Yüksek tansiyon sonucu beyin kanaması geçiren ve 7 Şubattan bu yana hastanede yoğun bakım altına tutulan Van’ın tanınmış İslami şahsiyetlerinden Ömer Ürgün, yakınlarının ve sevenlerinin katılımıyla defnedildi.
Ömer Ürgün’ün vefatıyla ilgili dava arkadaşları duygularını İlke Haber Ajansı’yla paylaştılar. Ürgün’ü 30 yıldan bu yana tanıdığı söyleyen Selim Sivi, “Ben rahmetli Ömer’in elini harama uzattığına asla şahit olmadım. Ömer kardeşimin akidesi sağlam, Allah’a gönül vermiş, Resul’ünü ve Müslümanları sevmiş olarak biliyorum.” dedi.
“28 Şubat ve 2000’li yıllarda ağır işkencelerden geçmiştir”
Ürgün’ün hiçbir zaman inancından taviz vermediğini dile getiren Sivi, “Ömer kardeşim mücadeleci bir ruha sahipti. Allah ve Resulü’nün sevmediklerini asla sevmemiştir. Ömer’in güzellik vasıfları çoktur. Biz buna hem dünya da hemde kıyamet gününde şahitlik ediyoruz. İslami dava için çeşitli sıkıntılara maruz kalmıştır. 28 Şubat ve 2000’li yıllarda ağır işgencelerden geçmiştir. Fakat o süreç içinde ve daha sonraları bile Hacı Ömer asla inancından vazgeçmemiş. İnancını yaşamış ve yaşatmak istemiştir. Onu tanıyan herkes de onu bu şekilde tanımış ve bilmiştir. Cezaevi ve işkencelerden sonra sağlığının hemen hemen yarısını kaybetmişti.” ifadelerinde bulundu.
“Ömrünü Allah’ın davasına adamış çok değerli bir insandı.”
Ürgün’ün dava arkadaşlarından Ali Arslan ise duygularını şöyle ifade etti: “Ben kendisinin dava arkadaşlarından biriyim. Resulullah’ın bir Kudsî Hadisinde Cenâb-ı Allah buyuruyor, Benim gök kubbemin altında öyle dostlarım vardır ki, onları benden başka kimseler bilmez. Biz Müslüman olarak bu değerli abimizi o sınıftaki insanlardan biri olduğunu umuyoruz. Ömrünü Allah’ın davasına adamış çok değerli bir insandı. Onun en eski arkadaşlarından aldığımız bilgilere göre, bırakın 90’lı yıllarda 70’lilerin sonundan günümüze kadar hep ömrünü Allah’ın davası uğruna feda etmiş çok değerli bir insandı.”
“Allah’ın dinine hizmet etmeyi kendisine şiar olarak bilmişti”
Ürgün’ün hayatından anekdotlar aktaran Arslan, “Yanına gittiğimde hep güler yüzlüydü, her sözü İslam’a hizmet olan sözlerdi. Eğer bu zat dünyalık istemiş olsaydı, Van’da onun önününe kimse geçemezdi. Bu zat Allah’ın dinine hizmet etmeyi kendisine şiar olarak bilmişti ve o yolda gidiyordu. Herkes ona şahittir ki ne harama el atmış, ne de meyil etmiştir.” ifadelerini kullandı.
“Davasında hiçbir zaman taviz vermedi”
Kendisini 1978 yılında tanıdığını söyleyen Yusuf Çoşar ise “Rahmetli kardeşimle 1978 yılında tanıştım ve o günden beri de beraberiz. Tanıştığım tarihlerde İslami mücadele içinde bulunmaktaydı. Bu kardeşimiz haytının büyük bir bölümünü İslami davaya hizmete adamıştır. Allah’ın düşmanlarıyla düşman, dostlarıyla dost olan biriydi. Davasından hiçbir zaman taviz vermedi. Çok işkenceden geçti. 12 Eylül olsun, 28 Şubat olsun 2000’li yıllarda da cezaevi hayatını sürdürdü. Dünya malını elinin tersiyle itmişti. 2000’li yıllarda ceza evinde bazı hastalıklara yakalandı. Cezaevi şartlarında doğru dürüst bir tedavide göremedi.” dedi.
“Tebliğ noktasında çok kıymetli emekleri geçmiştir”
Cenazeye katılan HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Saygın ise “Bugün Hacı Ömer abimizin vefat etmesi nedeniyle cenazesinde bulunmak üzere buraya geldik. Kendisi İslami çalışmalarıyla Van’da tebliğ noktasında çok kıymetli emekleri geçmiştir. Ben kendisini son 4-5 yıl içerisinde tanıdım. Aynı zaman da partimizinde resmi üyesiydi. Vefalı ve cefakâr bir abimizdi. Allah’u Teâlâ’dan kendisine rahmet diliyoruz. Dava arkadaşlarına da sabr-ı cemil diliyoruz.” şeklinde konuştu. (Sedat Karatay-İLKHA)