerde kendini çok huzurlu hisseder. Bu nedenle camilerin tavanı yüksek olur kubbemsi olur. Demek ki memleket de böyle olmalıdır. Herkesin başını ve bakışlarını rahatça gezdireceği yüksek bir tavanı olmalıdır. Bu nedenle peygamber (sav)“yeryüzü bana mescit kılındı” buyurmuştur. Çünkü yeryüzünün tavanı gök kubbedir.
Hz. Ebu Bekir Saideoğulları Sakifesinde halife seçildi. Oysa Ensar Sa'd b. Ubâde'yi halife seçmek istemişlerdi.
Sakife, tavanı olan yer demektir. Nitekim ayette Geçen “sakfı merfu” sakife lafzıyla aynı köktendir ve tavan anlamındadır. Ensar başka bir kişiyi seçmek istemişlerdi. Ama “sakfı merfu”un yani yüksek tavanın adayı başkasıydı. Hz. Ebu Bekir tavanın adayıydı.
Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. (Enbiya:32) buyrulur. Elbette çatı önemlidir. Ama o dışarıya bakar. Tavan ise içe bakar. İnsanlar çatının güzel olmasıyla değil öncelikle tavanın sağlam ve güzel olmasıyla mutlu olur. Tavanın mahfuz olması şeytanlardan korunması çok önemlidir.
Tavanın tavında olması ayrı bir lezzettir. Tavanın genişliği, derinliği ve genişliği insana özgürlük hissi verir. Tavanın tavı ise ısının tam olmasıdır. Orada aşkın ve muhabbetin kıvamında olmasıdır. Böyle olduğunda insanlar daha rahat ve güvenilir şekilde fikir üretirler. Akustik denge olur. Herkesin sesi duyulur. Sözü dinlenir. Oyları kıymet kazanır. Ufuk sahibi olurlar. Düşünceleri tutarlı, duyguları sıcak olur. İçleri dışları mamur olur.
Birileri çatı adayı merak edebilir. Biz tavanı koruyacak tavanı yükseltecek kişinin asıl aday olduğunu ifade etmek istiyoruz. Beni saide sakifesinde ashabın bir kısmı kendince çatı aday bulmuşlardı; ama o tavanın adayı ayrıydı. Beni Saide, “saadetin oğulları” demek. Onlar saadeti böyle aradılar; ama saadet böyle olmuyormuş. Çünkü mesele çatı değildir tavandır.
Türkiye çatı adayını değil tavanı yükseltecek kişiyi asıl aday kabul etmelidir. Tavan sürekli yükselmelidir. Yükselmeli ve genişlemelidir. Akit böyle kurulmalıdır. Tavan ne kadar sağlam olursa taban da o kadar mamur ve müreffeh olur. Yoksa çatı kiremit olmuş, beton olmuş, toprak olmuş mesele değil. Bunlar dışsal şeylerdir. Mesele içseldir. İçin içselleşmesidir. Çatı adayı dışardan belirleyebilirler; ama tavanın adayı içten içe ve içtenlikle belirlenmelidir.