Şehirlerin sokaklarına çukurlar kazılmasına ve mühimmat depolarına dönüştürülmesine devletin seyirci kaldığını belirten bölge halkı, tüm bu olup bitenlere göz yumulduğu için bugün evlerini terk etmek zorunda kaldıklarını dile getirdiler.
Çözüm Süreci boyunca PKK’nin yaptıklarına seyirci olunmasaydı bugün halkın göç etmek zorunda kalmayacağını söyleyen, Cizreli mağdur R. … yaşanan çatışmalardan ve ilçedeki PKK baskısından dolayı bölgeyi terk ederek Gaziantep’teki akrabalarının yanına yerleştiğini ifade etti.
Çatışmalar ve sokağa çıkma yasaklarının yaşattığı mağduriyet nedeniyle 11 nüfuslu ailesi ile birlikte Gaziantep’e göç eden R. … “Çözüm süreci boyunca sanki devlet yoktu. Her şey sanki onların (PKK) eline verilmişti. Onların elinde olduğu zaman biz vatandaş olarak ne yapabiliriz. Karşında eli silahlı adamlar var. Ortada bir güç ve devlet olsaydı? Zaten bizim başımıza bu gelmezdi.” diyerek tepkisini dile getirdi.
PKK’nin halkın yoğun olarak yaşadığı mahalleler arasına açtığı çukurların yeni olmadığını, Çözüm Süreci boyunca PKK’nin ciddi bir hazırlık yaptığını belirten R. … PKK’nin dayatma ve silah baskısıyla halkın evinin önünü kazdığını ve buralara bomba yerleştirdiğini söyledi.
“Cizre’den çıkarken gece 23.00’de 3-4 kilometre boyunca yol yürüdük”
Yaşadıkları süreci anlatmaya devam eden R. … şunları ifade etti: “Sokağa çıkma yasakları başlamadan önce bunlar (PKK) bütün hazırlıklarını yapmışlar. Yasaktan öncede sokaklarda çukurlar kazmışlardı. Sokağa çıkma yasağı ile birlikte gücü yeten halk, imkanları dâhilinde kaçtılar. Yaklaşık 200 bine yakın nüfusu olan Cizre’de şuan 10 bin kişi bile kalmamış. Sokağa çıkma yasağı ilan edildiği gün ailemle birlikte gece 23.00’de 3-4 kilometre boyunca yürüdük. 11 nüfusla beraber bir araba kiralayıp Gaziantep’e geldik. Burada bir akrabamızın yanına sığındık. Gözümüz kulağımız her zaman Cizre’de acaba ne oldu? diye”
Cizre’deki işyeri ile evinin kullanılamaz hale geldiğini belirten R. … “Evimin ve işyerimin durumu nasıl diye orada kalan akrabalarımızdan telefonla bilgi alıyorum. İşyerimin ne olduğunu bilmiyorum. Ama evimizin tamamen kullanılamaz hale geldiğini biliyorum.” dedi.
Cizre’deyken işyerlerini ancak haftanın 2 günü açabildiklerini söyleyen R. … haftanın 5 günü ise kepenkleri kapatmak zorunda kaldıklarını ve bu duruma kimsenin müdahale etmediğini ifade etti.
“Çözüm Sürecinde sanki her şey onların (PKK) eline verilmişti”
“Çözüm Süreci boyunca sanki devlet yoktu” diyen mağdur R. … “Her şey sanki onların (PKK) eline verilmişti. Adamlar istediği arabayı, dükkânı yakıyordu. Sen onların dediklerini yapmadığın zaman seni hain ilan ediyorlardı ve hedef haline geliyordun.” diye konuştu.
“Araban varsa onların (PKK) yapmış olduğu barikatlara kum taşımak mecburiyetindesin”
Barikat ve çukurların bir günde hazırlanmadığını belirten R. … sözlerine şöyle devam etti: “Biz bu duruma geleceğini biliyorduk. Çünkü yapılan hazırlıklar sıradan yapılan hazırlıklar değildi. Bir sabah işyerim açmaya gittim. Baktım ki karşımda bir barikat kurulmuş. İşyerimi nasıl yıktılar, o duvarı oraya nasıl ördüler şaşırdım. Bu hazırlıklar ve kazılan çukurlar bir günlük hazırlıklar değildi. Eğer senin araban var ise arabanla onların (PKK) yapmış olduğu barikatlara kum taşımak mecburiyetindesin. Yoksa ya arabanı yakarlar ya da seni öldürürler.”
“Bir an önce kendi memleketimize gitmek istiyoruz”
Bir an önce bölgede yaşanan çatışmaların bitmesini beklediklerini belirten R. … “Biz bir an önce kendi memleketimize gitmek istiyoruz. İşimizin başına doğup büyüdüğümüz topraklara dönmek istiyoruz. Biz yıllardır yapılan savaşlardan bir şey anlamadık. Biz 66 gündür Antep’teyiz. Torunlarım var ve onların eğitimlerinden geri kalmamaları için gelir gelmez okula göndermeye başladım. Hatta torunlarım yarıyıl tatilinde takdir belgesi aldılar. Karneleri çok güzeldi. Hep aklımızda Cizre var.” şeklinde konuştu.
“Bizim suçumuz neydi?”
Çözüm süreci boyunca PKK’nin yaptığı çatışma hazırlıklarını ve kazdığı çukurları görmezden gelen devletin de bu yaşananlarda payı olduğunu belirten R. … “Bu olaylar olmadan önce niye basın gelip de her şey ortada iken görmemezlikten geliyordu. Eğer basın zamanında gelip Cizre’de olup bitenleri yansıtsaydı. Her şeyi görürlerdi. Kimse bizim içinde olduğumuz durumu görmüyordu. Devletin mensupları gelip de bir kere olup biteni görseydi. Acaba Cizre’de bunlar ne yapıyor deseydi. Vatandaş ve esnaf olarak bizim suçumuz neydi?” diyerek hem Devlete hem de PKK’ye tepki gösterdi.
İLKHA